LİDER ÜLKE OLDUĞUNU SÖYLEYENLER BOZUK ASANSÖRLERİ TAMİR ETSİNLER 

Tamir etsinler ki;

Öğrencilerimiz asansöre binmekten korkmasın…

Asansörde kalarak, korkulu rüyalar yaşamasın…

Göz göre-göre yaralanıp sakat ve engelli kalmasın…

En önemlisi bozuk asansörler ölümüne vesile olmasın…

Gün geçmiyor ki;

“Filanca ilin, falanca kasabasında KYK Öğrenci Yurdunda asansör kazası oldu..” haberlerini dinliyoruz..

Ve dolayısıyla bizlerde üzülüyoruz…

Sonra da kendi-kendimize şu soruları soruyoruz;

Üniversite öğrencilerinin zar-zor -adamını bularak- yerleştiği KYK Öğrenci Yurtlarındaki asansörleri bakımını yaptırmak ve bozuksa tamirini yaptırmak bu kadar zor mu?

Veya da ne bilim ben;

Asansörleri bakımını yaptırıp, tamir ettirecek kadar parası yok mu?

Hani olur ya;

Eğer KYK Öğrenci Yurtlarına hangi ‘bakanlık’ veya hangi makamın yetkilisi bakıyorsa, Diyanet İşleri Başkanlığından ödünç para veya ‘hayır’ babından destek istesinler…

Neden Diyanet İşleri Başkanlığını öneriyorum?

Diyanet İşleri Başkanlığına laik görülen bütçe;

İçişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçesinden daha fazla bütçesi var da onun için Diyanet İşleri Başkanlığından yardım istemelerini öneriyorum…

Üstelik;

Bu ülkenin elhamdülillah yüzde-99 Müslüman olduğu iddia edilen kesimini temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığından destek ve yardım istenmeyecek de, gidip Fener Patriğinden mi yardım istenecek!!?

Hatta daha da olmadı;

Bütçesi, çoğu ülkelerin devlet bütçesinden daha zengin olan Tarikat ve Cemaat liderlerinden ‘yardım isteyebilirler’ diyeceğim ama….

Diyemiyorum…

Çünkü onlarda kendi ‘Tarikatının’ ve ‘Cemaatinin’ şemsiyesi altında yer almayanlara ‘yardım’ edeceklerini sanmıyorum…

Efendim;

Yaşı ileri olanların çok iyi bildiği gibi, şu ‘Cemaat ve Tarikatlar’ arı gibi ‘oğul atmadan’ önce sayıları azda olsa devletin üniversite öğrencileri için ‘Yurtları’ olduğu gibi ‘şehirlerin’ adını taşıyan ‘Özel Öğrenci Yurtları’ da vardı…

Ve günümüzde olduğu gibi üzüntü verici sorunlar yaşanmazdı…

Ne zaman ki bu Cemaatler ve Tarikatlar hortladı;

Ne zaman ki içlerinden ‘yönetsel erkler’ ve taraftarlar çıkardı…

Ne zaman ki kendilerine ‘gelir’ ve ‘taraftar’ getirici Öğrenci Yurtları kurmaya başladı…

Devlete ait ‘Öğrenci Yurtlarının’ pabucu dama atıldı…

Halbuki kendisini ‘sosyal devlet’ olarak tarif eden bir yönetim;

Cumhuriyet 100’üncü yaşına girmeden önce Okul Öncesinden Üniversite öğrencilerinin eğitim sorunlarını ücretsiz yapıp, kendi üstlenmeliydi…

İçinde bulunduğumuz şu 100. Yılda;

Öğrencilerin ‘Yurt’ ve ‘barınma’ sorunları olmamalıydı…

Günlük beslenme öğünleri bedava olmalıydı…

Defterini-kalemini ve kırtasiyesi devlet tarafından karşılanmalıydı…

Hatta daha da ileri gidiyorum;

Öğrencilerin sanat, kültür ve tiyatro gibi etkinlik ‘biletleri’ Sosyal Devlet tarafından alınmalıydı…diye düşünüyorum…

Özetlersek…

Şu şekilde özetleyerek sohbetimizi sonlandırmak istiyorum…

Eğer ‘demokratik’ bir yönetimle yönetildiğimize inanıyorsak;

Yasal demokratik haklarımızı kullanmalıyız…

Üniversitelerde okuyan çocuğumuz olsa da, olmasa da;

Bu ülkenin duyarlı bir vatandaşı olarak, öğrencilerimizin haklı davalarında onların yanında olmalıyız…

Bilfiil yanlarında olamıyorsak;

Bulunduğumuz sohbet ortamlarında yaptıkları eylemlerin haklı olduğunu anlatıp, onların haklı eylemlerini savunmalıyız…

Madem ki aynı gemide yol alıyoruz;

O zaman ‘bireyciliği’ değil, toplumcu düşünceyi savunmalıyız…

Toplumcu düşünceyi savunmalıyız ki;

Toplumun ortak mutluluğu için hep birlikte yol almalıyız…

Bu düşüncelerle;

Şimdilik kalın sağlıcakla..