Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
KARMA EĞİTİM SİSTEMİ NEDEN SEVİLMİYOR VE EĞİTİM BAKANLIĞINI KİMLER YÖNETİYOR
  • 0
  • 499
  • 14 Temmuz 2023 Cuma
  • +
  • -

Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

Bugünkü sohbet konumuz;

Yüzyıl sonra tekrar gündeme gelen ‘Kız Okulları’ üzerine olacak…

Ancak, sohbetime başlamadan önce dobra dobra söylüyorum;

Lütfen bu sohbet yazısını eğitim sisteminden memnun olanlar…

Her gelip-geçen Milli Eğitim Bakanlına alkış tutanlar okumasın…

Efendim, bilenlerinde bildiği gibi;

Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sona 1925-26 tarihleri arasında ‘Üçüncü İlmiye Toplantısı’ yapılıyor…

Ve yapılan bu toplantıda;

O günün okullarında kız-erkek ayrımına dayalı ‘Haremlik-Selamlık’ eğitim sistemi sonlandırılıyor…

‘Karma Eğitim Sistemi’ uygulamasına geçiliyor…

Geçiliyor geçilmesine de;

Kız-erkek ayrımı yapılmadan düşünülen ‘karma eğitim sistemi’ öyle kolay yapılmıyor…

Rayına oturmuş 600 yıllık gelenek öyle birdenbire yıkılmıyor…

Yani;

Yapılan ‘yeniliklerin’ taraftarları olduğu gibi, karşıt görüşte olanları da oluyor…

Üstelik ‘karşıt’ olanlar ‘karşıtlıklarıyla’ kalmıyor;

İnatçı ve kindar davranışlarını da nesilden-nesle, günümüze kadar sürdürüyor…

İzniniz olursa, buraya bir ara not düşmek istiyorum, o da şu;

Mustafa Kemal Atatürk’ün yokluğunu fırsata dönüştürmek isteyenler, hiç zaman kaybetmeden onun getirdiği diğer yenilikler başta olmak üzere ‘Karma Eğitim Sistemine’ düşman kesildiler…

Düşman kesildikleri içindir ki;

Onun bilimden, bilimsellikten ve çağdaşlıktan yana olan eğitim sisteminin dibine ‘incir ağacı’ dikmeye niyetlendiler…

İkiyüzlülük yapmayanlar ve elini vicdanının üzerine koyanlarda yine çok iyi bilir ki, M. Kemal Atatürk öğretmenleri el üstünde tutardı…

Hatta kendisine;

“Cumhurbaşkanı olmasaydınız, ne olmak isterdiniz?” sorusuna “Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim” yanıtı verdiğini cümle alem biliyor…

Peki, Atatürk milli eğitime bu kadar önem verirken;

Son yetmiş-seksen yıldır (genel olarak) Milli Eğitim Bakanlığının koltuğunu kimler dolduruyor?

Eğitim sistemini bilimsel, çağın yolculuğuna ayak uyduracak şekilde eğitim pedagojisini en iyi bilen ehil kişiler mi seçiliyor?

Yoksa, eğitim mühendisliğiyle uzaktan-yakından hiçbir ilişkisi olmayan sıradan insanlar mı getirilip bu koltuklara oturtuluyor?

Hani, daha öncekiler gibi;

Son milli eğitim bakanımızın da (öğrenciliğinin dışında) eğitim uzmanlığı konusunda uzaktan-yakından hiçbir ilişkisi görünmüyor ve ‘yazılı ortaklarda’ rastlayamıyoruz da onun için böyle diyorum…

Ve zaman geçirmeden hemen kimlik verilerini paylaşıyorum;

Milli Eğitim Bakanımızın adı; Yusuf TEKİN

1970 Erzurum-Tortum doğumlu

2011 yılında Gençlik ve Spor Bakanı yardımcısı oluyor…

2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına atanıyor..

2018 yılında görevinden ayrılıp profesör patentini alıyor,,

Aynı yıl Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesine rektör oluyor…

Ve 2023 yılında da Milli Eğitim Bakanlığının koltuğuna oturuyor…

Yayınladığı eserlerini merek ediyorsanız, hemen onu da söyleyelim;

‘Şeriat, Meşruiyet ve Meşrutiyet’

Ve ‘Yeni Osmanlıda Demokrasi Tartışmaları’ isimli eserler yayınlamış.

İşte çiçeği burnunda olan bu saygıdeğer eğitim bakanımız;

Cumhuriyetin 100. yılında, yüzyıl geriye giderek yeni bir değişiklik yapmayı düşünüyor…

Ve tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi;

Kızların erkeklerle ayrı okuması için ‘Kız Okulları’ açmayı düşünüyor…

Ve gerekçesini de şöyle ileri sürüyor;

“Kız çocukların okula göndermek istemeyen ana-babalar, kızlarının erkeklerle aynı sınıfta okumadığını istemediği için okula göndermek istemiyorlar! dedikten sonra da şöyle devam ediyor;

“Kız okullarının devamını sağlamak için bu yolu düşündük” diyor…

Eh, koskoca ‘bakanınız’ hepimizden iyi bileceğine göre;

Biz eski öğretmenler başta olmak üzere itiraz edecek halimiz yok…

Hele hele vatandaşlık haklarımız kullanma ayaklarına yatıp;

Bu konuda ukalalık yapıp, öneri getirecek halimiz hiç mi ‘hiç’ yok…

Ancak, aklımıza gelen şu soruları alt-alta sıralama hakkımız vardır diye düşünüyorum…

Ve “Sayın Bakanımız” ifadesini kullanarak sormak istiyorum;

“Yüzyıl önce uygulanan ‘haremlik-selamlık’ felsefenizi eğitim sistemine monte ederek ‘eğitimde birlik’ yasasını çiğneme hakkını nereden alıyorsunuz?”

Hadi ‘karma eğitim sistemini’ ortadan kaldırdınız diyelim;

“Okula gitmesi gerekirken çocuk yaşta ‘gelin’ olanlar için ne gibi önlem almayı ve ne gibi mücadele etmeyi düşünüyorsunuz?”

Hadi diyelim ki;

Kız öğrencilerin okula gitmesi için ‘Kız Okulu’ ayrımcılığı tuttu ve bu konuda başarılı sağladınız…

“Aile ekonomisine katkı sağlamak için bölgeden-bölgeye mevsimlik çocuk işçilerinin okula gitmesine nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz?

Büyük sanayi kentlerinin varoşlarında yaşayan yoksul aile kızlarının otobanlarda ölümü göze alarak ‘mendil, su’ satışlarından alıkoyup, okullara devam etmesi için ne gibi bir proje düşünüyorsunuz?

Son soru;

Cemaat ve Tarikat yuvalarında göz-be göre göre beyni yıkanan kız çocuklarını nasıl bir projeyle kurtarmayı düşünüyorsunuz?

Daha doğrusu böyle bir düşünceniz var mı?

Ah, ah ne demeliyim?

Nasıl bitirmeliyim bilmem ki?

En iyisi şöyle sonlandırayım;

Bizlerde aynı tavanın balığıyız sayın bakan…

Sizlerin popülist tarifiyle, bizlerde aynı geminin yolcusuyuz…

Onun için gel birbirimize madik atmayalım…

Yönetsel erkliğinizin gücüne sığınarak birbirimizi aldatmayalım…

Ve sözü daha fazla uzatmadan da;

Son sözleri sayfa paydaşlarımıza bırakalım..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM