Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
BUGÜN 26 EYLÜL TÜRK DİLİ BAYRAMI PEKİ ÖZTÜRKÇE KONUŞAN KALDI MI?
  • 0
  • 472
  • 26 Eylül 2023 Salı
  • +
  • -

Keşke kalsa da;

Bizde kendi dilimizi kullanmanın sevincini yaşasak..

Gönül rahatlığıyla ‘Türk Dili Bayramını’ kutlasak…

Ama nerdeeee!?

Bundan tam 1146 yıl önce…

Yani 1277 tarihin de…

Karamanoğlu Mehmet Bey;

“Bugünden sonra hiçbir kimse divanda, dergâhta, bargahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil konuşulmayacak” der…

  1. yüzyılda yaşayana Nesimi bile Türkçe konuşmayı sever…

Ve bunu bir şiirinde şöyle dile getirir;

“Har içinde biten güle minnet eylemem

Arabi, Farisi bilmem, dile minnet eylemem” der…

Ve aradan yüzyıllar geçer;

Cumhuriyet dönemine girilir…

Öz-Türkçe ‘dil konusunda’ Mustafa Kemal Atatürk devreye girer..

Arapça, Farsça gibi dilimiz olmayan ‘dil kirliliğinden’ kurtulmak için 1932 yılında Türk Dil Kurumunun kurulmasını ister…

Hatta Türk Dil Kurumu kurulmadan önce;

Osmanlının son dönemlerinde…

Yani 1918 tarihinde, daha ezanın ‘Türkçe’ okunmasının düşünülmediği tarihlerde…

Ziya Gökalp VATAN isimli şiirinde şöyle der;

“Bir ülke ki Camiinde Türkçe ezan okunur…

Köylü anlar manasını namazda ki duanın

Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kuran okur

Küçük büyük herkes bilir buyruğunu huda’nın..

Ey Türk oğlu işte senin orasıdır vatanın…”

Nazım Hikmet’se Kuvvayi Milliye Destanında ‘Nurettin Eşfak’ı şöyle tanımlar;

(…)

Dışarıda yağmur.

Mektepten istifa ettim.

Cepheye gidiyorum ihtiyat zabitliğiyle.

Çocuklarımıza Türkçe okutmak,

öğretmek, sevdirmek onlara

dünyanın en diri, en taze dillerinden birini,

kendi dillerini,

güzel şey,

büyük şey.”

Ve bir örnekte Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan örnek verelim…

Ondan sonra da birlikte değerlendiremeye geçelim…

Ulusal şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca kısaca şöyle der;

“Türkçem benim ses bayrağımdır…”

Peki daha sonra ne olur?

Daha sonra ne olduğunu kısaca söyleyelim;

1932 yılında Türkçe okunmaya başlayan ‘Ezan’ 1950 sürecinde kaldırılır…

Ancak, ezanla birlikte Hutbe’nin Türkçe yapılmasına dokunulmaz…

1932 yılından bu yana Camilerde Hutbeler Türkçe yapılır…

Ve ardılı süreçlerde siyasi liderlerin bazıları;

Kendi dilleri olan Türkçe konuşmayı değil, siyasi mesaj kapsamında Arapça ve Osmanlıca konuşmayı yeğlerler…

Ve bu siyasi liderlerinde ardılı olan 12 Eylül Darbecilerin lideri olan Kenan Evren de siyasi liderle katkı yapmak için;

Önce Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumunu kapatıyor…

Ve hemen ardından da;

‘Devrim, Ulus, Söylev, Yandaş, Anı, Anımsamak, Esin, Olanak-Olası, Koşul, Koşullar, Özgün ve Evren’ sözcüklerinin resmi dairelerin resmi yazışmalarında kullanılmasını yasaklıyor…

Yasakladığı son sözcüğü dikkat ettinizse yasakladığı sözcüklerden biriside ‘Evren’ sözcüğü…

Yani soyadı…

Ya anlamını bilmiyor…

Ya da Öz Türkçe severler ve Solcular kullandığı için yasaklıyor…

Eeeee?

E’si şu;

Sözde 26 Eylül tarihini ‘Türk Dil Bayramı’ olarak kutluyoruz…

Ama gündelik yaşamımızda ve bütün resmi yazışmalarımızda;

Arapça, Farsça ve Osmanlıca konuşmayı, yazışmayı çok seviyoruz…

Hatta sayıları azda olsa Öz Türkçe konuşanlara ters ters bakıyoruz…

Bugün 26 Eylül…

Bugün ‘Türk Dil Bayramının’ kutlandığı gün…

Günümüz de iyice kirlettiğimiz ve yozlaştırdığımız dilimizin bayramını nasıl kutlamamız gerekir? doğrusu ben bilmiyorum…

Ancak sohbetimizi internet dünyasından bulduğum (kimin olduğu) belli olmayan güzel bir değerlendirmeyi paylaşarak bitiriyorum…

“Dil bir milletin kimliğidir,

Dilimizin yozlaşmasına göz yumanlar,

önayak olanlar, ya da öncü olanlar,

bilinçsiz iseler büyük bir sorumsuzluk,

bilinçli iseler büyük bir ihanet içerisindeler…”

Hoş kalın,

Hoşça kalalım,

Sağlık içinde olalım.

Ve biz yine de Öz Türkçe sevenlerin ‘Dil Bayramını’ kutlayalım…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM