ÇAM AGACI

ÇAM AGACI

 

Akşam saat 10 da başlayan sağanak yağmur; gündüz saat 6 dan itibaren kuvvetli esen karayel esliğinde daha da coşarak yağmaya devam ediyor.Saat 10 da yağmurla birlikte ara ara sulu kar atmaya başladı.

12 saattir aralıksız yağan yağmur,kuraktan kaynakları kurumuş Çayırobası deresini de çoşturmuş.Yüz metre asağımızdan akan derenin neşeli neşeli akışını,zevkten ıslıkla karışık çağlayışını işitiyorum.

Dün bahçemde yemlenen sığırcıklar saklanmışlar.Havadaki kibirli kargalar kaçmışlar.

Zifin,çalıçilek ,gaful,gürgen,ayıt,çaman,kızılağaç dalları karayel önünde seçdeye kapanmışlar.Kurbanlık koyun misali yerlere uzanmışlar.

Bu derece sinmiş nebat yanında ayakta kalan,karayele direnen,baş eğmeyen,dimdik duran tek canlı çam ağaçları.

Onlar ne yazın yakıcı güneşine,ne de kışın karına kışına hiç aldırmıyorlar.Yemyeşil yapraklarını her mevsim gururla muhafaza ediyorlar.Yazın da kışında sabırla uzatmaya devam ediyorlar.Doğada ne olursa olsun , keyfe uygun, fuzuli yere ,bir yaprağın bile dökmüyorlar.Bu haliyle tabiata süs,manzara ve teşni oluyorlar.

İnsanlara da çok çömertler.Yazın pürleriyle altlarına yatak,salgısı ile çiğnemeye sakız ,yapıştırmaya akunduk,kıymıkları ile çıra,odunları ile yakacak,gölgesi ile oturacak yer oluyorlar.

Kanatlı kuşlara yuva.Yabani hayvanlara in, böceklere kucak açmış oluyorlar.

Düşmanları da var.Doğa için bu derece faydalı ağacın malesef en büyük düşmanı biz insanlar oluyor.

Senden hoşlanıyorum.Seni seviyorum.Halen sana bakınca,seni görünce heyecanlanıyorum, neşeleniyorum.Yaşa var ol çam ağaçları…

SISDAĞINDA SONBAHAR

Verandaya, babamdan kalma 1973 model koltuk takımının iki kere tamir görmüş teklisini çıkarıp, içine oturuyorum.Sırtım eve,cephemi en az 20-30 km karşımda uzanan Kadırga,Alaca,Kızılağaç yaylalarına dönüyorum.

Bu yaylaların üzerlerini ta Gümüşhane ‘ye kadar uzanan delikli tül bulutları kaplamış.Yarın yağması olası kar için hazırlık yapıyorlar.Alt kısımları dere boyca dağlara tırmanan dumanlar kaplamış.Tepeden göründüğü kadar içleri cise yüklü.Boşaltmaya müsait yer bakıyorlar.Ama güneşin ışıklı sıcak bakışlarından da korkuyorlar.

Sisdağı açık.Önümde pıt pıt atlayan dört adet sığırcık kuşları var.Sabahki çimene ekelediğim ekmek kırıntılarını topluyorlar.Birde ara sıra çok yüksekten bağırarak çaka satan kargalar uçuşuyor..Baskaca kuş yok.Öyle yaz boyu açan çiçeklere renk katan kelebekler ile vızıldayan böceklerden eser kalmamış.

Bana yanık türküler çalan radyom yetiyor.Onu da arka tarafıma koydum.Etraftan mala şakırtısı,çekiç ve keser dangırtısı,hızar hışırtısı,tahta tıkırtısının sesleri duyuluyor.Ustalar inşaatlar için taahhütlerini bitirmeye çalışıyor.Evlerin iç ve dış kısımlarına son cilalamalar yapılıyor.

Obanın icinden geçen ana yol arı gibi işliyor.Çoğu yiyici ve içicilerin yeni yetme arabaları.Yer yer kalas yüklü kamyonlar ile malzeme taşıyan iş araçları geçiyor.Yaylamızda 50 binlik şehir gibi hareket ve telaş var.

Çalıçilek dalı,zifin dalı,gaful dalı kızarmış.Otlar sararmış.Çamlar yemyeşil.

Sular soğuk.Çok akıcı,çok berrak.Yaza göre daha koyu.

Gün boyu poyraz ve batıdan serin,güneyden ılık yeller esiyor.Burada herkes karayelden korkuyor.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?