Giresun’da yaşayan biri olarak kendim, ailem ve tüm Giresunlu adına Anayasal haklarım gereği soruyorum:

Aynı şiddette deprem Giresun’da olsaydı veya Allah muhafaza olursa sonuçları hiç düşündünüz mü?

3 kişi bir araya gelince ‘İstanbul mahvolur’ diyor da kendi şehrini hiç konuşmuyor.

Belki şu malum mütahitin binasında oturuyor;

Hani, hurda demirle yaptığı binayı peynir ekmek gibi satan müteahhidin binalarında.

Giresun belki Adıyaman’dan da kötü; yığma bina denilen direksiz ve kirişsiz binalarla dolu.

Ya zemin etüdü icat edilmeden sazaklığa (Sazbeyi) yapılan ve halihazırda birbirine yaslanmak sûreti ile ayakta zar zor duran binalara ne demeli?

Üzerinden asırlar geçmedi yaşı müsait olanlar iyi bilir, Mayıs 7’si dediğimiz Aksu şenliklerinin kutlandığı Aksu mevkii sazaklık değil miydi?

Oraya yapılan binalar radye temel üzerine mi yapıldı, fore kazıklar üzerine mi yoksa halk deyimiyle 4 direk üzerine mi?

Ya İmara açılan SEKA mevkii?

Sormak ayıp olmasın da buralar BÜK dediğimiz dere yatağı yani kum, çakıl ve balçıktan oluşma ‘birikinti’ değil mi?

Yüzlerce hastanın yattığı, yüzlerce sağlıkçının çalıştığı GRÜ Araştırma Hastanesi acaba kaç şiddetinde depreme dayanır?

3 mü 4 mü?

Çatlak ve kırılmalara OTURMA denilince ‘sağlamlaştı’ olarak mı anlamalıyız?

Teknik olarak inşaatlarda ‘oturma’ iyi bir şey mi?

Ya tam oturursa?

Umarım bir yetkili çıkıp ileride kendisini hukuken zor durumda bırakmayacak bir açıklama yapar…

NOT:

Giresun siyasetcilerinden kimseye bir fayda gelmez, yazdıklarımı onlar benden daha iyi biliyor ama ağızlarını bile açamazlar!!!

(partiler mühendisle dolu, mütahitle ayakta durur)

Bildiklerim, gördüklerim var ama dahasını yazamam, bu ara yemeye adam aradıklarını biliyorum…