Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
KAPI-KAPI DOLAŞIYORLAR DİŞ MACUNU SATIYORLAR
  • 0
  • 1097
  • 17 Aralık 2021 Cuma
  • +
  • -

Harçlıklarını çıkarıyorlar…

Birbirinden farklı insanlarla tanışıyorlar…

Sosyalleşiyorlar…

Yaşadığı çevreyle kaynaşıyorlar…

Hatta ve hatta tanıştıktan sonra dostluk ve arkadaşlık köprüleri kuruyorlar. Vesaire, vesaire..

Bunlar üniversitede okuyan bir öğrenci için çok-çok güzel ve takdire şayan şeyler…

Ancak, diş macunu satan üniversiteli öğrenciye;

“Diş macunu yerine, aynı kar-marjıyla kitap satsanız daha iyi olmaz mı?” diye bir öneride bulunsanız; sessiz-sedasız donup kalıyorlar…

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Sohbetimizin üst başlığı ve ‘giriş’ kısmından da anlaşılacağı üzere şu sıralar ev-ev, kapı-kapı dolaşarak diş macunu satan üniversiteli kız öğrenciler var…

Neden ‘kız öğrenciler’ diyorum?

Sokakta ve evleri ziyaret ederek ‘diş macunu’ satanların daha çok kız öğrenciler olduğunu görüyorum da;

Onun için bu tabiri kullanıyorum…

Yani, erkek öğrencilerin ‘diş macunu’ satıp-satmadığını bilmiyorum…

Her neyse…

Şu sıralar ülkenin birçok ilinde olduğu gibi bizim ilimiz Giresun’da da üniversiteli öğrenciler kapı-kapı dolaşarak diş macunu satıyorlar.

Hafta da en az ‘iki kez’ kapımızı tıklatıp;

“Bizler üniversite öğrencisiyiz, diş macunu satıyoruz yardım etmek için bir tane alır mısınız?” diye, adeta rica ediyorlar…

Bizde keyiflerini kaçırmadan;

“Sizden önce gelen arkadaşlarınızdan aldık.”

“Üstelik şu ana kadar birikmiş epeyce diş macunumuz oldu” desek de, kolay-kolay öğrencileri ikna edemiyoruz…

Ancak her ne kadar ’emeklilikten’ emekliliğimiz gelse de;

Serde eğitimcilik ve öğretmenlik var ya…

Nerede bir ‘öğrenci görsek’ alışkanlığımız gereği ismini sorar ve hangi ilden gelip, hangi ‘bölümde’ okuduğunu sorma merakımız vardır ya…

Bende bu alışkanlıkla kapıma gelen öğrenciye önce tanışmak ister ve ondan sonra alışveriş yapmak isterim…

Daha açık bir ifadeyle; ön tanışmayı yapmadan alışveriş yapmam…

İki gün önce evimizin kapısını tıklatıp ve diş macunu satan iki üniversiteli kız öğrencimizle -ayak üstü- yaptığımız sohbeti şimdi bu sayfa üzerinden sizlerle de paylaşmak istiyorum…

Diş macunu satan kızlarla karşılıklı tanışıyoruz…

İsimlerini, hangi ilden gelip ve hangi bölümde okuduklarını söylüyorlar…

Diyorum ki;

“Boş zamanlarınızı değerlendirmek ve harçlığınızı çıkarmak için bunu yapmanız çok güzel şey…

Ancak, neden herkes diş macunu satıyor da, örneğin kitap gibi şeyler satmıyorsunuz?

Üstelik bu diş macunlarının çok sağlıklı olmadığı da söyleniyor” diyorum…

Bazıları kibarca ve bazıları da bu işin uzmanıymış gibi itiraz ederek;

“Hayır efendim, sağlıksız değil. Sağlıksız olsa bize hiç sattırırlar mı?” diye itiraz bile yapıyorlar…

Bu sefer kanıt göstermek istiyorum…

Ve gazetelerden kestiğim kupürleri getirip gösteriyor ve bakın ne yazıyor gazeteler deyip, önce Edirne Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Opr. Dr. İlhan Açıkgöz’ün;

“Edirne Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin adını kullanarak diş macunu, diş fırçası satmak isteyenlere vatandaşların itibar etmemesi gerektiğini bildirdi” yazısını okuyorum…

Ardından Diş Hekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel’in;

“Sokakta satılan diş macunlarını ağız sağlığı ve genel sağlık üzerinde olumsuz etkileri konusunda uyarıda bulunduğu” yazısını okuyorum…

Ancak ‘okuyorum’ okumasına da…

Kızlardan birisi çok inatçı kimliğini hala sürdürünce bende bu kez şu soruları soruyorum;

“Giresun üniversitesinde toplam kaç öğrenci var.?

Kaç Öğrenci Yurdu var?

Kaç öğrenci KYK yurtlarında kalıyor, kaçı cemaat evlerinde, özel yurtta ve dört-beş kişi bir araya gelip ev kiralamak zorunda kalıyorlar?” diye soruyorum; “Bilmiyoruz” diyorlar…

“Aylardır barınak bulamadığı için ve seslerini duyurmak için Ankara’ya yürüyen, ancak il merkezine sokulmayarak tutuklanan sizin gibi üniversiteli öğrencilerden kaç arkadaşınız tutuklandığını biliyor musunuz?” diye soruyorum;

“Hayır, bilmiyoruz” diyorlar…

“Bugün elinde en az iki üniversite diploması olup da, iş arayan kaç bin öğrenci olduğunu biliyor musunuz? diye soruyorum;

Sessiz-sedasız yüzüme bakıyorlar…

“Öğretmenlik diplomasını eline alıp da, atanamayan öğretmen sayısının ne kadar olduğunu ve atanamayanlardan bunalım geçirerek kaç öğretmen adayının intihar ettiğini biliyor musunuz?” diye soruyorum;

“Hayır bilmiyoruz” diyerek, masum masum gözlerimin içine bakıyorlar…

“Ülkemizde ‘kitap okuma alışkanlığı’ yüzde kaç diye soruyorum;

Sorduğum soruyu yine ‘yanıtsız’ bırakıyorlar…

Ve son sorudan sonra diyorum ki;

“Siz isterseniz diş macunu satmayı bir kenara bırakında, üniversiteli öğrenciler olarak -kitap okuma alışkanlıklarının çoğalması için- ev ev, kapı-kapı dolaşarak kitap satarak harçlığınızı çıkarın” diyorum…

Bu kez de daha isteksiz bir şekilde davranıyorlar…

Son söz;

Bilmem ki bu konuda siz ne der, ne düşünürsünüz?

Buyurun…

Şimdi söz sırası sizin…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM