Yüksek Seçim Kurulu;

Dış ülkelerde yaşayan vatandaşlarımıza ‘Oy Sandıkları’ kurarken…

Zar-zor örmeye çalıştığımız ‘Demokrasi Duvarına’ katkı sağlamaları beklenirken…

Neden aynı şey;

Havayollarında çalışan emekçiler için düşünülmüyor?

Neden aynı şey düşünülmüyor da;

Havayollarında çalışan 200 bini aşkın ‘seçmenin’ yüzde-70’i ‘Oy’ verme hakkını kullanamıyor?

İstikbali göklerde arayanlar;

Demokrasiyi yerlerde arayanlara hiçbir katkı sağlayamıyor?

Uçakların içine ‘Sandık’ kurulamazsa da;

Her alanda kullandığımız ‘teknolojik’ ve ‘Elektronik’ ortamlar neden Havayolları çalışanlarına kullanılmıyor?

Aklımın erdiği kadarıyla örnek verecek olursam;

Bankalara yatırılacak veya bankalardan çekilecek paralan çağın en hızı ve gizli iletişim ‘dijital ve elektronik’ araçlarla yapılabiliyor da…

Neden aynı şey ‘Oy verme’ işlemlerinde uygulanmasın?

Elektronik ve Dijital araçları kullanarak;

‘E-Devlet Sayfamıza’ girip, kimsenin bilmediği özlük işlerimizi gizil bir şekilde takip edebiliyoruz…

Söz konusu teknolojik araçlarla;

Elektronik dilekçelerle herhangi bir Siyası Partiye veya Derneği üye olabiliyoruz…

Yine aynı yöntemle ‘istifa edip’ ayrılabiliyoruz da…

Neden aynı uygulamayı ‘Oy Kullanma’ yapamıyoruz? Vs. Vs…

Havayollarında çalışan bir emekçi diyor ki;

“Çok istememe rağmen, 13 yıldır ‘oy’ kullanamıyorum…

Ve ‘oy’ kullananlara çok imreniyorum” diyor…

Sendika Temsilcileri de sorunlarını şöyle dile getiriyor;

“Biz işimiz gereği ve özellikle havaalanlarının bulunduğu konum gereği İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerlerde oy kullanabiliyoruz…

Ve devam ediyor;

“Anayasal bin hakkımız var ama pratikte bunu kullanamıyoruz…

Bu yasal hakkı personelin yüzde-60 ve 70’i hiçbir zaman kullanamıyor…” diye özetledikten sonra da biraz sitemkar bir vaziyette şöyle diyor;

“Yüksek Seçim Kurulu 10 ülkeye daha seçim sandığı kurdu…

İnsanların oy kullanması güzel bir şey ama bu arada uçuş ekiplerini düşünmüyorlar…

Ben bir uçuş ekibi olarak hiçbir zaman ‘oy’ kullanmadım…

Elektronik bir ortamda yaşıyoruz…

Ya düşünülmedi, ya da oraya herhangi bir zaman ayırmak istemediler…

Günümüzün elektronik ortamında uçuş ekiplerine kolaylıkla ‘oy’ kullanma şansı verilebilirdi” diyor…

Ve ‘oy kullanamamalarını’ böyle özetliyor, Havayollarının Sendika Yetkilisi…

Özetlersek, şu şekilde özetlemek isterim;

Her ne kadar büyüklerin işine karışılmasa da…

Her ne kadar ‘tabandan getirilen önerilere’ kulak asılmasa da…

Ben yine de ‘naçizane’ ve elli gramlık aklımla şöyle diyorum;

Bence, YSK Havayolları çalışanlarımızı ‘pas’ geçmemeli…

200 bini aşkın ‘oy’ da neyin-nesiymiş dememeli…

Yani küçümsememeli…

Havayolları Sendikası Temsilcisinin dediği gibi;

Dış ülkelerde kurulan ‘seçim sandıkları’ Havaalanlarına ve Uçakların içine kurulamasa da…

Elektronik ortamlardan yararlanma yolları aranmalı…

Yani;

‘Bir oy, bir oydur’ dilenciliği yapılıyorsa…

Bir oy için kapı-kapı dolaşılıyorsa…

İnanarak değil de, gösteriş olsun diye tiksine tiksine, sahte gülücüklerle el-etek öpülüyorsa…

Nasıl olurda;

Havayollarında çalışan 200 bini aşkın emekçinin ‘oyları’ görmezden gelinir ve yok sayılabilir?

Son söz olarak;

Hani hınzırlık bu ya…

İnsanın aklına abuk-sabuk saçmalıklar da geliyor…

Ve ister-istemez şöyle diyesi geliyor;

Acaba hava-yolu çalışanları, arzu edilen ve verilmesi beklenen yere ‘oy’ vermeyeceği için, onların ‘oy kullanmaması’ düşünülmüş olabilir mi?…

Öyle ya;

Dış ülkelerde yaşan gurbetçi vatandaşların ‘oylarını’ önemsiyorsun…

Dışarıdan gelen göçmen ve sığınmacılardan medet umuyorsun…

Ama iş hava-yolu çalışanlarına gelince;

En akla gelecek çözümleri bile unutuyorsun…

Tekrar görüşmek üzere;

Şimdilik kalın sağlıcakla..