YA BAŞKAN, YA VEKİL SEÇİLİYORLAR KOLTUKTAN KOLTUĞA SIÇRIYORLAR

YA BAŞKAN, YA VEKİL SEÇİLİYORLAR KOLTUKTAN KOLTUĞA SIÇRIYORLAR

Vay anasını be!…
Şu cahilliğin gözü kör olsun…
Demokrasimizin kıymetini bilmeyenlerin, küçümseyenlerin;
Allah yüzünü güldürmesin, iki gözü önüne dursun!
Meğer bizim demokrasimiz ne kadar zengin ve esnek imiş!
Ama kör-olası toplum bunun değerini bir türlü bilememiş!
Ya bile-bile görmek istememiş, ya da gelişigüzel eleştirmiş!
Halbuki dünya demokrasileri içerisinde en çok bizim değerini bilmediğimiz demokrasimiz serpilip gelişmiş!
Sizlerinde çok iyi bildiği üzere, bizim demokrasimiz;
İşaret parmağı ile gösterilecek kadar önemli bir demokrasidir!
Bizim demokrasimiz; cüzdanın kalınlığı ölçü alınan ve ona göre yol alan bir demokrasidir!
Bizim demokrasimiz; dönme dolap gibi dönen bir demokrasidir!
Yani bir kere ‘dönme dolabın’ içine bir oturdun mu; bir daha dur durak yoktur alim-Allah!
Bir süre aşağıya insen bile,bir zaman sonra yukarı çıkarsın!
Yani kısaca demem o ki;
Bizim demokrasimizde ve siyaset yolculuğumuzda siyasi bir koltuğa oturdun mu; ondan sonrası kolay!
Sırtın bir daha yere gelmez Evvel-Allah!
Yeter ki önce oturacak bir koltuk bul!…
Örneğin (akıl vermek gibi olmasın ama) bunun en kestirme yolu yordamı da şöyle oluyor;
Önce siyasi bir partinin ‘İl Başkanı’ oluyorsun…
İlk seçimlerde ‘il başkanlığından’ milletvekilliğine sıçrıyorsun!
Ve milletvekili süresi bitince de; ya ‘belediye başkanı’ oluyorsun, yada tekrar ‘il başkanlığına’ transfer oluyorsun…
Yani bir daha halkın arasına dönmüyorsun!
Biraz önce de söylediğim gibi ‘dönme dolap’ döndükçe, sende ‘siyasi dönme dolabın’ içinde devir-daim oluyorsun!
Cahilliğin gözü kör olsun…
Ne yalan söyleyeyim, vallahi bilmiyordum…
Neyi mi bilmiyordum?
Neyi olacak; milletvekillerinin hiç ‘istifa’ etmeden yerel seçimlerde ‘belediye başkan adayı’ olabiliyorlarmış…
Ve eğer seçilemezlerse; tekrar eski görevlerine dönebiliyormuş.
Daha doğrusu ‘seçildikten’ sonra 15 gün içerisinde; hangi görevi yapmak istiyorsa ‘karar vermesi’ yetiyormuş…
Gördüğünüz gibi muhterem büyüklerimiz açıkta kalmıyor yani!
Bunu yaşadığımız süreç içerisine yerleştirip, güncelleyecek olursak…
Bildiğiniz gibi ‘milletvekilleri seçimi’ yapılmasının üzerinden ancak şunun şurasında dört ay oldu-olmadı ve yerel yönetimlerin seçim tarihine de daha dört ay var ama; 24 Haziran seçimlerinde (ince eğirip, sık dokuyarak) seçtiğimiz milletvekillerinden bir kısmı (her niye karar değiştiriyorlarsa) şimdi de ‘Belediye Başkanı’ olmak istiyorlar…
Olur efendim…
Memnuniyetle paşam!
Sizi biz milletvekili diye seçmiştik ama!
Milletvekilliği görevinizi sürdürürken sıkıldıysanız, sizleri bizler; ‘Belediye Başkanı’ da seçeriz!
Yeter ki siz isteyiniz…
Çünkü sizler enden yetişen insanlardansınız!
Sizler emsali bulunmayan ve her biriniz Hint kumaşlarısınız!
Hatta bu konuda ben biraz daha ileri gidiyor ve (haddim olmayarak) şöyle bir ‘yasa da’ çıkarılmasını da öneriyorum…
Mademki yasalarımız milletvekiliyken, yerel seçimlerde istifa etmeden ‘belediye başkanlığı’ seçilmesine kolaylık tanıyor…
Benimde naçizane şöyle bir önerim olacak;
Milletvekilliği devam ederken ‘belediye başkanı’ seçilen değerli büyüğümüz her iki görevi birden yürütme yasası çıkarılsın…
Yani iki görevi birden yapıp, iki unvanı birlikte taşısın…
Daha iyi olmaz mı?
Hatta ve hatta ‘seçilme sürecinde’ yaptığı bütün masrafları halk karşılasın. (gerçi bir-şekilde zaten halk karşılıyor da!)
Her neyse…
Sohbetimizin tadını fazla kaçırmadan sonlandıracak olursak;
Sohbetimizin ‘giriş’ bölümünde de belirttiğimiz gibi; demokrasimiz bir hayli esnek!
Bir hayli zengin!
Ve bir o kadar da bereketli!
Yeter ki değerini-kıymetini bilelim!
Son söz olarak;
Demek ki ‘iyi bir siyasetçi’ olup, koltuğunu terk etmemek için veya koltuktan-koltuğa uçuş yapmak için ne yapmak gerekiyormuş?
Önce il ve ilçe başkanı olacaksın…
Oradan milletvekili koltuğuna sıçrayacaksın!…
Milletvekilliği koltuğunda sıkılırsan;
Belediye Başkanlığı koltuğuna atlayacaksın!
Bu koltuğu da altından çekmeye kalkarlarsa;
Tekrar bir ‘U’ dönüşü yaparak, İl Başkanlığına yaslanacaksın!
Hadi diyelim ki (olur ya) sana oturacak koltuk bulamadılar;
Eh, o zaman da 24 ay milletvekilliğinde sabredip;
“Kıyak Emekli” olacaksın…
Ve ömür boyu -bol keseden maaş alarak- keyfine bakacaksın!
Gördünüz mü demokrasimizin nimetleri ne kadar da zenginmiş!
Yeter ki değerini kıymetini bilelim!
Ve bize verdiği nimetler üzerine şükredip; düşünelim!…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?