BÖYLE FETVA VERİYOR FETVACIM BEN NE YAPABİLİRİM ANAM-BACIM

BÖYLE FETVA VERİYOR FETVACIM BEN NE YAPABİLİRİM ANAM-BACIM

 

Bende sizler gibi gündelik gazetemi okur ve televizyon haberlerini mümkün olduğu kadar takip eder ve dinlerim.

Bazı haberlere gülüp geçer, bazı haberleri dinleyince de adeta şok olurum…

Tıpkı 5 Temmuz tarihli gazetelerde geçen bir haberin beni çileden çıkarıp sarstığı ve şok ettiği gibi…

Hemde okuduğum gazetede de iki haberi ardı-ardına okuyunca ne yalan söyleyeyim; hepten zıvanadan çıktım…

Şimdi de niyetim; bu “iki haberi” art-arda vererek sizleri de çileden çıkartmak istiyorum!

Niye böyle yaptığıma gelince; niye yalnız başıma çıldırayım ‘çıldıracaksak’ birbirimizin gözlerinin içine baka-baka çıldıralım!

BİRİNCİ HABER;

Ağrı’nın Pantos İlçesinin Andaçlı Köyünde Mehmet Şakir denilen şahıs karısına evlendiği günden bu yana kaba kuvvete dayalı fiziksel şiddet uyguluyor ve yetmiyormuş gibi ‘işi’ iyice ileri taşıyarak karısı C.S’ye ‘Dışkı’da yediriyor…

Şimdi bundan sonrasını şiddete ve çirkin muameleler maruz kalan kadından dinleyelim;

“Evlendiğimiz geceden bu yana işkence görüyorum. Düğünde davetlilere “Hoş Geldiniz” dediğim ve onlarla tokalaştığım için daha ilk gece beni gelinliğimle dövdü. “Geçer, düzelir” diye düşündüm ama hiçbiri olmadı. Beni sürekli döverdi. Vücudum morardığı için beni gelen misafirlerden beni saklardılar. Kimseye göstermediler. Bunların elinden kurtulmak için fare zehri içtim. Beni hastaneye kaldırdılar. Herkese de “Mantar yemiş zehirlendi” dediler. En sonunda çocuğumun dışkısını bana yedirmek istedi. Çok yalvardım ama dinletemedim.

Çektiği bu görüntüleri götürüp ailesine izletiyor ve kendisiyle gurur duyuyordu. Bayram nedeniyle beni gelip alan babama çekilen görüntüleri izletip, beni kurtarmalarını istedim. Şimdi tek isteğim yavruma kavuşmak.”

Dedikten sonra canı yanan bu kadın sözlerini şöyle sürdürüyor ve çözüm olarak da şunları öneriyor;

“Bir kadın erkeklere asla boyun eğmesin. Çocukların ne olacak demesinler?

Benim durumumda olan kadınlar, işkence ve hakaretlere sessiz kalmasınlar…

Ben saklandım da ne oldu? Onlar saklamasınlar…

Ben çok cesaretsizce davrandım ama korkmaya gerek yokmuş”

(Siz bunun üzerinde düşünürken ben öteki habere geçeyim)

İKİNCİ HABER;

Şimdi sözünü edeceğim haberin aynı tarih ve ayni gazetede yer alması bir rastlantı mıdır, yoksa aynı günlerde mi yaşanmıştır onu bilemem ama bu iki haberinde birbiriyle çok sıkı-sıkıya ilintisi var.

Ancak izin verirseniz haberi sizlerle paylaşmadan önce ‘haberini’ paylaşmak isteğim zatı-muhteremin yani Hoca Efendi Hazretleri Nurettin Yıldız Efendinin, daha önceleri ulu-orta yumurtladığı ve saçmalıklarından bir-iki örnek verdikten sonra yeni yumurtladığı saçmalıklara değinelim…

Bilmeyenler ve unutanlar için tekrar anımsatacak olursak TV Kanallarında ‘gece kuşu’ gibi dolaşan Nurettin Yıldız Efendi hazretleri ne buyurmuştu bir zamanlar;

“Beş yaşındaki kız erkek misafirlerin yanına çıkmasın”

“Altı yaşındaki çocukla evlenilebilir”

Tövbe-tövbe çekip durma!

Ben demiyorum ya zatı-muhterem hoca efendimiz diyor bunları!

Neyse biz devam edelim, başka neler yumurtlamıştı?

“7 Yaşındaki bir kız çocuğu, 25 yaşındaki bir erkek çocuğu ile veya 7 yaşında bir erkek çocuğu 25 yaşında bir kızla nikah kıyabilir”

Ve gel-gelelim son günlerdeki yumurtlamalarına!

Gazete haberi şöyle üçüncü sayfasında şöyle veriyor;

“Sosyal Doku Vakfı Başkanı: Nurettin Yıldız; Çalışan kadınlar, çalışarak fuhuşa hazırlık yapmış oluyorlar”

“Kadınlar ne yaparlarsa yapsınlar; namazda kılsalar, oruçta tutsalar, ümmetin sorunu olmaya devam edecekler.”

“Kadınların hak araması; ümmetin ayağa kalkmasına engeldir”

“Erkekler kadınlara -zulm etmekle itham edildikçe- mücahit yetişmez.

Sabah namazına kalkmayan erkekler oldukça; Allah için yetiştireceğini bilmeyen kadınlar oldukça bu ümmet ayağa kalkmaz.

Bu kan davası kadar şeytana tapınma kadar önemli bir konudur”

“Dizginleri ele alan kadın şımarır. Peygamberde bunu öngördüğü için daha sonra; edepsizlik ve fuhuş yaparlarsa dövün demiştir”

“Bu -ümmet kadın- konusunu halletmedikçe ayağa kalkamaz;

Sultan Fatih bulunamaz.

Önce kadın konusunu halledecek, kadınlar kuran öğrenecekler.

Değil başörtüsü, onun üzerindeki ikinci örtüden bile taviz vermeyecekler. Aksi takdirde Peygamber efendimizin ne dediğini anlamadan bu dünyadan göç ederiz.”

Nasıl iyi mi?

İçinizde benim gibi zıvanadan çıkan oldu mu?

Sizinde farkına vardığınız gibi ben hiçbir yorum yapmadan ‘haberi’ olduğu gibi özetleyip, noktasına ve virgülüne dokunmadan verdim.

Şimdi kalkıp da; sakına-sakın “Hangi çağda yaşıyoruz?” diye bir soru sormayın; vallahi hepten çileden çıkarım!

Yorum sizin…

Ne yaparsanız yapın!

Ne düşünürseniz düşünün!

Eğer yinede bana soracak olursanız ben şöyle derim;

“Böyle fetva veriyorsa fetvacım,

Ben ne yapabilirim anam-bacım!”

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?