Kim kimin kayığına biniyor

Kim kimin kayığına biniyor

Ülkede OHAL var. Bu nedenle iktidarın elinde de KHK yetkisi var. Her ne kadar anayasa, “OHAL döneminde çıkarılan KHK’lar, sadece OHAL ilanını gerektiren nedenlerle ilgili olur.” Anayasayı dinleyen kim?

Nasıl olsa Anayasa Mahkemesi, CHP’nin başvurusuna  “KHK’lara bakmıyoruz dedi… Yargısal denetim kapatılınca, artık her konu KHK ile düzenlenmeye başlandı.

Kış lastiği konusu bile…

Taşeron konusu bile…

TBMM’yi devre dışı bırak, KHK ile ‘tek adamlığın’ keyfine bak.

Efendim KHK’lar Resmi Gazetede yayınlandığı gün onay için TBMM’ye sunulmak zorunluluk imiş. TBMM’de kendisine gelen KHK’ları 1 ay içinde yasalaştırmak ya da iptal etmek durumunda imiş!

Dedim ya anayasayı takan kim?

20 Temmuz 2016 tarihinden bugüne 30 adet KHK çıkarıldı. Sadece 5 tanesi TBMM’ye gönderildi.  25 tanesi için anayasa hükmüne uyan yok!

Son çıkarılan KHK’lar kamuoyunda tartışılıyor. Özellikle de taşeron düzenlemesi, tek tip elbise konusu ve milis kuvvetler kurmaya yönelik düzenleme tartışılıyor.

Bazı sivillere yönelik yargı muafiyeti getiren KHK düzenlemesine, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de twitter üzerinden katıldı.

Yazım dilini eleştirdi ve “muğlak ifadeler var” dedi. “Yanlış anlaşılabilir, ileride sıkıntı doğurabilir, düzeltilse iyi olur” dedi…

İktidarın eleştiriye tahammülü olmadığını bir kez daha gördük.

Hemen Abdullah Gül’e yönelik eleştiriler başladı.  AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’da eleştiri kervanına katıldı ve dedi ki;

“Bay Kemal’in kayığına bindi.”

Oysa Abdullah Gül, bugün de ‘AKP kayığında’ sıkıntılı bir yolcu olarak durmaktadır…

İktidar kayığının ‘reis’ inin ve diğer ‘yolcularının’ kimi uygulamalarından rahatsız olsa da henüz kayıktan inmiş değildir.

Bazıları onu açık denizde, fırtınalı sularda ‘kayıktan’ inmeye zorlasa da… O ‘iktidar kayığında’ yoluna devam etmektedir.

İktidar yandaşı medyada ve iktidar çevrelerinde dile getirildiği gibi, 2019 seçimlerinde “çatı adayı” olması da olanaksızdır.

Bu söylem, yeni bir ‘Ekmelettin vakası’ yaşamak istemeyen CHP tabanında, tartışma yaratmak amaçlı bilinçli olarak servis edilmektedir.

Aslında ‘kayığa binme’ konusu önemlidir.  Acaba kimler hangi ‘kayığa bindi’ konusunu irdelersek, ilginç görüntüler yakalamak olanaklıdır.

Örneğin AKP,

Bir dönem ‘ Fetullah’ın kayığına’ binmişti.

O ‘kayıkta’ hep birlikte “beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda” şarkısını söyleyerek yol alıyorlardı.

15 Temmuz tarihinde ‘kayık’ alabora oldu…

Şimdi kendisine yönelik her muhalefeti ‘ FETÖ kayığına bindiniz’ diye suçlamaya çalışmaktadır!

Suriye sorununa bakıldığında ise;

Önce ‘ABD kayığına’ binildi… Sonra ‘Rusya kayığına’ binildi…

ABD’nin İran ambargosunu delmek için de ‘Zarrap’ın kayığında’ az yolculuk yapılmadı!

O zamanlar ‘ Zarrap’ın kayığında’ olmanın nimetleri(!) vardı.

Örneğin ayakkabı kutularında dolarlar, pahalı kol saatleri, para sayma makineleri…

“Bağış” adı altında yandaş vakıflara ödenen milyon dolarlar vardı…

AKP iktidarı, daha ilk gününden itibaren ‘küresel sistemin kayığına’ da binmiştir.

O ‘kayık’ sahiplerinin telkinleri ile ülkemizde sanayiyi, tarımı ve hayvancılığı bitirmiştir. ‘Üreten Türkiye’, ‘kendi kendine yeten Türkiye’ yerine, neredeyse her ürüne ‘müşteri Türkiye’  iktidarın eseridir!.

Sadece bunlar mı?

Ucuz işgücü cenneti olmamızın nedeni de, işsizliğin nedeni de, yoksulluğun nedeni de, iktidarın bindiği ‘küresel kayık’ efendilerinin taleplerine harfiyen uymasının sonucudur.

Derelerimizin HES’ler ile kurutulması da, yaylalarımızın 29 yıllığına elden çıkarılmak istenmesi de, madenlerimizin ele güne peşkeş çekilmesi de  ‘küresel kayık’ efendilerinin istekleri sonucu gerçekleştirilmektedir.

***

‘Kayığa binen’ başkaları da vardır. Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı;  Web Sayfasında, “Buluğ çağının alt sınırı erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir” diyor. Yine Web sayfasında, “ nikâh için buluğ çağına girmiş olmak gerekir” diyerek, kız çocuklarının 9 yaşında evlenebileceklerini ve nikâh kıyılabileceğini söylemek suretiyle, “cahiliye dönemi kayığına” bindiğini göstermektedir…

***

Kimi yandaş medya organları ve köşe yazarlarının ‘iktidar kayığına’ bindikleri de bir gerçektir. O nedenle iktidar çevrelerinde ‘itibar’ görmektedirler.

‘İktidar kayığına’ binmenin karşılığını da vermek için var güçleriyle çabalamaktadırlar!

***

İşsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığı nedeniyle vatandaş ne yapacağını şaşırmış vaziyettedir. Kala kala onlara binecekleri tek bir ‘kayık’ vardır.

O da, vakti zamanı geldiğinde ‘İmamın kayığıdır.’

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?