ÜLKEMİZDE MEDRESE EĞİTİMİ SERBEST Mİ?

ÜLKEMİZDE MEDRESE EĞİTİMİ SERBEST Mİ?

Büyük zaferden sonra çağdaş bir eğitim sisteminin kurulması için düşündüklerini uygulamaya koyan ATATÜRK. Bu amaçla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3 Mart 1924’te Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu kabul edildi. Bu kanunla, medreseler kaldırıldı ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bütün okullar, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Böylece eğitim kurumlarının bir çatı altında toplanması ve eğitimin millî bir nitelik kazanması sağlandı. 2 Mart 1926’da maarif teşkilâtı hakkındaki kanun kabul edildi. Bu kanunla dil birliğini sağlamak için; eğitime uygun, ilk ve ortaöğretim programları belirlendi, Eğitim hizmetleri, modern bir hâle getirildi. Güney doğuda kaçak olarak günümüze kadar devam eden medreseler vardır. Bu medreselerden bir tanesini gündem yapalım, Âlimler ve medreseler Birliği İTTİHATDUL Ulema” adlı kuruluş, Diyanet İşleri Başkanlığına ve Milli Eğitim Bakanlığına rakip oldu. İTTİHATDUL Ulema Medreseler açıyor, fetva kurulu ile fetvalar veriyor ve web sayfasında kuruluş amacını şöyle tanımlıyor: “İslami ilimler ve içtimai konular da ifrat ve tefritten uzak, İslam kültür külliyatını öğretmek, bu ilimler ışığında talebe yetiştirip, Müslümanları aydınlatmak amacıyla kurulmuştur diye tanımlıyor.
Cemaatlerin kökenine baktığımızda Güney Doğuda bulunan Medreselerden kaynaklanmakta olduğunu görmekteyiz. Ben şimdi buradan yetkili kuruluşlara soruyorum? Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı neden var, eğer açma yetkileri yoksa ilgili kurumlar neden gereğini yapmıyorlar. İTTİHATDUL Ulema Eğitim faaliyetlerini, Milli Eğitim Bakanlığına da YÖK’e de rakip olarak şöyle anlatıyor: “Dört yıllık devam eden ilmi süreçle birlikte ‘İcazet’ seviyesine ulaşan öğrencilerimiz için; ilk yılı hazırlık olmak üzere Tefsir, Hadis, AKAİD, Fıkıh, Usul Dersleri ve İslam Tarihi alanlarında ihtisas çalışmamız bulunmaktadır. “Milli Eğitim Bakanlığı’nın imam hatip liseleri, YÖK’ün ilahiyat fakülteleri varken, “medrese” eğitimi ve öğretimi yapan “Âlimler ve Medreseler Birliği”, merkezinin Diyarbakır’da olduğunu belirterek eğitim faaliyetlerini, “Türkiye’nin birçok ilinde İslami ilimler ve sosyal komisyonlarıyla faaliyet yürüten bir kurum olduğunu açıklıyor. Bu kurumlardan dört yılı bitirip devlette görev alan var mı? Yoksa diğer Cemaat ve tarikatlar gibi inancımızı bölüp parçalamak için; çalışan dış desteklimi? Amaçlarını, Özellikle bölgemizde yüzyıllardır devam eden medrese geleneğine sahip çıkmak ve ilmi kurumlarımızın daha düzenli şekilde devamlığını sağlamak olduğu şeklinde anlatıyor. Molla Enver KILIÇARSLANIN genel başkanı olduğu İTTİHATDUL Ulema, Bursa’da faaliyetlerini web sayfasından fotoğraflı olarak şöyle duyurdu: Birliğimiz ile Peygamber Sevdalıları Platformu Bursa Koordinatörlüğü’nün birlikte düzenledikleri merasimle, ilmi tedrisatını tamamlayan 13 kız talebeye icazetleri verildi.
“Değerli okurlarım,8 Mart 2016 tarihinde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Şırnak’tan Ankara’ya dönerken uçakta olan dönemin Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez gazetecilere, “Bakanlar Kurulu’nda medreselerle ilgili sunum” yaptığını belirterek, “Medreseler legal olmalı, bir kısmını Kuran kursu yaparak legalleştirdik” demişti. Osmanlı devletinde tekke, zaviye ve medreseler birer dini eğitim kuruluşlarıydı. Cumhuriyet’in ilanından sonra topraklarımızda üç tane dil vardı Farsça, Arapça ve Osmanlıca Osmanlı dilinde yalnız Saray ve çevresi biliyordu. Kanunlar çerçevesinde 03 Mart 1924 tarihinde “Tevhidi Tedrisat Kanunu” çıkartıldı, tüm medrese ve mektepler Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildi ve medreselerin tamamı 1925 yılında kapatıldı. Ancak “Âlimler ve Medreseler Birliği” şu açıklamayı da resmen yapıyor: “Türkiye’nin birçok ilinde faal olan medreselerimizi İTTAHADUL Ulema çatısı altında toplayarak ilmi çalışmalarına, daha düzenli ve programlı şekilde devam etmeyi planlıyoruz. Medreselerimizde okuyan binlerce erkek ve bayan talebelerimiz donanımlı müderrislerden aldıkları dersler ile hem ilmi hem de kültürel alanda topluma rehberlik yapmak için yetiştiriliyorlar. Bahse konu müderrisler nerde ve ne eğitimi almışlardır.?
Ayrıca gündüzlü bayan ve erkek talebeler için açmış olduğumuz medreselerimizde de İslami eğitimlerimizi sürdürmekteyiz. “Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a soralım: “Âlimler ve Medreseler Birliği-İTTAHADUL Ulema” adlı kuruluşa bakanlığınızın verdiği yasal izinler var mı? FETVA KURULU Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Din İşleri Yüksek Kurulu” vatandaş-ların sorularına gerek web sayfasından gerekse “Alo 190” hattından “fetva” veriyordu. “Âlimler ve Medreseler Birliği” de Diyanet İşleri Başkanlığına rakip olarak her konuda yönetilen sorulara “fetva” veriyor. Örnek vermek gerekirse, “Bankanın Alışverişlerde Tanıdığı Vade Farkı Faiz midir?” şeklin-deki bir soruya da şöyle “fetva” verilmiş: “Bankanın “kredi” adı altında müş-teriye verdiği para, açıktan faizdir. Bu durum birçok kişinin yaptığı yüklü alışveriş neticesinden bankanın kendisine mobil üzerinden gönderdiği “vade farkı” mesajlarıyla aynıdır. Şöyle ki; banka gönderdiği mesajda “satın aldığınız ürünü şu kadar farkla taksite bağlamak istiyor musunuz ” diyerek müşteriye faizli kredi teklifinde bulunuyor ki bu haramdır. “Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’a da soralım: “Âlimler ve Medreseler Birliği-İTTAHADUL Ulema” adlı kuruluşa verdiğiniz yasal izinler var mı?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?