DİRENEMEZSİNİZ

DİRENEMEZSİNİZ

24 Haziran sonrası CHP’de başlayan kaynama devam etmekte.

Sözde birbirlerini incitmemeye dikkat eder gibiler ama gittikçe sertleşmeye başladılar.

Kurultay için çoğunluk sağlansın ya da sağlanmasın, ‘cin şişeden çıktı’ görüntüsü ile geri dönüşü olmayan yola girildi.

Sular durulmayacak aşamasına gelindi.

CHP’de, öncelikle 1980 sonrası halı altına süpürülerek yenilenmeyen, sürekli büyüyen yapısal, örgütsel ve siyasi sorunların yeniden düzenlenmesine gereksinim bulunmakta.

Artık ‘mızrak çuvala sığmaz’ durumda.

Özellikle, Baykal döneminde başlayan hedef kitleden kopma zirve yaptı.

Bilinen kaset rezaletinden sonra başkanlığa getirilen Kılıçtaroğlu’da vasat kaldı.

Oysa, toplumun her kesiminden büyük destek almıştı.

Kendine verilen toplumsal desteği değerlendiremedi, parti güç kaybetti.

Kişisel özellikleri bir yana, siyasette vasat kalarak yeterli olamadı.

Tüm başarısızlıkları göz ardı edilerek yıllarca, neredeyse açık çek verildi.

Örgütlerde, tavandan tabana donanımlı, bilgili kadro kuramadı,

Dünya ve ülkemizde gelişen olayları, değişimleri dikkate almadı.

AKP ve Erdoğan’a karşı durmayı siyaset yapma olarak gördü.

Salı günü yapılan grup toplantıları ile bu iş yürümediğini göremediler.

Parti ideolojisi, felsefe ve ilkelerinden habersiz olanlar il, ilçe yönetimlerinde yer aldı.

‘Aynı tas, aynı hamam’ sözüne uygun, alışılagelmiş düzeni işine geldiği için korudu.

Bu yaklaşıma karşın, CHP’nin asıl seçmeni ödün vermeyerek partisini destekledi.

Görünen, genel merkezinden en uç örgütlere kadar yetersiz oldukları.

Yıllardır ayak oyunlarıyla seçilen delege sistemi ile bu işi yürümemekte.

CHP’de, İnönü döneminde başlayan oligarşik yapı artarak devam etti.

Tıpkı ‘kast sistemi’ gibi korunarak.

Partinin iç dinamikleri yok edilerek hareket geçirilemedi.

Bireysel çıkarlar öncelikli durumda, kurumsal kimlik yerlerde sürünmekte.

Örgütler vasat, kendilerini seçkin görmekte, tepeden bakma yaklaşımındalar.

Parti içi gruplaşma, çatışma ve hizipçilik ülke sorunlarının önüne geçti.

Bu ve benzeri görüntülerle topluma nasıl güven, umut vereceksiniz?

Yıllardır kendi seçmeninin özelliklerini tanıyamayan bir CHP yaklaşımı bulunmakta.

Onların seçimden seçime, partinin dolgu malzemesi yapılamayacağını anlayamadılar.

Siyah çarşaf üzerine parti rozeti takma, ‘tıpış tıpış oy verecekler’ demeyle olmuyor.

Partisine gönül veren CHP’liler yorgun, bıkkın, karamsar ve umutsuz.

CHP’de sorun koltukta kimin oturacağı olmamalı.

O zaman ne değişecek ki? ‘Al birini vur ötekinin sırtına’ dan öte işe yaramayacak.

CHP’de çürümeye yüz tutan temel ideoloji, ilke ve felsefe A’dan Z’ye yenilenmeli.

Kılıçtaroğlu, ‘gerekirse MYK’da değişiklik yaparız…’ demekte.

Değişimin kişilere yer açmakla olamayacağının bile farkında değiller.

Seçim sonuçları sonrası gözyaşlarını tutamayan üniversite öğrencisine bu üzüntüyü yaşatmaya hakkınız yok.

Ve iddia ediyorum ki, hiçbir isteği bulunmayan bu genç, genel başkan ve etrafındaki birkaç kişinin tercihiyle milletvekili olanlardan daha özverili çalışmaktaydı.

Ülkemizin geleceği olan bu gençlere haksızlık yapamazsınız.

2010 Mayıs ayında genel başkan olduğundan bu yana girdiği tüm seçimleri kaybeden, başarısız olan Kılıçtaroğlu ve ekibinin değişim isteğine direnmeye hakları olmamalı.

Değişimle, ya toparlanıp yeniden yapılanarak güçlenecek, iktidara hazırlanacak ya da kaderine razı olacak sürekli kaybedeceksin.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?