Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
NASRETTİN HOCANIN TORUNLARIYIZ  O NE YAPMIŞSA BİZDE ONU YAPARIZ 
  • 0
  • 173
  • 05 Temmuz 2021 Pazartesi
  • +
  • -

Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

Bugünkü sohbetimiz;

Nasrettin Hoca üzerine olacak…

Ancak, peşinen söyleyeyim;

Fıkra filan anlatılmayacak…

Zaten ekstradan fıkra anlatmaya ne gerek var…

Yaşantımızın her kesiti fıkra gibi zaten..

Yani; “güleriz ağlanacak halimize” misali;

Her yanımız acılarla dolu kara mizah gibi…

Her neyse…

Böylesi bir sohbet konusu seçmemin nedeni;

Her yıl 5 Temmuzda yapılan ‘Akşehir Nasrettin Hoca Şenlikleri’ dolayısıyla ‘göle maya çalma’ dramatize edilerek Nasrettin Hocamız unutturulmamaya çalışılıyor ya hani…

İşte bende bu ‘göle maya çalma’ olayı üzerinde şöyle birazcık düşündüm…

Ve kendi-kendime dedim ki;

“Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine” söylemi yüzde-yüz Nasrettin Hoca kültüründen miras kalmıştır…

Öyle ya;

Nasrettin Hoca’da her şeyi tersinden anlamıyor muydu?

Her şeyin tersinden anladığı için herkesin güleceği şekilde olaylar ortaya çıkmıyor muydu?

Çıkıyordu…

Şimdi bu ‘ters anlamayı’ ve ‘ters uygulamayı’ bizim toplumsal yaşamımıza uyarlayacak olursak, karşımıza üzerinde düşünülmesi gereken o kadar çok gülünç olaylar var ki; sürüsüne bereket!…

Örnek mi istiyorsunuz?

Alın size -aklıma gelenlerden-birkaç tane örnek…

Örneğin;

Bir ilimizin adını ‘Denizli’ vermişizdir ama…

Denizle uzaktan-yakından hiçbir ilişkisi yoktur…

Örneğin;

Fındığın başkenti ‘Giresun’ söylenir ama…

Hiçbir ilçesinin veya semtinin adı ‘fındıklı’ değildir…

Tam tersine ‘Fındıklı’ ilçesi ‘çay yetiştirilen’ Rize’nin bir ilçesidir…

Alın size başka bir örnek;

Oldum-olası ‘Kültür Bakanlığımız’ olmuştur ama…

Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen bir türlü kendimize ‘Denizcilik Bakanlığını’ laik görmemişizdir…

En görkemli ‘Adalet Sarayları’ yaptırmışızdır ama;

‘Adalet ve Adaletsizliği’ hep sokaklarda aramışızdır…

Bu örneklerle tatmin olmadıysanız, alın size başka bir örnek;

Ülkemiz bir ‘tarım ülkesi’ olup, ‘Tarım Bakanlığı’ var ama;

Kendi toprağımızı ‘nadasa’ bırakıp, Afrika’nın çölünde Nijerya’ya gidip 99 yıllığına 1 milyon hektarlık toprak kiralama işi yapmışız.

Bunlar Nasrettin Hocalık olaylar değil de, ya nedir Allah aşkına?

Yani bunlarda hiçbir komik taraf yok mu?

Yeterli değilse, o zaman birkaç örnek daha verelim;

Ülkemizde ormanlarımızı korumak için ‘bakanlığımız’ var ama;

Ormanlarımızın ve meralarımızın altını-üstüne getiren, yaşam alanlarımızı ortadan kaldıran ‘Altın ve Maden Arama Şirketleri’ de var…

‘Çevre Bakanlığımız’ da var ama;

Görevi yaşam alanlarımızı ve çevremizi korumak için değil…

Tam tersine ‘derelerimizi, meralarımızı’ HES Şirketlerinin işini kolaylaştırmak için var…

Bu kadar örnek yeterde artar bile diye düşünüyorum…

Ve sohbetimizi ünlü mizah yazarlarımızdan Muzaffer İzgü’nün bir tespitine yer vermek istiyorum…

Mizah yazarı ve aynı zamanda bir eğitimcide olan Muzaffer İZGÜ diyor ki;

“Biz hep olmayan şeylere haslet duyarız”

Örneğin;

“Yoksullarımız beyli-paşalı isimlerin olduğu semtlerin çeperlerinde gecekondularda oturur.”

Varsıllarımız;

“Kadıköy, Erenköy, Yeşilköy gibi köy isimli semtlerde oturur.”

Köylüler ve çiftçiler;

Köylü ve çiftçi olduğuna söylemeye utanır, çekinir…

Varsıl ve sosyete takımı;

Birbiriyle ‘çiftlik kurma’ yarışına girişir…

Uzun sözün özü;

Kültürel genlerimiz Nasrettin Hocanın genlerinden ileri gelmiş olacak ki; bizlerde her olaya tersinden bakmaktayız…

Ve Nasrettin Hocanın torunları olduğumuz içindir ki;

62 yıldır ‘Akşehir Nasrettin Hoca Şenlikleri’ yapmaktayız…

Ve 62 yıldır ‘YA TUTARSA’ umuduyla ‘Akşehir Gölüne’ maya çalmaktayız…

Son sözlerimi söylemeden önce “acaba” diyorum;

Akşehir Nasrettin Hoca Şenliklerine gidip, göle maya çalamayanlar, kendi yöresinde bulunan en yakın göle gitseler…

Veya gitsek…

Kimimiz;

Göle bir kaşık ‘demokrasi mayası’ çalsa..

Kimimiz;

Kadın haklarına sözde değil, özde saygı duyma mayası çalsa..

Kimimiz;

Kadınlara yapılan ikinci sınıf muamelenin bir an önce ortadan kalkması için göle bir kaşık maya çalsa…

Kimimiz;

Yaşamımızı abluka altına alan ‘sürü psikolojisinden’ kurtulmak için bulunduğu yöredeki herhangi bir göle maya çalsa…

Vesaire, vesaire…

Kısaca, kim neyi istiyorsa…

Neye ihtiyacı varsa…

Göle bir kaşık maya çalsa..

Acaba tutar mı?

Tutmaz demeyin;

YA TUTARSA!..

Buyurun…

Şimdi söz sırası sizin..

Bu konuda söyleyecekleriniz varsa; sizde söyleyin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM