Diyelim ki;

Sizde bu uçağın içerisindesiniz…

Ne yaparsınız?

Nasıl bir tepki gösterirsiniz?

Yani;

Bilmem kaç bin fit yükseklikte uçuyorsunuz…

Yolunuz bir hayli uzun olduğu içinde;

Koltuğunuzda yaslanmış arkanıza uyuyorsunuz..

Hatta öylesine derin bir uykuya dalmışsınız ki;

Belki de bu zamana kadar görmediğiniz en güzel rüyayı görüyorsunuz…

İşte tam bu sırada;

“Dikkat!…Dikkat!…

Pilotunuz konuşuyor;

Pakistan-İslamabad’a gitmek için birlikte havalandığımız Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’dan kalkalı yaklaşık bir saat filan oldu…

Ve 3 bin kilometrelik yolun daha 409’uncu kilometresindeyiz…

Ancak üzülerek belirtmek zorundayım ki;

Benim de mesaim doldu…

Yani;

409 kilometre birlikte uçtuğunuz pilotunuzun mesaisi dolmuştur…

Bundan sonra varın başınızın çaresine bakın” diye, seyahat ettiğiniz uçağın pilotu böyle bir anons yapsa;

Nasıl bir ruh haline bürünürsünüz?

Öyle ya…

Bu şehir hatlarında çalışan bir ‘dolmuş’ değil ki;

“Kardeşim, ben bu durakta inmeyeceğim, ikinci durakta bırak beni” diyesin…

Yolculuğunu karayollarında yapmıyorsun ki;

Bir durakta veya bir yol kenarındaki benzin istasyonunda iniverdin de, arkadan gelen bir başka vasıtaya binesin…

Yani demem o ki;

Yerde filan değilsin…

Yeryüzünden bilmem kaç bin fit yüksekliktesin…

Bulutların arasında mavi yolculuğunu yaparken;

Birdenbire seni taşıyan uçağın pilotunun mesaisinin bittiği anonsu ile uyurken gördüğün tatlı rüyadan birdenbire irkiliyorsun!

Vesaire, vesaire…

Şimdi bu olayı bilmeyenler ve duymayanlarda diyecektir ki;

Yok artık, daha neler!

Havadayken bir pilotun mesaisi bitecek…

Ben buradan öteye daha gidemem diyecek…

Böyle saçmalık mı olur canım!? diye düşünenlerde vardır mutlaka…

Ancak, az önce benim biraz abartarak anlattığım gibi olmasa da…

Bu olay, geçtiğimiz ‘Pazar’ günü bizzat yaşanmış bir olaydır…

Üstelik bu olayın;

Havayollarında yaşanan ilk olay olduğu da söyleniyor…

Ne yalan söyleyeyim;

Bu yaşanan olay bana çok ilginç geldiği kadar, üzerinde de bir hayli düşünmemiz gerekir diye düşünüyorum…

Ancak, bilmeyenler ve duymayanlar için;

Yaşanan olayı, bir kez daha özetleyerek vermek istiyorum…

Pakistan Havayolları uçağı PIA Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’dan Pakistan’ın başkenti İslamabad’a yolcu götürecektir…

Hava koşullarının çok kötü olması nedeniyle;

Uçağın kalkış saati bir hayli ertelenir…

Yani, kötü hava koşullarının sakinleşmesi beklenir…

Hava biraz sakinleşir…

Daha sonra çok-çok gecikmeli bir şekilde uçak havalanıp yola girer…

İyice yükselir…

Varılacak olan yolun 409’uncu kilometresine gelinir…

Ve yapılan bir anonsla birlikte, inilmesi gereken ilk havaalanı olan Dammam Hava alanına acil iniş yapılır…

Ve iniş sağ-salim tamamlandıktan sonra;

Yapılan yeni bir anonsla ‘pilotun mesaisinin bittiği’ ve buradan öte uçuş yapamayacağı söylenir…

Yolcular arasında bir gerginlik belirir;

“Nasıl olur?”

“Böyle saçmalık mı olur?” denir…

Ve gerginlik iyiden iyice artınca da;

Olayın yatıştırılması için güvenlik güçleri işe el-koyarak, yaşanan bu gerginliği sakinleştirir…

Ve PIA Uçak sözcüsü şu gerekçeyi ileri sürer;

“Bir pilot, uçuş güvenliği için dinlenmelidir…

Tüm yolcular, İslamabad Havalimanına 23.00’de ulaşacak..

Kalacakları otel de o zamana kadar düzenlenmiş olacak” der…

Ve bu uyarıyla yolcular yatıştırılır…

Başka bir uçakla tekrar yola girilir…

Özetlersek…

Ve bu olay için biraz zaman ayırıp üzerinde düşünürsek;

Söz konusu uçağın ‘yardımcı pilotları’ var mıdır-yok mudur? bu konu üzerinde hiçbir haber paylaşılmamış..

Ve söz konusu ‘mesaisi biten’ pilota gelince;

Bu işi daha önceleri de yapmış mıdır, yapmamış mıdır? o konuda da henüz bir bilgimiz yok…

Bu üstüme vazife olmayan konuyu bana soracak olursanız;

Ben her şeyden önce “Helal olsun bu pilota” diyorum…

Hem sözleşmesini yaptığı havacılık kurallarına uyuyor…

Hem de yorgun-argın, uykusuz uçak kullanarak; taşıdığı yolcularının hayatını tehlikeye atmak istemiyor…

Pilot, taşıdığı yolcuların hayatını tehlikeye sokmak istemiyor istemesine de; ancak ne var ki, bunu taşıdığı yolcular anlamıyor…

Tam tersine, pilota teşekkür edecekleri yerde; hakaret ediyor…

Gerginlik yaratıyor…

Sürü psikolojisiyle hareket edip;

Durumdan vazife çıkarmaya çalışıyor…

Parantez içinde söylersek;

(Demek ki bu -sürü psikolojisi- sadece bizim ülkemizde değil, başka ülkelerde de yaşanıyor.)

Bu konuda şimdi sizin düşüncelerinizi merak ediyorum..

Buyurun…

Şimdi söz sırası sizin..