Bizans’la eski komşu olmaktan olsa gerek…

Bizde herkes kendi kulvarındakini düşman görür.

İnancımıza zıt bir yaşam biçimi…

Herkesin birbirine destek olması gerekirken,

Köstek olur.

Herkes birbirini aşağıya çekme peşinde…

Çamurlar atar.

2020 Türkiye’sinde eski Türkiye’nin politik hastalıkları olmamalı…

Yiğitler çıkmalı meydana…

En büyük hakem halka anlatmalı kendini…

Kararı halk vermeli…

Hiçbir siyasi başka bir siyasinin gölgesinde yeşermemelidir.

Gölgesinde yeşerecek tek makam halk olmalıdır.

Siyasi, birilerinin emir kulu olursa,

Ondan hayır gelmez.

O, hizmeti halka değil kendini makam bağışlayana yapar.

Gelişen ve değişen dünyada, Türkiye büyücekse…

Siyasilerin ufku geniş olmalı…

İlham kaynakları halk olmalıdır.

Siyasi halk önünde eğilmeli…

Başka bir gücün etkisinde kalmamalıdır.

Şahsiyetli bir siyaset düşünülüyorsa olması gereken budur.

Yoksa birilerinin emir eri olur gidersin.

Gelmen ve gitmen halkta bir etki oluşturmaz.

İnsanların hafızasında bir yer bulamazsın.

Her siyasi şahsiyet mücadelesini mertçe yapmalı…

Kişiler üzerinden siyaset yapmaya çalışanlar, karanlık adamlardır.

Onlar, hak ve hakikat karşısında mum gibi erirler.

Kutsal bir mücadelede bir milletin geleceği karar verecek insanlar,

Yola çıkarken vicdanın sesine kulak vererek yola çıkmalıdır.

Basit oyunların gölgesinde yarışa başlanmamalıdır.

Kul hakkını düşünen biri, yanlış yollarda yol almaz.

Halkı yanına almış bir siyasi, her yolu aşar.

Halktan daha güçlü bir makam yoktur.

Bu milletin gücüne inanmayanlar, bu milletten sürekli şamar yiyen bir azınlıktır.

Bu yarışlarda kader ve nasip tecelli eder.

Varsa kaderinde bütün dünya karşında olsa da ezer geçersin.

Yoksa kısmetinde elindeki kuş olup, uçuverir.

İnanmış bir insan, hırsın gölgesinde kalmaz.

Rakip gördüğünü yerle bir etmez.

Rakibine saygı duyana nezaket gösterir.

Yarışlar rakiplerle tatlıdır.

Dostluklar kazanılmalıdır.

Kuyular insanlarla değil güllerle dolmalıdır.

Siyaset, dost kazanma sanatı olmalıdır.