Merhaba Sevgili Okurlar;
Son günlerde izlediğim ve okuduğum haberler sonrası geçmiş yıllarda hatırı sayılı gündeme damga vuran sözleri ile ön planda kalan bir bürokratımızın sözleri geldi aklıma.
Kadınlar için söylediği söz.
“Açık kadınlar perdesi olmayan pencere gibidir.”
Ne çok zoruma gitmişti. Siyasete damga vuran bir seçilmişin bu sözü söylemesi.
Acaba şimdilerde gündemi takip edip son günlere damga vuran haberlerden bir haber mi.?
Hal böyle olup haberleri izledikçe dilime dolanan şarkı beynimi tırmalıyor.
“Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım çığlık çığlığa”
Kontrolsüz kullanılan sosyal medyalarda meğer neler varmış neler.
Ve hatta bir çoğumuzun gönüllü yaptığı güzel tanıtımları vergisiz, tabelasız dünya paraya reklam yapanların çılgınlığı.
Sonrada galiba biz “enayiyiz” takıntısı kafamda asılı kalıyor.
“Kadın; üçüncü evliliğe kanmamış olacak ki!
Birde sanalda kurdukları sohbet sitelerine yelken açıp, kocanın nikahında her türlü buluşma/kavuşmayı kendine görev sanıyor. Ah birde başın kapalıysa kimse laf söylemez misali.”
Buradan hemcinslerime seslenmek istiyorum.
Örtünmek sadece saçı örtmekten geçmiyor. Madem örtüneceksen; Tepeden tırnağa vücut hatlarını örtecek şekilde olmalısın. İnanın kimse sizin saçlarınıza bakmıyor. Eğer saçların kapalı alt tarafını zıpka gibiyse daha çok cezp ediyorsun.
Bence önce beyinlerinizi, gözlerinizi ve sonra kalbinizi örtün.
Saçın örtülü gözlerin örtüsüz ise beynin kalbine uyar her yola gider.
Ve tekrar Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum.
Lütfen “ZİNA”yı artık suç sayın. Yoksa bu gidişle kaybettiğimiz ahlaki değerlerimizi toparlamak çok güç olacak.
Hal böyle olunca ne Müge ANLI ne de Esra EROL programlarına başvuranlarla baş edebilir.
Lise yıllarında rahmetle andığım matematik öğretmenimin sözleri kulaklarımda hala çınlar.
“Çocuklar; Toplumun temel unsuru AHLAK tır. Eğer ahlaki değerlerinizi yok sayarsanız yok olursunuz. Ne kadar eğitim alırsanız alın. Ne kadar matematik zekasına sahip olursanız olun ama ahlaki değerleriniz yoksa siz bir hiçsiniz.”
Değerlerimizi yok sayan toplum içerisinde serseri mayın gibi dolaşanlar ile dolup taşıyoruz.
Hele söz konusu siyaset olunca çamur atmadığımız kimse kalmıyor.
Aklıma delice takılı kalıyor.
Neden birbirinizin ununu ipe sermek için siyasi atakları bekliyorsunuz.
Bilemiyorum.
Galiba seçim dönemlerinde atılan aslı yada aslı olmayan çamurlar daha çabuk tutuyor.
Soluduğumuz havadan olsa gerek “DÜNYA” artık şiddetin pençesinde can çekişiyor.
Dilerim İlimizde siyaseti çirkinleştirmeden adaylarımız için güzel bir Belediye Başkanlığı yarışı olur.
Kişileri sevmek zorunda değilsiniz. Sevmiyorsunuz diye karalamak zorunda da değilsiniz. Karalamak belki o gün için size pirim hatta para kazandırabilir. Ya sonrası.?
Karaladığının kişiler ile aynı şehirde yine yüz yüze kalacaksınız. O yüzden önemli olan pencerenin perdesinin olup olmadığı değildir. Önemli olan pencerenin neresinden bakıyor olmanızdır.
Perde ile sadece camı kapatabilirsiniz. Yaptığınız yanlışları asla!!!
Gelin bugün kendinize bir güzellik yapın. Hasan Hüseyin KORKMAZGİL’in bu muhteşem şiirinin notalara dökülmüş halini kimin sesinden olursa olsun dinleyin.
Nasibinize insanlık ve yüreğinize sevgi dolsun.