ALTI SULAK BÜYÜR, DAHA DA BÜYÜR

ALTI SULAK BÜYÜR, DAHA DA BÜYÜR

Bu günkü yazımızın konusu ilimiz merkez ilçe ile Bulancak ilçemizde yapılmakta olan çarpık yapılaşma ile ilgili olacaktır.

Giresun Rus Pazarı arsası ile bitişik dolmuş durağı arsası birleştirilerek üzerine 23 katlı 83 metre yüksekliğinde bir bina -rezidans-yapılacakmış. İnşaatına başlanan bu binaya Giresun mahalli basınında eleştiriler yapılıyormuş. Dedikodu ve fısıltı gazetesi işin içinde pis koku var mı onu araştırmak taymış.

Bu arsa dedikodular doğru ise bu alan Selçuk Ecza Deposu tarafından Belediyeden satın alınmış. İlk encümen toplantısında imar planı dört katlı olarak çıkmış. Sonra tadilat projesi yapılarak 18 kata çıkartılmış. Ardında bir tadilat projesi daha gündeme gelerek 23 kat 83 metreye uzatılmış.

Velhasıl bu bina yıldan yıla büyümüş.

Bir araştırma yapayım. Varayım bir bakayım. Bir bina kısa bir sürede bu kadar nasıl büyüyebilir bizzat yerinde göreyim dedim. Merak ettim inşaatı süren arsanın yanına gittim.

Baktım ki inşaat alanının iki yanından iki dere geçiyor. Alt tarafında ise boylu boyunca Karadeniz uzanıyor. Anlayacağınız arazi dip tarafından su çeken sulak ve çok verimli bir toprak.

Temeli atıldığı günden bugüne az bile büyümüş. Binanın böyle verimli bir alanda, sulak bir yerde daha çok büyümesi lazımdı.

BULANCAK SARAYBURNU CAMİSİ

Rahmetli Hacı Mustafa Eren tarafından tasarlanan, plan ve projesi çizilen, temeli atılarak inşasına başlanan, ölümüne kadar yapımı sürdürülen Sarayburnu Camisidir konumuz.

Bu cami tıpkı İstanbul Şehzade başı Camisinin bire bir aynısı olarak inşa edilmiştir.

Etrafı; hele ki üst yola gelen tarafı görüntüsünü engellememek için açık bırakılmıştır. Rahmetli Eren Efendi doğusunda bulunan siteyi kaldırmak için çok uğraşmış. Beni bile devreye sokmuştu. Çok çabalamalarına rağmen; bu sitenin yıkılması için gerekli neticeler alınamamıştı.

Biri Eynesil”de Yeşil Cami olarak, diğeri Bulancak ilçemizde yapılan bu camilerin kara yolu kenarlarına yapılmasındaki amacı; yoldan geçen yolcuların dinlenmeleri, ihtiyaçlarını gidermeleri ve camilere doya daya bakmaları. Ayrıca ibadetlerini yapıp ibret almalarıdır

Tarihi geçmişi olmasa da bu iki cami verilen emekler karşılığında şimdiden yüzyıllar öncesinden yapılmış, tarihi birer anıt gibidirler.

Geçen Cuma namazımı Sarayburnu Camisinde kıldım.

Cami ile güneyinden gecen yol arasında bulunan boş alana bir kaç beyaz renkli taş sütunları dikilmişti. Sordum çeşme yapılıyormuş.

Hâlbuki caminin etrafında çeşme yapılacak hayli arsa ve alan mevcuttur. Güzelim eserin güzelim görüntüsünün bir kısmı kapanacak. Hem çeşme bu alanda eğreti duracak. Hem de cami ile çeşmenin yapı malzemeleri arasında görünür oranda renk uyumsuzluğu olacak.

Bir kaç kişiyle konuşup bu çeşme işinin ve yerinin yanlış olduğunu söyledim. Bana”Aman burnunu sokma, ters teper. Bu çeşme ve cami birilerinin rant kapısı olmuş. Oradan yeyip içip otlaklaşıyorlar. Seni dinlemezler “dedi

Beni niye dinlemesinler. O caminin yapılış amacını en güzel bilenlerden biriyim, Bizzat mimarı olan Hacı Mustafa Efendiden dinledim. O bu mekânda ömrü yüzyılları görecek bir eser, bir külliye bırakmak niyetinde idi. Birileri yesin içsin, buradan geçimini temin etsin niyetinde değildi.

Şimdi kimi alakadar ediyorsa bir zahmet yapımı bitmemiş bu çeşmeyi, bu mümtaz eserin önünden kaldırarak başka bir mahalde yaptırsın.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?