HERKES KAFASINA GÖRE TAKILIYOR KEYFE GÖRE CADDE İSMİ VERİLİYOR

HERKES KAFASINA GÖRE TAKILIYOR KEYFE GÖRE CADDE İSMİ VERİLİYOR

Hani üç-dört gün önce Sivas Belediye yönetimi il merkezindeki ‘İstiklal Caddesi’ ismini sildirmiş ve onun yerine Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanının anılarını yaşatmak ve bizlere unutturmamak için ‘Şehit Muhammed Mursi Caddesi’ ismini vermişlerdi ya…

Bu düşünceden hareketle benimde bugün doğduğum ilçe olan ve uzun yıllar hizmet ettiğim ve iyi-kötü anılarımın geçtiği Dereli ilçe merkezinde hangi cadde üzerinde hangi isimler var, onlar üzerine konuşacağım…

Hangi caddelere, sokaklara, parklara veya ortak kullanım alanı olan yerlere hangi isimlerin verilmesi gerekir? onların üzerinde kendi-kendime bir fikir jimnastiği yaptım ve kendimce isimleri yaşaması gerekenleri şöyle saptadım…

Örneğin;ilçenin en eski mahallesi olan Orduluoğlu Mahallesinin bir caddesine veya ara sokağına mutlaka ve mutlaka Orduluoğlu Hasan Tekin verilmesini isterim…

Ancak verildi mi, verilmedi mi onuda bilmiyorum…
Eğer verildiyse de, bu ismi hangi Belediye Başkanı verdiyse onu canı gönülden tebrik ederim…

Çünkü sözünü ettiğim kişi Dereli 1926 yılına kadar nahiye bile olmadan Ordu yöresinden gelip buraya yerleşen tarihi bir kişi…

Ve ilk gelip yerleşen bu aile olduğu içindir de mahallenin adına; ‘Orduluoğlu Mahallesi’ denilmektedir…
Ve bu ismin imtiyaz sahibi ve şahsiyetin adı da: Hasan Tekindir.
Üstelik bu şahsiyetin niteliği bu kadarda olmayıp, aynı zamanda Ulusal kurtuluş Savaşımızda büyük yararlıklar gösteren Osman Ağa Çetesinde yer alan yürekli bir milis’tir…
Yani Kurtuluş Savaşı bitiminde ‘Gazi’ unvanına sahip birisidir…

Şimdi bu tarihi şahsiyetin yüz-küsur yıl önce kendi kurduğu bu mahallenin bir yerine isminin verilmesi onun hakkıdır değil mi?

Ancak bildiğim kadarıyla mahallede herhangi bir sokağa ismi verilmedi…
Onun için (görselde) ben kopyala-yapıştır yöntemini kullanarak ve en azından kendi keyfimi yerine getirmek için bir isim verdim.

Gelelim ikinci tarihi şahsiyete…
Dereli ilçe merkezinde bir yerlere adının verilmesi gereken bu tarihi kişilikte Orduluoğlu Hasan Tekin (dayının) emsallerinden olup, aynı zamanda Osmanlı döneminde görev yapan ve Dereli bölgesinin ilk polis unvanını taşıyan -Polis Ahmet- unvanıyla bilinen ve ünlenen Ahmet Çetin’dir…

Ki, bu tarihi şahsiyetinde Dereli ilçesinin sosyal yaşamında ve her türlü olumlu yapılanmasında yer aldığı gibi en önde gelen ve hatırı-sayılır öncülerindendi…

Örneğin ben isterdim ki; Muzaffer Karakayalı, Belediye başkanı olduğu sırada Kemer Köprünün başına yaptırdığı Parkın adını ‘Polis Ahmet Parkı’ olarak bu ismi verseydi daha yakışık alırdı diye düşünüyorum…

Gelelim hizmetleriyle Dereli ilçesinde marka olmuş 3.kişiye..
İlçenin en kalıcı yerine ismi verilmesi gereken bu şahsiyetin adı da; Ahmet Kahraman’dır…

Ki, Dereli ilçesinde şu ana kadar en uzun dönem yani art-arda 21 yıl Belediye başkanlığı yapan Ahmet Kahraman, salt sorumlu olduğu belediye sınırları içerisinde görev yapmamış, tam tersine ilçenin 36 köyünün, yaylalarının sorunlarıyla yakından ilgilenmiş bir Belediye Başkanıdır…

Bildiğim kadarıyla Ahmet Kahraman’ın ismi Fiskobirlik Mahallesi tarafından bir parka’mı, sokağa mı verilmiş ne…

Halbuki belediyenin ‘Tuzla Konferans Solunu’ ismi verileceğine keşke ‘Ahmet Kahraman Konferans Salonu’ ismi verilseydi…

(Tuzla belediyesinin yaptığı sponsorluğu -kamuoyunu önceden duyurulsaydı. Belki Dereli’de Ahmet Kahraman’ın hatırını sayan veya varislerinden birisi de bu sponsorluğu yapabilirlerdi. diye düşünüyorum.)

Ama bizde düşünce paylaşımı ve -katılımcı yönetim’ hep arka planda kaldığı ve lüks sayıldığı, hatta ve hatta demokratik katılımcılık ‘seçilenler’ tarafından han ‘işe karışma’ şeklinde yorumlandığı için hep başa gelenler ve seçilenler iyiyi bilir!
Onların dışındakiler ise; Zurnanın zırt dediği son deliğidir!

Unutmadan hemen şunu da belirtmeliyim ki; Dereli ilçesinde ismi bir yerlere verilerek yaşatılmak istenen o kadar değerli insanlar var ki, burada hepsinin adını anmaya kalksam sayfam yetmez…
Zaten söz etsem de, beni kimse dinlemez!

Onun için kafanızı fazla yormadan bugünkü Dereli Sohbetimizi yavaş yavaş sonlandıralım…
Sonlandıralım da nasıl sonlandıralım?
Durun en iyisi şöyle sonlandıralım;
“Umarım haddimizi aşıp, zülfü yare dokunmamışızdır…
Durup dururken, üstümüze vazife olmayan işe karışmamışızdır!

Son söz olarak;
Ne kadar güzel düşünürseniz düşünün…
Hayallerinizi ne kadar büyük tutarsanız tutun…
Hiç kimsenin düşünce sistematiği ve beyni seçim sandıklarından çıkanlar kadar büyük değildir!

Tekrar görüşmek üzere;
Hoş kalın, hoşça kalın…
Siz yene de siz olun;
Benim saçmalıklarıma fazla kulak asmayın!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?