Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

Karar verdim;

Bundan sonra suya-sabuna dokunmayacağım…

Kimsenin etlisine-sütlüsüne karışmayacağım…

Sizlere sadece;

Duyduğum ve dinlediğim masalları anlatacağım…

Hatta masal tadında yazılmış senaryoları paylaşacağım…

Tıpkı az sonra paylaşacağım ‘masal’ ve ‘senaryo’ gibi…

Masal bu ya;

Ortadoğu coğrafyasında bir ülke vardır…

Bu ülkenin adı; Sansüristan’dır!

Ve yüzyıldır karanlıklardan kurtulup, günışığına çıkabilmek için bocalayıp durmaktadır…

Ve bu sözünü ettiğimiz Sansüristan ülkesinde;

Birçok ‘etnik kimlik’ ve bir o kadarda ‘dinsel inanç’ farklılığı olan insan topluluğu yaşamaktadır…

İnanç konusunda sayısal üstünlük ise;

Sünni inancıyla, onun bir kolu olan Alevi topluluğu yer almaktadır…

Her neyse…

Sözü daha fazla uzatmayalım…

Yaklaşık yetmiş küsur yıldır;

Siyasi yönetsel erkler, bu kitlenin desteği ile suyun başına çıkıp oturmaktadır!…

Ve işin en düşündürücü tarafı da;

Suyun başına geçip oturanlar hep aynı ‘siyasi sülalenin’ adamı ve yakınları olmaktadır…

Ve yetmiş yıldır bu siyasi sülale;

‘Vatan-Millet- Sakarya’ sloganlarıyla yola çıkmış olup;

Din-İman-Cami-Ezan…

Kur’an-Turan-Türban ‘yatırımlarıyla’ yol almaktadır…

Ve bunda da başarı sağlamaktadır…

Son çeyrek yüzyılda ise;

Daha çok ‘Türban’ konusu öne çıkmaktadır…

Ve siyasiler en çokta bundan ‘rant’ sağlamaktadır…

Hatta bunu geçmişte hepimizin oynadığı ‘Mendil Kapmaca’ veya ‘Aldatmaca’ oyununa benzetecek olursak;

Günümüz siyasetçileri de tıpkı ‘mendil kapmaca’ oyunu gibi son yıllarda ‘Türban Kapmaca’ oyunu oynamaktadır…

Şaşırmak mı gerekir onu bilemem ama;

Yıllardır ‘Türbanı Bayraklaştıranlar’ yorulmuş olmaları gerekir ki;

Bu ülkenin harcını ‘Laiklik’ olarak karanların koltuğunda oturanlar da ‘Türban Kapma Yarışına’ müdahil olmak istiyorlar…

Şimdi siz buna şaşırmadıysanız;

İster -aldatmacaya yönelik- Mendil Kapmaca oyunu deyin…

İsterseniz, 4×4 ‘Türban Kapma yarışması’ diye değerlendirin…

İş, aş, işsizlik?

Sosyal Adalette eşitlik?

Demokraside eksiklik?

Emek ve özgürlük?

Sömürü ve talan?

Mafya düzenine dayalı bir yaşam?

Sanayi ve teknolojide ilerleme?

Tarımda kendine yeterli olma?

Sansürlenmiş bir dünyada yaşama?

Bunların hiçbir önceliği yok…

Önceliği olan tek şey;

Isıtıp-ısıtıp ‘türban’ konusunu kaşımak…

Gündeme taşımak…

Başarıya giden yolu; türbanda bulmak…

Seçimlere kadar bu ‘türban’ konusunu topluma tartıştırmak…

İşin en düşündürücü tarafı da şurası;

Alevi inancına ‘kültürel bir zenginliğimiz’ diyen Sünniler törenle ‘Cem Evi’ açılışı yapıyor…

Laik düzeni kuran liderin koltuğunda oturan; ‘Alevi lider’ türban yasası çıkarmaya çalışıyor…

Bu ne yaman bir çelişkidir ki;

Sansüristan’da yaşanan bu masala hiçbir kimse şaşırmıyor…

Ne yazık ki;

Protokol demokrasisinin ‘hoşgörüsü’ olarak kabul görüyor…

Ve bizim masalda böylece bitiyor…