Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
DERDİMİZİ MARKO PAŞAYA ANLATALIM KIZILAY NASIL YOL ALMIŞ BİR BAKALIM
  • 0
  • 162
  • 09 Şubat 2020 Pazar
  • +
  • -

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Hani “dert çooook, derman yok” derler ya..
Sizler nasıl düşünürsünüz onu bilemem ama…
Bana soracak olursanız;
Şu son günlerde üst-üste yaşadığımız felaketler üzerinden düşünürsek aynı vaziyetteyiz diye düşünüyorum…

Ve yine sizler benden çok daha iyi biliyorsunuz ki;
Felaket öncesi ortalıklarda gözükmeyen uzmanlarımız, bilim adamlarımız ve alimlerimiz; felaketler meydana gelince (hangi saklı köşeden ortaya çıkıyorlarsa) sıcağı görmüş peynir kurdu gibi birdenbire ve birbirleriyle yarışırcasına ortaya çıkıyorlar…

Yani yeter ki bir felaket yaşanmasın;
Birbirleriyle yarışırcasına televizyon ekranlarına üşüşüyor…
Uzmanlık alanları olsun veya olmasın konuşmacılar birbirlerine sıra vermiyor…

“Onun için bizde haddimizi-hududumuzu bilelim”
“Uzmanların alanına girmeyelim.”
“Bilmediğimiz konularda ukalalık yapmayalım” düşüncesinden hareketle az-buçuk bildiğimiz konularda topluma yararlı olalım diye düşünüyor ve bugün siz değerli dostlarımla Kızılay konusu üzerinde sohbet etmek istiyorum…

Daha doğrusu bu ‘Kızılay’ ismini alana kadar hangi tarihsel basamaklardan geçerek bugünlere kadar gelmiş; kısaca ondan söz etmek istiyorum…

Ve üst başlıkta da belirttiğim Marko Paşayı birçoğunuz çok iyi biliyorsunuzdur diye düşünüyor;
Ve ben bilmeyenler için eğitimcilik görevimi yapmak istiyorum…

Hani dertlerimizi bir dostumuza anlatmak istediğimiz de ve eğer o da dinlemek istemiyorsa “Git derdini Marko Paşaya anlat” diye adres gösterir ya…
İşte o Marko Paşa’dan söz edeceğim..

O Marko Paşa’ki, bugün ‘Kızılay’ olarak bildiğimiz bu kuruluşa geçmişte nasıl bir katkısı olmuş ondan bahsedeceğim..
Ve daha fazla zaman kaybetmeden en iyisi konuya gireyim..

Marko Paşa;
2. Mahmut dönemlerinde idealist, yardımsever bir hekim…
1868 yıllarında 3 arkadaşıyla birlikte Osmanlı Yaralı ve Askerlere Yardım Cemiyetinin kuruluşunu yapar..
Yani bugünkü ‘Kızılay’ın temellerini atar…

Diğer üç doktor arkadaşıysa şunlardır;
Dr. Abdullah Bey
Dr. Kırımlı Aziz Bey
Dr. Serdar-ı Ekrem Ömer Bey’dir…

Hizmet şekli gönüllülüğe dayalı bu Hilal-i Ahmer Cemiyeti süreç içerisinde gelişir büyür…
Gün geçtikçe bu cemiyete duyulan güven sayesinde karşılıksız maddi yardımlar yapıldığı gibi ve yine hiçbir karşılık almadan sivil gönüller sayısı daha da çoğalır…

1877 yılında gelindiğinde bu cemiyetin adı; Hilal-ı Ahmer Cemiyeti olur…

1923 yılında Cumhuriyetin kuruluşu ile ismi ‘Türkiye Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ olarak yoluna devam eder…

7 Şubat 1929 yılında ilk kez Hilal-i Ahmer Kutlama günü yapılır.

1935 yılında ise Mustafa Kemal Atatürk’ün önerisiyle Hilal-i Ahmer ismi KIZILAY olarak değiştirilir…

Ve o günlerden bu günlere kadar il, ilçe ve bucaklar’da hizmet birimi olan Kızılay Şube temsilcileri hiçbir maddi çıkarı olmadan ve gönüllülüğe dayalı bir biçimde hizmet alışverişi yapmıştır…

Yani küçücük ilkokulu çocuklarının harçlıklarından artırıp yaptığı katkılar ve vatandaşların gönüllü katkılarıyla mağdur olanlara…
Hastalara…
Afet dolayısıyla evsiz-barksız kalanlara…
Kısacası kendisine yardım eli uzatan muhtaçların yardımlarına koşmuş ve hizmet vermiştir…

Yani bugünkü yöneticiler gibi ayda 30 bin 32 bin (milyar) maaş almadan…
Tam tersine bundan 40-50 yıl önce birçok kasaba da Kızılay’ın yardım malzemelerinin bulunduğu depoların veya kiralanan mekanların kirasını bile Kızılay’ın ilçe temsilcilerinin verdiği olurdu…
(Bunu kendi ilçemde Kızılay temsilcisi Muzaffer Türker’in sel felaketinde koşuşturmasından ve cebinden para vermesinden biliyorum)

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Sonuç olarak;
Sohbetimizin üst başlığında her ne kadar “Derdimizi Marko Paşaya anlatalım” dedikse de…
Gördüğünüz gibi (Marko Paşayı bulamadığımız için) derdimizi yine siz değerli dostlara ve sayfa okuru arkadaşlarıma anlatmak zorunda kaldım…

Umarım fazla can sıkıcı olmamışımdır…
Bu düşünceler ve duygularla;
Hoş kalın,
Hoşça malın…
Sağlıkla kalın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM