| SİVAS’TA ‘AYDINLARI’ YAKANLAR VE YAKANLARA ALKIŞ TUTANLAR |
Yakalanmadıklarına göre;
Acaba şimdi hangi makamdalar?
Kim bilir hangi deri koltukta oturuyorlar?
İnsan merakına gem vuramıyor ve merak ediyor…
Nasıl merak etmesin;
Aradan tam 30 yıl geçmiş…
Yaşanan acıların üzeri hala küllenmemiş…
En önemlisi ve düşündürücü olanı da;
Olayın katilleri bugüne kadar deşifre edilmemiş…
Şimdi sormaz mısınız;
Sivas’ta Madımak otelini ateşe veren caniler kimler?
Bu canilerin sırtını okşayıp alkışlayan hangi güçler?
En önemli soruda şu;
33 Aydını cayır cayır yakan bu caniler hangi soydan?
Hangi çağın ve hangi ülkenin vatandaşı?
Veya da hangi inancın ve hangi gücün yandaşı?
Mademki özgür bir ülkenin, özgür bir vatandaşayız;
Bunları bilmek en doğal hakkımız diye düşünüyorum…
Daha doğrusu çoğul olarak ifade edersek;
Bu soruların yanıtını toplum olarak merak ediyoruz…
Merak ediyoruz etmesine de…
Düşündüklerimizi hala alenen ifade edemesek de;
Biz bu olayları çıkaranların hangi soya-sopa ait olduklarını üç aşağı, beş yukarı biliyoruz…
Örneğin;
Bundan (yaklaşık) 600 yıl önce ‘Tanrının insanın yüzünde tecelli etmesi’ diye düşünen Nesimi’nin boynunu vurup, derisini kimler yüzdüyse…
600 yıl sonra;
Sivas-Madımak Otelini ateşe verenlerde bu soydan geliyor…
Bundan 45 yıl önce;
Yani, 1978 tarihinde…
Kahramanmaraş’ta Alevi mahallelerini ateşe verip ve 111 kişinin ölümüne ve 1000 kişinin üzerinde insanın yaralanmasına kimler vesile olduysa…
2 Temmuz 1993 yılında Sivas’ta ‘Aydınları’ cayır cayır yakanlarda bu soyun çocuklarıdır…
Yine bundan 43 yıl önce;
Çorum Olaylarını her kim çıkardıysa…
Bazı mahallelerde -yakılacak evlerin- kapısına kimler çarpı işareti koyup ve daha sonra yakmışsa…
Ve 57 kişinin ölümüne neden olmuşsa…
Sivas-Madımak otelini ateşe verenlerde;
Bu neslin ve bu sülalenin nefret saçan torunlarıdır…
Veya da onlara biat etmiş yandaşlarıdır…
Bundan 30 yıl önce;
Yani, 2 Temmuz 1993 tarihinde…
Yapılmak istenen Pir Sultan Abdal etkinlikleri öncesi bir gerici ve yobaz güruhu kimler kışkırttıysa…
Kimler “Şeriat İsterüüüük” diye bağırdıysa…
Sivas-Madımak Otelini ateşe verenlerde;
33 ‘Aydını’ cayır cayır yakarak öldürenlerde…
- Yüzyılda Pir Sultan Abdal’ı taşlatarak darağacına gönderenlerin soyundandır…
Yani, Hızır Paşanın cinsinden ve ırkındandır…
2 Temmuz 1993 tarihinde;
Ülkenin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel…
Ve başbakan koltuğunda da Tansu Çiller oturuyordu…
Ve bu cehennem ateşinin yaşandığı ortamı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel şu şekilde değerlendiriyordu;
“Halkla güvenlik güçlerini karşı-karşıya getiremeyiz…
Olay münferittir… Ağır tahrik var… Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş… Güvenlik Kuvvetleri elinden geleni yapmışlardır…
Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur
Bir otelin yanmasından dolayı can kaybı vardır” demiştir…
Başbakan Tansu Çiller ise daha düşündürücü ve daha ilginç bir demeç vermiştir;
“Çok şükür otel dışında halkımız bir zarar görmemiştir.”
Özetlersek, şu şekilde özetlemek istiyorum;
Bundan 30 yıl önce Sivas’ta yaşanan olay ‘münferit’ bir olay değildir..
Bu yaşanan olay, daha önce yaşanan olayların tıpa-tıp benzeridir…
Ve ne zamanda sonlanacağını da şimdilik kimseler bilmemektedir…
Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Sizlerden birde özellikle ricam şudur;
Bu olayla ilgili içinizden -konuyla ilgili-yorum yapmak gelmiyorsa…
Lütfen bu yangında ölenler içinde “Rahmeti bol olsun” veya da “Işıklar içinde uyusunlar” gibi uhrevi dualar yapmayın….
Çünkü onlar;
Ölüme davetiye çıkarmadılar…
Bir önce bu dünyadan ayrılmak için can atmadılar…
Kaldı ki yanarak ölenlerin içinde gencecik insanlar ve çocuklarda vardı…
Ve yeryüzünde o cehennem ateşini yakanlar;
Laik Cumhuriyet rejimine düşman olanlardı…
Cumhuriyeti bir an önce ortadan kaldırmak isteyen gerici yobazlar ve şeriatçılardı…
Sizlerde çok iyi bilirsiniz ki;
‘Rahmet’ sözcüğü Anadolu’da yağan yağmur içinde söylenir…
Hatta ‘rahmet’ yağdırılması için ‘yağmur duası’ edilir…
Ölen birisine ‘rahmet’ okumak;
İnananlar için elbette iyi niyet göstergesidir…
Ve de inananlar için çok değerlidir…
Ancak, benim bu kez sizlerden ricam;
30 yıl önce yaşanan bu yarası kapanmaz olayla ilgili bu sohbet yazısını okuduysanız, işin kolayına kaçıp lütfen ‘BEĞENİ’ tuşuna basmayın…
Eğer bu yaşanan olayla ilgili bir görünüşünüz ve duruşunuz varsa;
Lütfen bu konu hakkında ‘Yorumunuzu’ yapın…
Yapın ki;
Ortalığı bu kadar başıboş ve serbest bırakmayın…
Birde şunu söylemek isterim;
Sağlık sorunlarım nedeniyle birkaç gün ‘sohbet yazılarıma’ ara vereceğim…
Tekrar görüşünceye kadar;
Şimdilik hoş ve esenlik içinde kalın…
