BU YAZI KIZDIRICI VE BİRAZDA UZUN ONUN İÇİN SABRI OLANLAR OKUSUN

BU YAZI KIZDIRICI VE BİRAZDA UZUN ONUN İÇİN SABRI OLANLAR OKUSUN

Ey muhalefet!
Ey gözünü sevdiğim muhalefet!
İçimden gelenleri söylemek istiyorum;
Ne olur; vaziyeti bugünlük idare et!
Hani Ankara’dan-İstanbul’a “adalet yürüyüşü” yaparken şöyle bir gerekçe ileri sürmüştünüz ya; “Artık bıçak kemiğe dayandı” diye…
Vallahi kemiğe dayanan bıçak nasıl bir bıçaktı ve hangi kemiğe dayanmıştı onu bilemem ama…
Kusura bakmayın…
Veya kimse kusura bakmasın, bende Allah’ın her günü muhalefetin aynı şeyleri tekrar etmesinden bıktım, gına geldim vallahi…
Hem de öylesine gına geldim ki;
“Dön baba dönelim, hacılara gidelim” misali…
Veya “ Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” özdeyişini, adeta haklı çıkarmak istercesine sürekli aynı şeyleri konuşmalarından bıktık artık…
İktidarın yanlışlarını –haklı olarak- söylüyorsun…
Bari sen iktidara gelence, bu yanlışları hangi programla ve nasıl düzelteceğini anlat da, vatandaşında senin programın hakkında bir ön bilgisi olsun ama öyle değil mi?
Her günde aynı durum tespiti yapılmaz ki…
Allah’ın her günü iktidarın yanlışları halka anlatılarak şikayet edilmez ki…
Üstelik iktidarın yaptığı yanlışları-doğruları az-buçuk artık halkta biliyor…
Biliyor bilmesine de; muhalefetin iktidara gelirse ne yapacağını bilemiyor…
Bilemediği içinde, olduğu yerde sürekli patinaj yapıyor!
Örneğin;
Köylerde okulların kapısına kilit vurulmuş…
Eğitim sistemi iyiden iyiye dibe vurmuş…
Bütün okullar İmam-Hatip okulu olmuş…
Ülkenin dört-bir yanı mollalarla doldurulmuş…
Vesaire, vesaire…
Muhalefet, iktidara gelince bu kurulu düzeni sürdürecek mi, yoksa radikal bir kararla değiştirecek mi, değiştirmeyecek mi? Vallahi de bilinmiyor billahi de…
Vatandaş sadece kendi-kendine hayal kurup, tahmin yürütüyor!
Yani demem o ki;
“Muhalefet, iktidarın bu yanlışlarını tespit edip, her Allah’ın günü bu konuları halka şikayet edeceğine; eğitim sistemini nasıl düzelteceğini anlatsa daha iyi olmaz mı?”
Cümle alemde biliyor ki; iktidar köylüyü kazmayla-çapayla, tarımla-marımla uğraştırmayı düşünmüyor…
Dışarıdan satın almayı yeğliyor…
Peki, bu konuda muhalefet iktidara gelirse ne yapmayı düşünüyor?
Belli değil…
Henüz bilinmiyor…
Herkesin bildiği ve malumu olduğu adalet ve adaletsizliklerden şikayet ediyor da… ama iktidara gelirse ‘adaleti’ hangi kadroları kurarak ve adalet sistemini nasıl kuracağını bir türlü açık-açık söylemiyor…
Sadece durum tespiti yapıp, halka şikayet ediyor…
Hızlandırarak ve soru şekline dönüştürerek soracak olursak;
Ey muhalefet!
Ey gözünü sevdiğim muhalefet!
Siz iktidara geldiğinizde; tespit ettiğiniz yanlışlıkları nasıl düzelteceksiniz?
Örneğin: bu ve bundan önceki iktidarlar gibi tüketimden yana mı olacaksınız, yoksa üretimden yana mı?
Soygun ve vurguncu düzeni muhafaza edip sürdürecek misiniz?
Yoksa halka şikayet ettiğiniz bu düzeni değiştirecek misiniz? veya değiştirmeyip aynı şekilde devam mı edeceksiniz?
İşsizliği ortadan kaldırmak ve en azından aşağılara çekmek için ne gibi bir politika düşünüyorsunuz?
96 yaşına gelen Türkiye Cumhuriyetinde hala 100 binin üzerinde öğretmen açığı olmasına rağmen, 450 binin üzerinde atanamayan öğretmen var…
Bu kangren olmuş olayı nasıl tedavi edip ve tekrar nasıl sağlığına kavuşturmayı düşünüyorsunuz?
Bir planınız-programınız varsa, bunu halkada açıklamalısınız ki; halkta sizin ne yapacağınızı bilip, sizi destekleyebilsin…
Öyle değil mi ama?
Örneğin; ülkemize göçmen, sığınma, yani adına her ne deniliyorsa…
Şu an 8 milyon dolayında –yabancı uyruklu- insanlar hakkında ne düşünüyor ve nasıl bir tasarruf hakkı kullanmayı düşünüyorsunuz?
Anlatsanız da halkta bilse…
En önemlisi de; iktidarın ve onun yönetim sistemini benimsemiş ve sistemle bütünleşmiş en üst düzey bürokrattan, en alt kademedeki yönetici bürokratın koltuk saltanatları muhalefet iktidara gelince devam edecek mi; yoksa çağdaş ve Atatürkçü felsefe için bedel ödemiş insanlara da şans tanınacak mı?
Hani bu zamana kadar hiç anlatılmadı da, merakımdan soruyorum yani…
Son söz;
Ey gözünü sevdiğim muhalefet!
Artık şu iktidarın yanlışlarını ve durum tespitini yapıp, demeç yoluyla halka şikayet etmekten vazgeçin de…
Şöyle arkanıza yaslanıp bir soluklanın da..
İktidara gelirseniz; bu tespit ettiğiniz yanlışları ortadan nasıl kaldıracaksınız?
Düşündüklerinizi bir an önce halka anlatmalısınız…
En önemlisi de Allah’ın her günü, kırık plak misali her gün aynı türküleri söylemekten de vazgeçin artık…
Yani –sizin kadar olmasa da- halk da biliyor yaşadığı mağduriyetleri ve dolayısıyla yapılan yanlışlıkları..
Siz halka, hangi programı uygulayarak düzlüğe çıkaracağınızı anlatın…
Yani herkesin çıkış ve kurtuluş yolunu önceden görüp bilmek ister…
Kısacası; aklı başında olan hiçbir kimse karanlıkta el-yordamı ile yola çıkmak istemez…
Yine de siz bilirsiniz
Hadi şimdilik hoşça kalın…
Bir başka sohbette tekrar görüşmek üzere..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?