GİRESUN VE GERÇEKLER

GİRESUN VE GERÇEKLER

Mahalli seçimler yaklaşınca ilimize yönelik görüşler gündeme taşınmaya başlandı.
Kalkınma, işsizlik sorunu gündeme geldiğinde öncelikle siyasilerin, ardından yetkili yetkisiz herkesin kendilerince çözüm üretmeye çalıştıkları görülmekte.
Önerileri; sanayinin geliştirilmesi, turizm ve eğitim-kültür şehri olması yönünde.
Bu görüşlerin en geçerli ve mantıklı olanı hangisi?
İlimiz bir eğitim ve kültür şehri olabilir mi?
İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarının nicelik itibariyle yeterince bulunması, hatta üniversitenin bulunması geçerli bir neden olamaz.
Kaldı ki, mevcut eğitim yönetimi anlayış ve uygulaması ile bir adım öteye gidilemez.
Etkinlikleri sergileyebilecek salonu bulunmayan, üniversiten destek alamayan, tarihi dokusu yok edilmiş, modern yapılaşmadan tamamen uzaklaşmış, sokak ve caddeleri işgal altında, altyapısı bulunmayan yerden eğitim ve kültür şehri nasıl yapılır ki?
Maddi ve manevi kültür öğelerinin varlığını belirgin olarak hissedebiliyor musunuz?
Turizm mi dediniz?
Başka yerlerden gezme amacıyla birkaç günlüğüne de olsa, ilimizde konaklayacak olanlara nasıl hizmet sunacağız?
Onları hangi tarihi eser ve kültürel zenginliklerimizle baş başa bırakacağız?
Ada, deniz, yaylalar, kale, zeytinlik mahallemiz var, buralar yetmez mi? Denilebilir.
Turlar aracılığı ile gelen grubu ilimizde üç gün ağırlayın da görelim.
Eğitimli personel, ihtiyacı karşılayabilecek alt yapı yeterli mi?
Şehrin neresini, hangi caddesini gezdireceksiniz?
Tarihi dokusu kısmen korunabilmiş gibi görünen Zeytinlik semtinde ne yapacaklar?
Sizleri buraya şu nedenle getirdik diyebileceğimiz hangi özelliği anlatılacak ki?
10-15 dakika sürebilecek bir gezide, gelmişken yöresel yemek yiyelim, çay-kahve molası verelim diyebileceğiniz, damak tadına hitap edebilecek bir işletme bulamazsınız.
İki-üç kilometre uzunluğunda, adına plaj denilen yerlerde işletmecilik yapmaya çalışanların sunabilecekleri hiçbir hizmet bulunmamakta.
Gündemde olan Giresun Kalesi ve Gedikkaya arasında kurulacak teleferik, büyük kazançlar elde edilmese de, kısmen farklılık yaratabilir.
Herkesin dilinde bulunan Giresun Adası’nın hangi özelliği görülecek?
Adaya çıkıldığında bir-iki saat dinlenebilinecek, çay-kahve içip, yorgunluğun atılacağı bir yer gösterebilir misiniz?
Bunları yapmazsan bir avuç adaya gitmeye değer mi?
Giresun Kale’sine çıkarak, doğal görünümün insan eliyle nasıl tahrip edildiği, ilkel ve plansız yapılaşma sonucu modern görüntüden tamamen uzaklaştırılmış çirkin ve çarpık kentleşmenin tipik özelliği mi seyredilsin?
Kaleye varıldığında yapılacak tek iş, şehre sırtını dönüp, yönünü kuzeye vererek, denizin mavisi ve dinlendirici özelliğinden yararlanmak olmalı.
Güçlü sanayi kurabilmenin alt yapısı olan araziyi nereden bulacaksınız?
Bir dönemlerin milletvekilinin, havaalanı yapılsın önerisi olan Taşhan Köyü’nde mi?
Yaylalar mı?
Etrafa bakıldığında insanı dinlendiren, yaşamdan keyif almasını sağlayan görüntüyü, altyapısının yetersizliği ve verilmeye çalışılan hizmetin ilkelliği bir anda ortadan kaldırmakta.
Ağız tadı ve gönül rahatlığı ile yemek yiyebileceğiniz işletme bulunmamakta.
Öyleyse, ne gereği var tuvaleti bile bulunmayan buralara gitmeye.
Şehrimizi kendi haline bırakıp, nasıl olsa düzelmez, böyle gelmiş böyle gider, beni ilgilendirmez, mevcut durumu ile yetinelim düşüncesiyle hep karamsar mı olalım?
Elbette hayır. Yaşadığımız kente olan sorumluluğumuzda gerçekçi olmak gerek.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?