Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
ULUSAL EGEMENLİK KİMİNDİR BAĞIMSIZLIĞI SEVENLERİNDİR
  • 0
  • 387
  • 24 Nisan 2023 Pazartesi
  • +
  • -

Bağımsızlık uğruna;

Korkusuzca ölmesini bilenlerindir…

Mustafa Kemal’ce söylersek;

“Ulusal egemenlik, ulusun namusudur…

Onurudur, şerefidir…

Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki;

Onun karşısında zincirler erir…

Taç ve tahtlar batar yok olur… diyor…

Ve son noktayı da şöyle koyuyor;

“Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır…”

Peki, böyle bir toplum var mıdır?

Olmaz olur mu hiç, elbette vardır…

Öğrenmek ve görmek istediğinde;

Yeter ki kafanı biraz yukarı kaldır!…

Kafanı yukarı kaldır ve şunu düşün;

Bundan yüz-küsur yıl önce…

Emperyalist ittifak güçleri bu ülkenin içine girince;

“Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen bir lider ‘Kuvvayi Milliye’ hareketini başlatıyor…

Amasya’ya geçince;

“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır…

O da vatanın sınırlarının tamamıdır” diyor…

Ve ardından;

Erzurum, Sivas Kongrelerini başlatıyor…

Sömürgeciliği ve Mandacılığı elinin tersiyle reddediyor;

“Ya İstiklal, Ya Ölüm” sloganı atılarak yola giriliyor…

Sonra uzun bir yürüyüş sonrası Ankara’ya geliniyor;

1920 yılında ‘Egemenlik Saltanatın değil, Ulusun olacak’ düşüncesinin hakim olacağı TBMM kuruluyor…

Ve emperyalist işgal temizlendikten sonra da;

1923 yılında ‘halkın egemenliğini’ ön plana çıkaracak olan ‘Cumhuriyet Yönetimi’ ilan ediliyor…

Ve TBMM Salonunun en görülebilir yerine de;

“Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözü yazılıyor…

Taht, Saltanat gibi azınlık yönetimi rafa kaldırılıp;

Millet iradesine dayalı yeni bir yolculuk başlıyor…

Ve bundan 103 yıl önce;

23 Nisan 1920 tarihinde resmi kayıtlara geçen ‘Egemenlik, Kayıtsız şartsız milletindir’ sözünün sevinci ve mutluluğu daha ileri yıllara taşınsın diye 1924 yılında ‘bayram’ olarak kutlanıyor…

1929 yılına gelindiğinde de;

Mustafa Kemal, bu ‘bayramı’ çocuklara armağan ediyor…

Ve o günden, bu güne de ‘Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ olarak kutlanıyor…

Egemenlik çocuklardan başlatıldığı içindir ki;

Her ’23 Nisan’ çocuk bayramı geldiğinde -sembolik olarak- makam koltuklarına oturtulur ilköğretim çağındaki çocuklar…

(Gerçi ara-sıra yaşı ileri olan İmam-Hatipli bıyığı terlemiş öğrenciler de oturtulmuştur ama şimdilik bunu yeniden depreştirmeyelim.)

Geçelim…

Ve tekrar şu ‘egemenlik’ konusuna geri dönelim…

Demek ki ‘egemenlik’ neymiş;

Halkın ve toplum çoğunluğunun ‘söz sahibi’ olduğu bir yönetim biçimiymiş…

Yani;

Parası-pulu çok olanın değil…

Bağı-bahçesi ve toprağı çok olan ‘Toprak Ağalarının’ değil…

Sanayi burjuvazisinin değil…

Kişisel çıkarı için ‘küresel sermayecilerle’ işbirliği yapanların değil…

Siyasal çıkarları için ‘dini-imanı’ pazarlayanların hiç değil…

Ulusal egemenlik;

Ulusun ortak çıkarlarına dayalı ve yönetim biçimi demokratik bir sisteme dayalı halkın ortak ‘değerleri’ sistemiymiş…

Yüz-küsur yıl ötelerden getirdiğimiz (uygulamada aksaklık olsa da) ‘Ulusal Egemenlik’ değerlerimizi şu üç başlıkta özetlemek istiyorum..

Şöyle ki;

‘Ulusal Bayramlar’ konusunda dünyanın bir başka ülkesinde de şu şekilde bir sıralama var mıdır-yok mudur onu bilmiyorum ama…

Yıl içinde bizim küçükten-büyüğe doğru ‘ulusal bayram’ sıralamamız şu şekilde oluyor;

23 Nisan tarihinde;

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı…

19 Mayıs tarihinde;

Gençlik ve Spor Bayramı…

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ise;

Yediden-yetmişe herkesin Bayramı…

Son söz;

Çocuklarımız başta olmak üzere, ulusal egemenliği önemseyenlerin ‘Ulusal Egemenlik Bayramları’ kutlu olsun…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM