Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Doğruyu söylemek gerekirse;
Çoğu sohbet konuları bizim boyumuzu aşıyor!
Zaten boyumuzu aşan konuları da uzmanları anlatıyor…
Bu nedenledir ki;
Bugün güncel bir sohbet konusu bulamadığım içinde;
’13 Ağustos tarihinde geçmişte neler olmuş diye İnternet arşivine şöyle gelişigüzel bir baktım…
Ve sohbet konumuzu arşivlerden seçtim…
1986 yılının 13 Ağustosunda..
Dönemin Başbakanı Turgut Özal, şöyle bir itirafta bulunuyor;
“12 Eylül olmasaydı biz iktidara gelemezdik.
12 Eylüle kadar belli ekonomik politikaları -24 Ocak kararlarını- uyguladık.
12 Eylül sonrasında ben aynı politikaları uygulamaya 22 ay devam ettim.
Ondan sonra o politika değişti” diyor dönemin başbakanı Özal.
Ve bu tarihe not düşülen bu demeci okuduktan sonra, dönemin ‘Tonton’ lakaplı başbakanı daha başka hangi incileri dökmüş ve hangi cevherleri yumurtlamış diye şöyle kısa bir araştırma daha yaptım…
Ve karışma şu unutulmaz demeçleri çıkıverdi;
“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür”
“Ben seçimden önce zam yapacak kadar enayi değilim”
Bu unutulmaz demecini 1987 seçimlerinden önce söylemişti…
Söylemişti söylemesine de…
Halk onu çoktaaaan hazmetmiş ve çoktaaan unutup gitmişti!
(yani hafıza-i beşer sözünü haklı çıkarmıştı)
Yönetim şeklimiz ‘Parlamenter Sistem’ olmasına karşın,pratikte ‘Lider Sultasının’ yeni yeni yerleştirilmeye çalışan ‘tonton’ lakaplı Başbakan Turgut Özal başka hangi incileri dökmüştü?
Hemen söyleyelim;
12 Eylül faşist cunta görevini 1983 yılında (sözde sivil yönetim) seçimler yoluyla Turgut Özal’ı başbakan yapınca şöyle demişti;
“Sayın Evren’in Türkiyeyi 12 Eylül ile beraber bir yıkıntıdan, çöküntüden kurtardığına canı-gönülden inanıyorum.”
Başka?
“İslam dini fakirliği değil, zenginliği öne çıkartır. Allah zenginleri sever.
Bende zenginleri severim.”
1990 yılının Ağustos ayında Türkiyeyi, ABD ile birlikte 1. Körfez savaşına sokmak için çok çaba göstermiş, toplumu ikna etmek için;
“Irak savaşına Amerikalıların yanında girersek bir koyar üç alırız” demişti…
Ve bu demeç; dönemin Genel Kurmay başkanını istifa ettirmişti..
Başka?
Gazetecilerin;
“Bu kadar az maaşla memur nasıl geçinecek?” sorusuna karşı;
“Benim memurum işini bilir” diyerek;
Sizce neye teşvik ediyordu?
Tonton başbakanımız Turgut Özal, bir önceki Cumhurbaşkanın görev süresi dolup ve (kılıfına uydurup) kendisi cumhurbaşkanı olunca, bir astsubay şöyle demişti;
“Bu anti-demokratik uygulamalara alışamayız” deyince..
Özal da şöyle demişti;
“Alışırsınız, alışırsınız”
Bu konuda gerçekten de Özal haklı çıktı…
Ve sadece ‘alışamayız’ diyen astsubay değil. hepimiz alıştık!
Bir zamanların tonton başbakanı sayın Turgut Özal, anayasa hükümlerinin dışına çıkıp, keyfi uygulama yapınca, gazeteciler;
“Bu uygulama anayasayı ihlal etmek ve delme değil midir?” diye sorunca; (gözlüğünü düzeltip ve gerdan kırarak şöyle demişti;)
“Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz.”
(ama ondan sonra alışkanlık haline getirilip elek oldu anayasa!)
Başka neler söylemişti tonton başbakanımız;
“Benim anamda Kürt.”
(daha sonraları)
“”Ülkenin yönetimi eyaletler üzerinden düşünülebilir”
Yıl 1984
PKK ilk terör eylemini yapıyor…
Ve ardından gün geçtikçe çoğalmaya başlayınca bu PKK terör hareketleri için görüşünü şöyle açıklıyor;
“Bu 3-5 çapulcunun üstesinden geliriz.”
Ancak, üstesinden gelemiyor…
Ve aradan çok yıl ve zaman geçmeden…
Yani; sadece bir yıl sonra…
Yani; emekli sandığına bağlı olarak…
Yani; 25 yıl çalışmak kaydıyla…
Yani; 26 Mart 1985 tarihinde ‘Geçici Koruculuk’ sistemini getiriyor…
Yani (PKK Terör örgütüne karşı kurulan bu koruculuk sistemi nasıl ‘Geçici’ bir sistemse)
Gün geliyor; ‘Geçici Korucu’ sayısı 87 bine vuruyor…
Geçelim…
Olan olmuş, üzerine sünger çekelim!
Ve tonton başbakanımız başka ne demiş biz ona bakalım…
Tonton başbakanımızın hüküm sürdüğü günlerde Bulgaristan’la ufak bir anlaşmazlığımız olmuştu da, saygıdeğer büyüğümüz diplomatik dili, Külhanbeyi diline çevirerek şöyle kükremişti;
“Kodum mu oturturum.”
Eeee, nasıl buldunuz?
Güzel olmaz mı, elbette güzel!
Bizleri ya Külhanbeyleri yönetiyor, yada Kabadayılar!
Demek ki neymiş;
Bizi yöneten büyüklerimiz öyle sıradan birisi değilmiş!
Her neyse…
Değişen pek fazla bir şey yok…
Koro aynı koru..
Sadece arada-bir Koro Şefleri değişiyor!
Hoş kalın..
Hoşça kalın..
Maskenizi takın…
Takın ki; sağlıklı kalın…