Bir kerecikte olsa;

Öğretmenlerinize ahde-vefa gösterin…

Öğretmenlerinizi unutmak bu kadar kolay mı?

Onların sizin üzerinizde hiç emeği olmadı mı?

Eğitiminize ister bir köy okulunda başlayın;

İsterseniz küçük ölçekli bir taşra kasabasında…

İster babanızın parasıyla özel okullarda eğitim görün;

İsterseniz büyük kentlerin yoksul varoşlarında…

Sizlerin hiç öğretmeni olmadı mı?

Tanrı size edindiğiniz bu bilgileri vahi yoluyla mı yolladı?

Eeeeyy!

Öğretmenlerden okuyup-yazma öğrenen;

Millete ‘vekil’ olana kadar öğretmenlerinin sözünü dinleyen…

Saygısını ifade etmek için karşısında yakasını ilikleyen…

Seçildiği günün sabahı mazbatasını cebine koyduktan sonra her şeyi herkesten daha iyi bilen saygıdeğer yönetsel erkler;

Bir kerecikte olsun -şeytana uyun da- öğretmenlerinizin isteklerine kulak-asın ve dinleyin…

Bir kez dinlemekle dünyanın taşları yerinden oynamaz ya…

Bir kerecik olsun dinleyin bakalım ne söyleyecekler?

Okutup-emek verdiği siz öğrencilerine nasıl bir şey önerecekler?

Bir dinleyin bakalım;

Köşeyi dönebilecekleri ballı bir ihaleye mi girecekler?

“Verdiğiniz ücret biz öğretmenlerin saygın bir öğretmen gibi yaşamasına yetmiyor, bizim maaşlarımızı da sizin maaşlarınızın seviyesine çıkarın mı diyecekler?

Yoksa;

Gün geçtikçe yerlerde sürünen ‘eğitim sistemi’ hakkında onlarda kendi görüşlerini mi ileri sürecekler?

Bir kere dinleyin bakalım ne söyleyecekler…

Eğer onları dinlemek istemiyorsanız…

Yani muhatap almayı düşünmüyorsanız…

Müsaade ederseniz emeklilikten de ’emekli’ olan eski kafalı bir öğretmen olarak ben aracı olayım -sendikal haklarını kullanarak- 2 Kasımda ‘İş Bırakma’ eylemi yapacak olan öğretmenlere…

Öğretmenlerin sorunlarını dile getirmek için bir araya gelen 13 Öğretmen Sendikası diyor ki;

19 Kasımda düzenlenecek olan Kariyer Basamakları sınavı yanlıştır…

Öğretmenler için çıkartılan bu meslek kanunu;

Cumhuriyet tarihinin en kayırmacı kanunuyla karşı karşıyayız…

Çıkarılmak istenen bu kanunun;

Yanlış ve eksik bir kanun olduğunu…

İdari ve teknik personeli içermediğini…

19 Kasımda çıkarılmak istenen bu kanunla;

Öğretmenlerin ayrıştırılması söz konusu olduğunu…

Yapılan özel kayırmacı sınavlarda;

69 puan alan öğretmenin düşük maaş alacağını…

70 puan alan öğretmenin yüksek maaş almasının insan haklarına ve eşit işe-eşit ücret felsefesine ters düşeceğini ileri sürüyorlar…

Ve bu konuda özet olarak da diyorlar ki;

“Öğretmenlerin fikrinin alınmadığı, sosyal ve özel haklarına yönelik iyileştirme içermeyen bir kanunun bileşenlerinin görüşü alınarak, tıpkı demokraside olması gerektiği gibi, katılımcılık örneği gösterilerek yeniden düzenlenmesi ve hazırlanması gerektiğini söylemek istiyoruz” diye öneri getirmek istiyorlar…

Ve dünün öğrencileri…

Bugünün yönetsel erkleri;

Öğretmenlerinin bu istek ve önerilerine kulak-asmadıkları içinde, sendikal haklarını kullanarak ‘1 Kasım Çarşamba’ günü ülke ölçeğinde 500 bine yakın öğretmen ‘İş Bırakma’ eylemi yapıyor…

Yani;

İstek ve önerilerinin dikkate alınması için bir gün derslere girmeme kararı alıyorlar…

Eski bir öğretmen olarak bu konuda benim ne düşündüğümü merak ediyorsanız hemen söyleyeyim;

İşbaşında bulunan değerli meslektaşlarımı bu demokratik ve haklı eylemlerine fiili olarak katılamazsam da, öğretmenlerimizin eylemini sonuna kadar destekliyorum…

Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu;

“Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” sözünden cesaret alarak…

Ve bir soru açarak diyorum ki;

“Öğretmenler hala fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesil yetiştirmek için çaba gösteriyor….

Peki yetiştirip ‘makam koltuklarına’ oturttukları yönetsel erkler bu ‘özgürlük’ işine ne kadar saygı duyuyor?”

Sözü daha fazla uzatmayayım…

Buyurun, şimdi söz sırası sizin…

Öğretmenlerinizi;

İster destekleyin…

İsterseniz bozguncu veya anarşist deyin..