Üretimin durdurulması gerekçesi;

Bundan (yaklaşık) 1,5 ay önce, temmuz ayı başlarında ilimizin bazı yörelerinde bir ‘sel felaketi’ oluyor…

Keşap İlçesi Erenköy sınırları içerisinde;

2009 yılından bu yana, Sağlık Bakanlığının onayıyla Avrupa standartlarına uygun üretim yapan ERİMEZ-KARDAĞ su fabrikası yaşanan sel felaketinde üç işçi tazyikli suyla sele kapılıyor…

İki emekçi işçiden birisi kurtulamayarak hayatını kaybediyor…

Ve ‘iş güvenliği’ sağlanmadığı gerekçesiyle;

Fabrikanın sorumluları hakkında hukuki davalar açılıyor…

Ve hukuki takip süreci devam ettiği içinde;

Fabrikanın ‘su üretim’ yapması durduruluyor…

Ancak, kamuoyunu bilgilendirmek için ne zaman faaliyete geçip, geçmeyeceği de doğru-dürüst bilgilendirilmiyor…

Sel felaketinde yaşanan ‘iş kazasının’ hukuk süreci devam ettiği için;

Biz işin hukuk tarafını hukukçulara bırakalım…

ERİMİZ-KARDAĞ Suyunun niteliklerine ve ekonomik olarak yöreye kazandırdığı değerleri bir bakalım…

2009 yılından bu yana 14 yıldır kaynak su üretimi yapıp şişeleyen Erimez-Kardağ Su İşletmesinin bünyesinde;

Ailesinin geçimini sağlamak için 200 dolayında işçi çalışıyordu…

Bu rakamı ortalama 5 nüfuslu aile çarpanıyla hesap edersek;

Bin kişi azda olsa karnını doyuruyordu…

Bu rakamlara şunları da ilave edecek olursak;

Sadece il genelinde 1000’e yakın bakkal ve büfe en çok ‘KARDAĞ’ suyunu sattığını söylüyordu…

Diğer taraftan;

Ülkenin dört-bir yanına ‘KARDAĞ’ suyu nakliye etmek için, Erimez Kardağ fabrikasının kapısından her gün 15-20 Tır su nakliyesi yapıyordu…

Şimdi bu ekonomik kazanımları da çarpanlarıyla hesap edersek;

Doğal kaynak suyu üretimi yapan Erimez-Kardağ Su fabrikası en az beş bin kişiye ekmek kapısı aralıyordu…

Ancak yaşanan sel felaketinde bir kişinin ölümü gerekçelendirilerek;

Fabrikanın su üretimi (süresi bilinmeyecek bir şekilde) durduruldu…

Ve bu araya küçük bir not düşmek istiyorum;

Su satan bakkal ve büfeler arasında şöyle gelişigüzel bir araştırma yapıp, en çok hangi suya daha fazla talep var diye sordum…

Aldığım yanıt daha çok ‘KARDAĞ’ suyu oldu…

Şimdi yine şeytana uyup düşünüyorum da;

İş yerinde ‘iş güvenliği’ sağlanmadığı için sadece bizim ilimizde üretim yapan bir fabrikanın, işletmenin faaliyeti durduruldu?

Yoksa, başka iş alanlarında da ‘iş kazası’ (iş güvenliği alınmadığı için buna ‘cinayette’ diyebiliriz.) -hatırı sayılır- şirketlerde yaşanan ‘ölümlü’ iş kazalarında da, o iş yerlerinin faaliyeti durduruldu mu?

Doğrusu bunu çok merak ediyorum…

Bu kuşkumu bir-iki örnekle öne çıkaracak olursam;

Giresun’un merkeze bağlı Duroğlu Beldesinde HES kapaklarının açılmasıyla Aksu deresinin debisi yükseldi ve yükseler su sonucu iki emekçi işçi hayatını kaybetti…

Fakat, olay kısa bir soruşturmayla geçiştirilerek, HES Şirketi hiçbir şey olmamış gibi çalışmalarına devam etti…

Örneğin;

Maden ocağında ‘iş güvenliği’ sağlanmadığı için Manisa-Somada 301 kişi, hatırı-sayılır patronun ihmali yüzünden hayatlarını kaybetti..

Hukuki dava hala sürmüş olsa da, işletme çalışmalarını sürdürüyor…

Bir-iki örnekte -anamızı belleyen-Mehmet Cengiz’in şirketlerinden örnek verelim;

Cengiz Holdinge devredilen Samsundaki Eti Bakır İşletmesinde 22 Kasım 2012’de amonyak tankında meydana gelen çökme sonucu 5 kişi hayatını kaybediyor, 10 kişi ağır yaralanıyor…

Ama şirketin faaliyeti her nedense durdurulmuyor…

Yine Mehmet Cengiz’e ait şirketlerden;

22 Şubat 2012 yılında Adana Göksu Irmağında tünel kapağının patlaması sonucu baraj yatağında çalışan 10 işçi sulara kapılarak hayatını kaybediyor…

Her nedense herifçioğlunun HES Şirketi faaliyetine devam ediyor…

(Daha buna benzer yüzlerce örnek var, bu kadarı yeterli buluyorum.)

Ve yine abuk-sabuk düşünerek ‘acaba’ diyorum;

İlimizin sayılı üretim merkezlerinden birisi olan KARDAĞ suyunun üretimi, birilerinin baskısı ile hepten mi kapatılmak isteniyor?

Hani ‘büyük balık, küçük balığı yutar’ sözü üzerinden düşünürsek;

Daha büyük ‘sermaye babaları’ kendi çıkarları için siyasi gücünü kullanıp, bu şirketin üzerine çökmek mi istiyor?

Niye böyle düşündüğümü ‘bilenlerinde’ çok iyi bildiği gibi;

İlimizin sahipsizliğini sadece Giresunlular değil, cümle-alem biliyor…

Ne kadar üretime yönelik yatırımı varsa, ya kapatılıyor, yada başka para babalarına devrediliyorda, onun için böyle düşünüyorum…

Bu konuda sizler ne düşünürsünüz onu bilemem;

Ama beni aklıma böyle saçma-sapan, abuk-sabuk, fındık kabuğu doldurmayan sorular geliveriyor…

Kalın sağlıcakla…