“Senin iyiliğini isteyen kimse, “ yolunda şöyle bir diken var “ diyendir. Yolunu kaybedene iyi gidiyorsun demek şiddetli bir zulümdür.” (Şeyh Sâdî Şîrazî) 

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmasında “Çatıyı güneşli havada onarmak gerekir. Eninde sonunda küresel senkronize büyüme devam etmeyecek. Bugünden sağlamlaşmamız lazım… Tedbir alıyoruz, maliye politikasında güçlü bir duruşumuz var. Reel sektör mutlu değil ama bazen tedbir almak zorundayız. Reel sektörün ciddi bir döviz borç açığı var. Dövizle borçlanmaya sınırlama getireceğiz” demişti.

Sayın Şimşek’in bu konuşmasından sonra Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da yaptığı bir konuşmasında “Aramızdaki bazı arkadaşların ülkemizdeki ekonomik durumun sıkıntılı olduğuna dair açıklamalar yapacak kadar yanlışın içine düştüklerini görmek bizi üzdü… Ülkenin bu psikolojik üstünlüğünü, uluslararası camiaya vermesi gereken arkadaşlar bu tür yanlışı yaparlarsa affedilir yanı olamaz”  dedi.

Sayın Erdoğan, bu konuşmasında her ne kadar bir isim vermeden bir özeleştiri yapmış ise de onun sözleri basında sanki Mehmet Şimşek’e cevap gibi yorumlandı.***

İmdi, Cumhurbaşkanının konuşmasında “aramızdaki bazı arkadaşlar”dan kastedilen şayet Mehmet Şimşek ise, o zaman sorulmaz mı: “Ekonomi sahasındaki uzmanlığına güvendiğiniz, iki dönem maliye bakanı olarak, şimdide ekonomiden sorumlu kaptan olarak yetki verdiğiniz bir uzman; kendi sorumluluk sahasında bir açıklama yapma ihtiyacı hissettiği ve sermaye çevrelerine bir izahatta bulunduğu anda; böyle bir konuşma Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan tarafından kamuoyu önünde eleştirilecek olursa, bu sorumlu uzmanın bundan böyle herhangi bir konuşma yapması mümkün olabilir mi? Konuşmuş olsa dahi konuşmasına eskisi gibi itibar edilir mi?..

Hatiplikte ve liderlikte oldukça tecrübeli olan Sayın Erdoğan’ın her konuşmasında olduğu gibi bu konuşmasında da kamuoyunun bilmediği bazı hikmetler olabilir!..

Ancak sizlerin ne konuştuğu kadar, kamuoyunun ne anladığı önemli değil midir?

Muhtemelen Sayın Erdoğan bu konuşmasını etrafındaki tecrübeli ve özel seçilmiş ekonomi danışmanlarının raporuna göre yapmış olmalı!

Acaba Mehmet Şimşek mi yanlış yapıyor, yoksa birileri Şemşek’in yanlış yaptığına dair yanlış rapor mu takdim ediyorlar?

Ya da dünyada sayılı ekonomistler arasında yer alan, yıllardır ekonomi uzmanlığından istifade edilen Şimşek, artık birilerinin menfaatine dokunuyor da nöbet değişimi için zemin mi hazırlanıyor, diye sorulmalı?

***

Nihayet herkes ve yapılan her konuşma gibi Mehmet Şimşek de yanlış yapmış olabilir… Ancak bir yanlışın anlatılma şekli böyle mi olmalıdır?

Sahasında uzman kişilerin yaptıkları her konuşma, en yetkili makam tarafından anında cevaplandırılırsa, bundan böyle uzmanlar konuşmaya cesaret edebilir mi?

Yoksa kimsenin konuşmadığı, konuşamadığı bir Türkiye için gizli eller mi devrede?

Sahasında uzman kişilerin konuşmaz/konuşamaz hale gelmesi; dalkavuk pazarına prim yaptırıyor olmaz mı?

***

Mehmet Şimşek kimdir?

Batman doğumlu… Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümünü mezunu bir ekonomist… Yüksek lisansını İngiltere’de University of Exeter’de tamamlamış,  Ankara, İstanbul, New York ve Londra’da uluslararası kuruluşlarda ekonomist, stratejist ve yönetici olarak çalışmış,

“Emerging Markets” dergisi tarafından 2013 yılında “Yükselen Avrupa’da Yılın Maliye Bakanı” seçilen,  aynı yıl “Foreign Policy” dergisi tarafından da dünyanın en etkili 500 kişisinden biri olarak gösterilen ender ekonomistlerden biri.

23. Dönemde Gaziantep, 24. Dönemde Batman Milletvekili seçildi. 60. Hükümette Devlet Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı, 61 ve 62. Hükümetlerde Maliye Bakanlığı görevlerinde bulundu.

Şimdi de ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcı.

***

Anlaşılan o ki, Erdoğan’ın mesajı Şimşek’e değil, şimşek gibi sair nice şimşeklere!

Şimşekler susturulmamalı… Şimşeklerin susturulması ekolojik dengenin bozulması demektir.

***

Şimşekler susturulmamalı!..

Şimşek, Yüce Allah’ın yarattığı mucizevi bir oluşumdur…

Şimşeğin çakması yağmurların yağacağına işarettir ve yağmurlar ya ekinlere bereket olarak umut verecektir ya da sel, taşkın, toprak kayması gibi felakete sebep olarak insanları korkutacaktır.

“Gökten içinde dolu bulunan dağlar (gibi bulutlar) indiriverir, onu dilediğine isabet ettirir de, dilediğinden onu çevirir; şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kamaştırıp götürüverecektir.” (Nur Suresi, 43)

“Size bir korku ve umut (unsuru) olarak şimşeği göstermesi ile gökten su indirmek suretiyle ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi de, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilecek bir kavim için gerçekten ayetler vardır.” (Rum Suresi, 24)

***

Nasıl ki gidemediğin yer senin değilse; ulaşamadığın lider de, ulaşamadığın Bakan da, ulaşamadığın vekil de senin değildir!

***

“Sözü süz de söyle, gönlü bulandırmasın. Sözü diz de söyle, kulağa inci diye takılsın. Sözü yüze söyle, gıybet olup utandırmasın.” (Şems-i Tebrizi)

Vesselam…