FENERBAHÇE HEM ANADOLU’YA SİLAH KAÇIRIYOR HEM DE İŞGAL GÜÇLERİNİ YENİP KUPASINI ALIYOR

FENERBAHÇE HEM ANADOLU’YA SİLAH KAÇIRIYOR HEM DE İŞGAL GÜÇLERİNİ YENİP KUPASINI ALIYOR

 

Yıl; 29 Haziran 1923

Yani bundan tam 94 yıl önce…

Fenerbahçe o yıl çok önemli bir başarının altına imza atıyor.

Yani savaş günlerinde hem Anadolu’ya gizli-gizli silah kaçırıyor;

Hem de İşgal Kuvvetlerinin organize ettiği “General Harrington Kupasını” kazanıyor…

Maçın özetinin anlatımına geçmeden önce Fenerbahçe Spor Kulübünün de ‘Kurtuluş Savaşının’ kazanılmasında çok büyük katkıları vardır.

Tıpkı; yine o yıllarda Kurtuluş Savaşına katkı sağlayan Beşiktaş, Galatasaray ve Galata Spor’un yaptığı katkılar gibi…

Ki, o yıllar; sancılı yıllardır…

Ülkenin yönetsel anlamda ikiye ayrıldığı yıllardır…

Hemde öyle bir ayrılık ki; bir yanda sömürgeciliğe ve mandacılığa dünden razı olan bir yönetim!

Öte yanda ise; savaşmak için elinde-avucunda hiçbir hazırlığı ve bir şeyi olmamasına rağmen; “Bağımsızlık” naraları atıp, özgürlük türkülerine hasret bir yönetim!

Ve bu yönetimlerin birisinin yönetim merkezi: İstanbul…

Ve bir diğerinin ki Ankara…

İstanbul tarafında azda olsa silah var…

Ama Ankara tarafında kuş avlamaya bile silah yok!

Fakat bir şekilde bulmak gerekir…

Her şeyden önce savaşacak silahları bulmaya bir yürek gerekir!

İşte bu ‘korkusuz yürek’ Fenerbahçe Spor kulübünün içindedir!

Ve İstanbul işgal altındayken, Ferenbahçeliler, Kurbağalıderenin kenarında bulunan Kulüp binasının önünde iskeleye yanaşan motorlarla Anadolu’ya silah kaçırırlar…

İşgal kuvvetlerinin bir türlü kuşkulanmadığı Ferebahçe Kulübünün Kayıkhanesi adeta bir silah ve cephane deposu haline gelmiştir!

Geceleri gizlice kayıkhanenin önündeki ahşap iskeleye yanaşan motorlara burada gizlice silah yüklenir; Moda koyundan- İzmit’e geçerek Anadolu’ya kaçırırlardı…

Ve bir gün Fenerbahçe Kulübünün bu silah kaçırma olaylarından İşgal güçleri kuşkulanmış ve İşgal komutanına haber verilmiş ve fakat ‘kayıkhanede’ bulunan bütün silah ve cephaneler bir gece yarısı sporcuların evlerine götürüp yerleştirilmiştir…

İşgal Güçlerinin askerleri ve gözlemcileri kayıkhane rıhtımında arama yapmışlar, Fenerbahçe Spor kulübünün her tarafını baştan aşağı aramışlar ama hiçbir şey ve emare bulamamışlar…

Fakat yinede bir süre hem Fenerbahçe Kulübünün kapısında hem de Kayıkhane Rıhtımında İşgal Kuvvetleri gece-gündüz nöbetçi müfreze bulundurmuşlar…

Şimdi gel-gelelim Fenerbahçe Kulübünün 29 Haziran 1923 yılında İşgal Kuvvetlerinin düzenlediği General Harrington’ adına organize ettiği futbol turnuvası kupasına…

Fenerbahçe 1923 yılı sezonunda (o günün liginde) yenilgisiz ligi bitirir ve şampiyon olur…

Bu yenilgisiz Ferebahçe ile İşgal Güçlerinin futbol takımı Taksim Stadında 29 Haziran 1923 yılanda karşı-karşıya gelirler…

İşgal güçlerinin yani bir başka ifadeyle emperyalist ittifakın takımı kendisinden o kadar emin ve basına o kadar kabadayı demeçler verir ki; sanki daha maça çıkmadan kendilerini galip ilan ederler!

Ve maç günü gelir çatar…

Tarih: 29 Haziran 1923

Fenerbahçe sahaya o yıl şampiyon olduğu şu takımla çıkar;

Kaleci :Şekip KULAKSIZOĞLU

Hasan Kamil SPOREL

Cafer ÇAĞATAY

Kadri

İsmet,

Fahir

Sabih

Alaeddin BAYDAR

Zeki Rıza SPOREL

Ömer TANYERİ

Bedri GÜRSOY

Ve “General Harrington Kupası” maçı başlar…

Maçın birinci devresini Fenerbahçe 1-0 yenik kapatır.

Fakat ikinci devrede sahada bir başka Fenerbahçe vardır.

Ve Fenerbahçeye her ne olduysa; ikinci devre adeta coşmuştur!

Hele-hele Zeki Rıza Sporel ele-avuca sığmaz bir sporcu olmuştur!

Ve 60. dakikada Zeki Rıza sert bir şutla durumu 1-1 yapmıştır…

1-1’lik sonuçtan sonra ise; tribünde seyirciler sahada Fenerbahçeli sporcular coşmuş ve adeta ‘işgalcilere’ son dersi vermek için hep birlikte coşmuşlardır!

Ve dakika; 74 Zeki Rıza tarihe geçecek galibiyet golünü ağlarla kucaklaştırıp ve Fenerbahçeyi sahadan 2-1 galip getirerek son noktayı koymuştur!

Ve İşgal Kuvvetlerinin ve Komutanlarının gönülleri elvermese de, Kupayı Fenerbahçeye istemeye-istemeye vermişlerdir.

Fenerbahçe ise o gece sabaha kadar sokaklarda eğlenmiştir…

NOT: (Beni bilenler bilir ve bu zamana kadarda iyi futbol oynayan kulübün dışında fanatik bir takım taraftarı olmadım. Ama Kuvva-i Miliye taraftarı olduğumu beni tanıyanların hepsi bilir)

Ne mutlu hem sporunu yapıp, hem ülkesi tehlikeye düştü mü;onun sorumluğunu yüreğinde ve omuzlarında hissedenlere…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?