Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

Bugün 13 Ekim…

Bugün Ankara’nın başkent oluşunun 99, yılı…

Şunun şurasında;

100 yaşına ayak basmasına bir adım bile kalmadı…

Yani demem o ki;

Hani serde öğretmenlik var ya…

Bugün bu konu üzerine sohbet yapalım istiyorum…

Şunu da sohbete başlamadan belirtmeliyim ki;

Bilgisini tazeleyeceklerin, öğrenmeye açlık çekenlerin olduğunu bildiğim gibi…

“Amaaann sende!” diyeceklerin olacağını da adım gibi biliyorum…

Her neyse…

Sizlerin de bildiği gibi;

Adına ‘Bağımsızlık Savaşı’ dediğimiz ‘Kurtuluş Savaşından’ önceki başkentimiz İstanbul’du…

Saltanatı elinde bulunduranlar bu tarihi kentte otururdu…

Lüks ve sefa içinde yaşar, ülkeyi yönetme şekli buradan olurdu…

Uzatamayalım;

Lozan Barış Antlaşmasından sonra emperyalistlerin işgal altında tuttuğu İstanbul boşaltılmaya başlandı…

Ve takvim yaprakları 6 Ekim tarihini gösterdiğinde;

İstanbul’u işgal eden kuvvetlerden bir Allah’ın kulu kalmadı…

Yani tamamen boşaltıldı…

Aradan sadece 3 gün geçti;

9 Ekim Tarihinde İsmet İnönü ve arkadaşları TBMM’ne bir önerge vererek, Ankara’nın ‘başkent’ olmasını önerdi….

Yapılan teklif benimsendi…

Ve 13 Ekim tarihinde Ankara’nın ‘başkent’ olduğu ilan edildi…

Aradan çok zaman geçmedi;

29 Ekim tarihinde ‘Cumhuriyetin’ ilan edilmesi eklendi…

Ankara’nın ‘başkent’ olmasını aslında Mustafa Kemal, ta Sivas Kongresi sıralarında düşünmüştü…

Kongreler sürecinden düşünmüş olmasındandır ki;

Sivas Kongresi ‘Ya İstiklal, Ya Ölüm’ parolası bitirildikten sonra ‘Heyet-i Temsiliye Üyeleriyle’ Ankara’ya doğru yürümüştü…

Ve bu yolculuk;

Tam 9 gün sürmüştü…

27 Aralık tarihinde;

Heyet-i Temsiliye Üyeleri Ankara-Dikmen sırtlarında görülmüştü…

Heyet-i Temsiliyenin bazı üyeleri;

O tarihlerde 21 bin nüfusa sahip Ankara’yı küçük bulmalarına ise şöyle bir yanıt vermiştir Mustafa Kemal;

“BÜYÜK BAŞARILAR İÇİN BÜYÜK MEKANLARA GEREK YOK”

Anadolu’nun tam ortasında bu küçük kasabada konuşlanmanın gerekçesi;

-Ülkenin yönetim merkezinin tam orta yerde olması…

-Şehrin sahip olduğu jeopolitik ve stratejik konumu…

-Demiryollarının buradan geçiyor olması…

-Ülkenin her yanıyla haberleşme olanağının daha kolay olması..

-Kurtuluş Savaşının bu şehirden yönetilmesi Ankara’nın başken olmasını öne çıkaran gerekçelerdir…

Özetlersek;

İyisiyle-kötüsüyle 99 yıldır başkentimiz olan Ankara’dan yönetilerek yol alıyoruz…

1980 Darbesini gerçekleştirenler ve ardından gelen yönetsel sülaleler;

Her ne kadar ikide-bir ‘başkenti’ tekrar İstanbul’a taşıyıp ‘Payitaht’ yapalım diye dillendirseler de, bizler ‘başkentimizin’ Ankara olmasından memnunuz…

Üstelik önemli olan;

Başkentin hangi şehir olduğu önemli değil…

Önemli olan, yönetsel erklerin çağa uygun yönetim anlayışına sahip olması…

Bugün 13 Ekim…

Ankara’nın başkent olduğu tarih…

Başkentimizin 99. yaş gününü kutluyor ve daha nice uzun yıllar diliyorum…