Ben demiyorum…

Bu sözü ‘Prof. Dr.’ unvanlı ve iktidar partisinin eski genel başkan yardımcısı söylüyor…

Ben sadece ve sadece;

“Sığınmacılara sığınıyoruz” sözünü ilave ediyorum…

Bir dönem Siirt Milletvekili de olan sayın Prof. Dr. Yasin AKAY, Suriyeli göçmenlerin ekonomiye önemli katkıları olduğunu özet olarak şöyle ifade ediyor;

“İşverenler, yatırımcılar, sanayiciler Suriyelilerden çok memnun…

Çok önemli yerlerden Suriyelileri çekin, bu ülke ekonomisi çöker” diyor…

Ülke ekonomisi çöker mi, çökmez mi, (onu ekonomiden anlamadığımız için) pek bilemeyiz ama…

İşverenlerin ‘ucuz işgücünden’ yararlandığını, alenen ve apaçık emek sömürüsü yaptığını hiç ekonomiden anlamayanlar da bunu anlar diye düşünüyorum…

Ve “madem ki” diyorum;

“Ülkemize sığınan kaçak göçmenlerin ve sığınmacıların ülkemiz ekonomisine büyük katkıları var.”

O zaman;

Tıpkı Suriyelileri ülkelerine göndermediğimiz gibi, Afganistan’dan gelen sığınmacıları ve göçmenleri de ülkemizde kalmalarına ikna edelim ve ekonomimiz bir ‘levye’ daha yukarı kalksın…

Hatta ‘ülkelerine göndermek’ ne demek; üstümüze geçirelim…

Yani ‘vatandaşlığa’ kabul edelim…

Zaten daha dün Suriyeliler için şöyle demiyor muydu İçişleri Bakanımız; “Keşke 300 bin Suriyeli çocuğu vatandaş yapsak.”

Basından öğrendiğimiz bilgiler ne kadar doğrudur onu bilemeyiz ama (Göçler İdaresi de aynı rakamı verdiğine göre doğrudur) bu zamana kadar zaten 79 bin 828 Suriyeli Türk Vatandaşı olmuş…

Hatta 250 bin dolar yatırma yöntemiyle 7 bin 312 kişinin de Türk Vatandaşı olduğunu yazıyor gazeteler…

Her neyse…

Tekrar şu Afganlı ‘kaçak göçmenlerin’ sırtından geçinen ‘İnsan Kaçakçılarına’ da kısaca bir göz-atacak olursak;

İran sınırına gelen ‘kaçak göçmen’ veya ‘sığınmacıları’ bu sefer sınırda ‘insan kaçakçıları’ bekliyormuş…

Her ‘sığınmacıdan’ 500 dolar alıyormuş…

Ve birinci ‘insan kaçakçısı’ belli bir yere götürdükten sonrada 2. İnsan kaçakçısına devrediyormuş…

Eh; ikinci, üçüncü ‘insan kaçakçısı’ da babasının hayrına kaçıracak hali yok ya…

Onlarda kişi başına 500 dolar alarak yolunu buluyormuş…

Yani sadece işverenler, yatırımcılar ve sanayiciler yararlanmıyor kaçak göçmenlerden…

Ülkemiz insanı ‘kaçak nakliyatı yapan’ komisyoncularda kazanıyor.

Bundan daha karlı ekonomik ‘girdi’ mi olur!?

Yetmez…

Eğer ‘kaçak göçmenleri’ yurdumuzda kalırlarsa…

Yani Avrupa ülkelerine ‘kaçmama’ önlemi alınırsa;

Avrupa ülkeleri de en az 3 ve 3,5 milyon eoru vermeyi taahhüt ediyorlar…

Değme keyfimize…

Yeme de yanında yat!

“Bağ ile bostan, yan gel yat Osman”

“Beyle-bacanak” misali yaşayıp gidiyoruz vallahi!…

Bundan daha güzel dünya mı olur!?

Şakayı bir tarafa bırakıp, bu sohbetimizi şöyle özetleyerek bitirmek istiyorum…

Efendim;

Öncelikle bu kirli savaşları kimlerin çıkardığı üzerinde düşünelim…

Yemeye ekmeği olmayan ülkelerin insanlarından ‘terör örgütleri’ kurup besleyen…

Ellerine çağın en gelişmiş ve modern silahlarını veren…

Ve aynı ülkenin vatandaşlarını birbirinin kanını içtiren…

Ve daha sonra da bu ülkeleri sömürerek sırtından geçinen ülkeler hangi ülkeler olduğunu artık bir tespit edelim…

Hatta ve hatta ‘Birleşmiş Milletler’ örgütü denilen bu örgüt neyi örgütler?

Ülkelerarası savaş çıkarmayı mı?

Yoksa ülkeler arasında çıkan husumeti ve savaşları önlemeyi mi?

En azından bunun üzerinde düşünmemiz gerekmiyor mu?

Yani daha kestirme yoldan söyleyecek olursak;

Hali-vakti yerinde ülkeler olarak hem bütün kirli savaşları sen çıkaracaksın…

Ve hem de savaştan kaçan ‘sığınmacılara’ kapılarını kapatacaksın…

Son söz;

Lütfen, önce bu kirli ve haksız savaşları kimler, hangi ülkeler işbirliği yaparak çıkarıyor?

Sonra ortalık iyice karışınca kimler ortadan kayboluyor?

Yani kirli savaşların faturaları kimlere kesiliyor?

Bunun üzerinde bir kez daha birlikte düşünelim…

Buyurun…

Sohbetimiz biraz daldan-budaktan oldu ama…

Şimdi söz sırası sizin…

Benim eksiklerimi de sizler tamamlayıverin…