NEDEN BU İHTİRAS VE ENTRİKA?

 NEDEN BU İHTİRAS VE ENTRİKA?

 

Uhud Savaşı bir imtihandı. Bu yenilginin ardından sahabeyi derin bir düşünce almıştı.

”Bu başımıza nasıl nerden geldi”diyorlardı. Komutanları peygamber idi. Kendileri mümindi. Allah müminleri desteklerdi. Bedir’de olan bunun yaşanmış örneğiydi. Peki şimdi ne olmuştu da yenilmişlerdi. ?Komutan aynı komutan, ordu aynı ordu, İman aynı imandı.

Değişen neydi?

Başlarına gelenler kimin yüzünden gelmişti?

İşte hepsinin içini kemiren soru buydu ve bu soruya Kur’an-ı Kerim cevap verdi;

“Dediniz ki bu başımıza nasıl nerden geldi de, ki bu başınıza kendi yüzünüzden geldi. (A-li İmran 165.ayet) “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz” diyen Hz. Peygamber aslında,insanların yöneticiler yüzünden çektiklerinin, kendi elleriyle düştükleri bir bela olduğunu söylüyordu. Müslüman kamuoyunu oluşturan bazı kesimler, ganimet hesaplarının peşinde, akıllarını kendilerine teslim etmiş, insanların sırtından siyasal pazarlıklar yapıyorlar.

İnançlarının düşmanları ile işbirliği yapmaktan çekinmiyorlar. Grup çıkarlarını mensubu bulundukları Müslüman kitlenin ve ümmetin çıkarlarından üstün tutuyorlar. Bu vahim yanlışlara da kılıflar buluyorlar. Kişi ve grup çıkarlarına, küçük hesaplara gerekçeler tedarik etme derdine düşüyorlar. Bu yeni bir şey değil. Geçmişte çok görüldü. Her seferinde şu ya da bu gerekçeyle İslami yapıların destek çıktığı, kaşarlanmış siyaset bezirganları, en sonunda kendilerini destekleyen Müslüman grupları da sattılar. Onların sırtına oturup, yıllar yılı kendilerini zirveye taşıttılar. İşleri bitince de tekmeyi vurup kendilerini sırtında taşıyanları savurup attılar.

Herkesin ne niyetle neler çevirmekte olduklarına Allah şahit, tarih şahit ve bizler de şahidiz. Yılanla çuvala girenler ilk zamanlarda bu işin bayağı heyecan verici ve zevkli olduğunu söyleyebiliyorlar.

Hatta çuvaldan başlarını çıkarıp “Gel sen de gir pişman olmazsın” diyorlar. Bir müddet sonra çuvalın içinden bir çığlık bir feryat ki sormayın. Anlıyoruz ki yılan sonunda yapacağını yapmış. Acımak istiyorsunuz fakat içinizden acımak gelmiyor. Ama üzülüyorsunuz. Çünkü müminlerin potansiyeli zayi oluyor. Liyakat ve ehliyetin yerini ihtiras ve entrika alıyor. Dünün inanç kapıları, bugünün geçim kapıları haline dönüşüveriyor. Genel seçimde oyu 30 binin üzerinde olan bir siyasi görüşün, yine genel seçimde oyu 15 bin olan bir görüş ancak iş yerele gelince, biri otuz küsuru, yirmi küsura inmiş, öbürü nerdeyse otuza dayanmış hale geliyor.

Soru bu nasıl oldu? Bur da ganimetin etkisi var mı? Yoksa otuz binliklerin abi yöneticileri, kendi mensuplarını küstürdü de saf mı değiştirdiler. Hergün birbirlerinin inançlarına sövenler, hangi ortak paydada buluştular? Tabiki bu insanlar biliyor ne olduğunu. Bu sorunun birçok sebebi var ama inancına sahip çıkacak, inancının bedelini ödeyecek kaç kişi var? Unutmamak lazımki inanç bedel ödemez bedel ödettirir. İnancının bedelini ödemeden Allah’ın rızası kazanılmaz.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?