Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
200 İŞÇİ ALINACAK DENİLİYOR 52 BİN KİŞİ MÜRACAAT EDİYOR
  • 0
  • 180
  • 31 Mart 2021 Çarşamba
  • +
  • -

Sizlerde duymuşsunuzdur ya…

Duymayanlar için bir kez de ben duyurayım istedim…

Adana Büyük Şehir Belediyesi;

Operatör şoför…

Ağır vasıta şoförü..

Büro elemanı…

Park ve bahçelerde görevlendirmek için toplamda 200 eleman almak ister…

Ve bu 200 kişilik iş için kaç kişi müracaat etti dersiniz?

52 bin kişi müracaat ediyor…

Yanlış okumadınız…

Tam 52 bin kişi müracaat ediyor…

Ve bu 52 bin kişinin 45 bin kişisi de üniversite mezunu…

Yani üniversite diplomalı…

Ve bir başka ilimizden, başka bir haber;

“Adıyaman Belediyesi 9 kişilik temizlik görevlisi almak istedi…

Ve 4 günün içinde 5 bin 217 kişi müracaat etti…

Temizlik işinde çalışmak için müracaat edenlerin 1143’ü ise Üniversite mezunu…

Yani üniversite diplomalı…

Ve bir başka haber;

“Zonguldak’ın Ereğli Demir Çelik Fabrikası işçi alımı duyurusu yaptı.”

Ve bir saatin içerisinde 1500 kişi müracaat yaptı…

Saatlerce sırada bekledikten sonra müracaat edenlerin yarıdan çoğu üniversite mezunu…

Yani, üniversite diplomalı…

Son olarak bir haberde bölgemizden verelim…

Bölgemizdeki haberin başlığı ise şöyle;

“Rize, Artvin, Trabzon ve Giresun’daki çay fabrikaları bünyesinde çalıştırmak için 200 çay eksperi alınacağı duyurusu yapıldı…

200 kişilik eksperlik iş için binlerce kişi müracaat etti…

Rize’deki çalıştırılmak istenen 210 kişilik mevsimlik işçi için; 23 bin kişi başvuru yaptı…

Bu yasının yarıdan çoğu üniversite mezunu….

Yani üniversite diplomalı…

Şimdi gelin bundan sonrasını soru-yorum biçiminde sizinle birlikte düşünelim…

İzninizle önce ben başlamak istiyorum…

Ve diyorum ki;

“Belediyenin bünyesinde ‘Temizlik İşçisi’ (eski ifadeyle) ‘Çöpçü’ olarak çalışmaya mecbur kalan bu üniversitelilerin içerisinde ne kadarı Siyasal ve Mülkiye mezunu?”

Yani, acaba diyorum;

‘Kaymakam’ olması gerekirken -adamı olmadığı için- çöpçülüğe razı olan mülkiye mezunları da var mıdır?”

Bu binlerce kişinin içerisinde acaba kaç atanamayan öğretmen var?

Mevsimlik çay işinde çalışmak için acaba bu binlerce kişinin içinde kaç kişi İktisat fakültesi mezunu?

Belediyenin altyapı hizmetlerine çalışmaya razı olan bu 45 bin üniversiteli öğrencinin;

Yani elinde ‘tapu gibi’ üniversite diploması olanlardan kaç kişinin ödemesi gereken ‘Burs’ borcu var?

Acaba kaç üniversiteli genç sevdiği kıza ‘nişanlanma’ sözü verdiği halde, süzün de duramadığı için ‘Temizlik İşçisi’ olmaya razı oldu?

Bu ‘Temizlik İşçisi’ için müracaat eden 45 bin kişinin içerisinde kaç üniversite mezunu ‘iş bulurum’ umuduyla borçlanıp; ve borcunu ödeyemediği için “ne iş olursa-olsun çalışırım” demeye başladı?

Vesaire, vesaire…

Şimdi insan (üst düzeydekilere soramazsak da) kendi-kendine şu soruyu sormadan edemiyor;

“Yahu biz ülkenin dört-bir köşesine bu üniversiteleri ‘işsizliği’ çoğaltmak için mi açtık?”

“Yoksa; eğitimli, nitelikli insanlar yetişsin de, iş alanlarını çoğaltıp; açıkta işsiz insan kalmasın diye mi açıldı?”

Hani yanlış anlamayın….

Bilmediğim için; merakımdan soruyorum…

Her neyse…

Belki bu konuda sizin de söyleyecekleriniz vardır…

Ben sözü size bırakmadan önce, bu ‘işsizlik’ konusunu yıllar önce Nazım Hikmet nasıl dile getirmiş? birde ona bakalım….

Yani, şiir tadıyla anlatımını buyurun birlikte okuyalım;

(….)

“Kaat helvası yesem her gün” diye düşündü

5 yaşında…

“Mektebe gitsem” diye düşündü

10 yaşında…

“Babamın balıkçı dükkanından

Akşam ezanından önce çıksam” diye düşündü

11 yaşında…

“Sarı iskarpinim olsa

Kızlar bana baksalar” diye düşündü

15 yaşında…

“Babam neden kapattı dükkanını?”

Ve fabrika benzemiyor babamın dükkanına”

diye düşündü

16 yaşında…

“Gündeliğim artar mı?” diye düşündü

20 yaşında….

“Babam ellisinde öldü,

bende böyle tez mi öleceğim?”

diye düşündü

21 yaşında….

“İşsiz kalırsam” diye düşündü,

22 yaşında….

“İşsiz kalırsam” diye düşündü,

23 yaşında….

“İşsiz kalırsam” diye düşündü,

24 yaşında….

Ve zaman zaman işsiz kalarak

“İşsiz kalırsam” diye düşündü,

50 yaşına kadar….

51 yaşında “ihtiyarladım” dedi,

” babamdan bir yıl fazla yaşadım.”

Şimdi 52 yaşındadır.

İşsizdir.

Şimdi merdivenlerde durup

kaptırmış kafasını

düşüncelerin en tuhafına:

“Kaç yaşında öleceğim?

Ölürken üzerimde yorganım olacak mı?”

diye düşünüyor….

—————–

Sanırım bunun üzerine daha fazla söz söylenmez…

Söylense söylense;

Hoş kalın,

Hoşça kalalım,

Sağlık ve esenlik içinde olalım,

Bir başka sohbette tekrar buluşalım…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM