BİR AYDA 32 KADIN ÖLDÜRÜLÜYOR VE ÜZERİNDE HİÇ DÜŞÜNÜLMÜYOR |
Düşünce eyleminden vazgeçtik;
Gazetelerde doğru-dürüst haber yapılmıyor…
TV Kanallarını işgal eden, boş konuşan siyaset erbabından fırsat bulup da ‘kadın cinayetleri’ üzerine hiçbir program yapılmıyor…
Hadi özel TV kanallarını bir tarafa bıraktık;
Bu konu da toplumun ortak malı olarak bildiğimiz TRT kanalları bile bu toplumsal yaraya nedense hiç merhem olmaya çalışmıyor…
Her nedense hiç gündem yapmıyor…
Biraz abartılı ve absürt olacak ama;
Bari ‘Müge Anlının’ cinayet programları örnek alınsın…
Ve TRT başta olmak üzere, özel televizyon kanallarında bu işin uzmanları tarafından ‘Kadın Cinayetlerinin’ nedenleri araştırılsın…
Öyle ya;
Bu ‘kadın cinayetleri’ nereden kaynaklanıyor?
Kültürel bir gelenekten mi geliyor?
Hala feodal gelenekler hüküm mü sürüyor?
İşlenen cinayetlerin temelinde ekonomik nedenler mi yatıyor?
Yoksa Osmanlıdan bize miras kalan;
“Anamı kesen ben, bacımı doğrayan ben” şeklindeki kabadayı kültürümüz hala devam mı ediyor?
Doğrusunu söylemek gerekirse;
Bu ve buna benzer soruların ‘yanıtını’ insan merak ediyor…
Her gün ‘kadın cinayetleri’ haberi duymaktan gına geldiğimiz için;
Artık bu cinayetlere bir ‘dur’ denilmesi gerekiyor…
Hani lafa gelince;
“Kadın başımızın tacıdır” deniliyor…
“Kadın anadır” palavraları sıkılıyor…
“Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” sözleri söyleniyor…
O halde ‘analar ve ana adayları’ neden acımasızca öldürülüyor?
Yahu;
Yaşadığımız toprakların bile adını ‘Ana(dolu) vermişiz…
Yani ‘anaç’ bilip dolu dolu sevmişiz…
Toplumsal sözleşmemizin adına bile ‘Ana(yasa) demişiz…
Ana gibi değer verip, saygı duymayı bellemişiz…
O halde neden her gün ‘ana’ bildiğimiz kadınlar öldürülüyor?
Yani ‘kadın cinayetleri’ işleniyor?
Hani; Cennet anaların ayağının altındaydı…
Şimdi bu sözden sonra sormak gerekmez mi;
“Cennete gitmek mi istemiyorsunuz?
Yoksa cennet diye bir yerin olmadığına mı inanıyorsunuz?”
Hani; Ana gibi yar olmazdı…
Herkes ağlardı ama ‘ana’ gibi ağlamazdı…
Şimdi bu sözden sonra tekrar sormak gerekmez mi;
Öldürdüğünüz ya ananız oluyor, ya karınız…
Ya sevgiliniz oluyor, ya da bacınız…
Bu durumda öldürdükleriniz ‘anadan ve kadından’ sayılmaz mı?
Sohbetimizin üst başlığında da ifade ettiğim gibi;
Son bir ayda ’32 kadın’ öldürülmüş…
Öldürülen bu kadınların 18’i de şüpheli ölümmüş…
Özetlersek;
Bu ‘yara’ gittikçe büyüyor…
Gittikçe alışkanlık haline dönüşüyor…
Eğer bu yaranın tedavisi yapılmazsa;
Bu yolculuğun sonu çok kötü görünüyor…
Ve en önemlisi de;
Bu konuda benim sayfa paydaşlarım ne düşünüyor? diyorum…
Ve sözü size bırakıyorum…