KARANLIKTA YÜRÜTÜLEN KÖLELER AYDINLIĞI HEP DÜŞMAN BELLERLER

KARANLIKTA YÜRÜTÜLEN KÖLELER AYDINLIĞI HEP DÜŞMAN BELLERLER

İnanın bu hep böyle olmuştur…

Açın bakıverin İnsanlık tarihine;

Egemen güçler hep bilinçli bir şekilde kapısında kul-köle ederek; emeğini ve alın terini sömürmek istediği insanların gözlerine mil çekmiş ve; “din, mezhep, örf, anane, sülale” kültürünü tarih boyu ‘sermaye’ yapmış ve hep çıkarları doğrusunda kullanmıştır!…

 

Ve bu -çıkarsal- olaylardan bir tanesi de;

Bundan 25 yıl önce ve 2 Temmuz günü Sivas- Madımak Otelinde yaşanmıştır…

 

Gözlerine ‘mil’ çekilmiş ve beyinleri kafalarının içinden alındıktan sonra ‘efendilerine biat etmek için’ bir nevi köle gibi yetiştirilmiş bir avuç ‘çağ artığı’ ve örümcek kafalı gerici yobaz sürüsü Sivas Madımak Otelde 33 aydını ve 2 otel görevlisini cayır-cayır benzin dökerek yakmıştır…

 

“Peki bunu neden yaptın?” diye sorulduğunda da, karanlıklarda yürümeyi yeğleyen garibimin her zaman olduğu gibi -ezberletilmiş- yanıtını vermiştir;

 

“Aziz NESİN halkı tahrik etti!”

“Peki sözünü ettiğin Aziz NESİN kim?

“Şey… hık-mık… tanımıyorum!”

“O zaman neden Aziz Nesin diyorsun?”

“Onun için gominis ve dinsiz, ateis diyorlar!”

“Eee, sana ne gominis veya ataisse!”

“Olur mu hiç, dinimiz, maneviyatımız elimizden gider!”

Vesaire, vesaire…

İpe-sapa gelmez, tırışkadan nağmeler!…

 

Bugün: 2 Temmuz…

Zannediyorlar ki; bizler 2 Temmuzu unuturuz!…

Unuturlar da kurtuluruz!

Bu acı yüreğimize taş gibi oturmuşken -kusura bakmayın- nah unuturuz!…

 

Pırıl-pırıl 33 aydını ve 2 otel görevlisini cayır-cayır yaktınız; nasıl unuturuz be!…

Nasıl unuturuz; alevlerin içinde çığlık atan 12 yaşındaki Koray Kaya’nın çığlıklarını!…

Nasıl unuturuz; alevlerden kurtulmak için nereye kaçacağını ve nereye sığınacağını bilmeyen o güzel insanların haykırışlarını hı?

 

Cayır-cayır yaktığınız o güzelim insanların 15 tanesi pırıl pırıl gencecik fidan gibi öğrencilerdi…

İleriye dönük hayalleri vardı onların da…

Hayallerini acımadan cayır-cayır yaktınız…

‘Yakan Canileri’de sırtını sıvazlayarak sakladınız!…

 

Aaaaahhh, ahh!…

İşin en acı yanı ve insana dokunan yanı da ne biliyor musunuz?

O dönemlerde en yüksek makamları işgal eden, siyasi liderlerin ve muktedirlerin -iş olsun, torba dolsun- mukabilinden verdikleri demeçlerdi!…

Ne dersiniz bakalım mı; o günlerde nasıl bir demeç vermişler?

Tamam o zaman, buyurun birlikte okuyalım;

 

O günlerin Başbakanı olan Tansu ÇİLLER;

“Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir.”

Eeee, ne diyorsunuz?

Şimdi bu demece gülelim mi, yoksa hep birlikte üzerinde biraz düşünelim mi?

 

İçişleri Bakanı Mehmet GAZİOĞLU;

“Aziz Nesin’in halkın inançlarına bilenen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir.”

Evet, evet… bu sözleri o dönemin İçişleri bakanı söylüyor…

Durup-dururken ‘İçişlerini Karıştıran Bakan’ değil!…

 

Tecrübe yüklü Süleyman Demirel’mi ne demiş?

Ne diyecek her zaman ki klasik demeçlerinden birisini vermiş;

 

“Olay münferit… Ağır tahrik var… Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş… Güvenlik kuvvetleri elinden geleni yapmışlardır.. Karşılıklı guruplar arasında çatışma yoktur.. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır!”

Yadırgadınız mı?

 

Erdal İnönü; En kısa zamanda takviye güç gönderileceğini ve kimsenin kılına zarar gelmeden kurtulacağını söylemişti ama; bir yaptırım gücü olmadığı ve söz pek dinlenilmediği için;

“Ne yapalım, yetkim yoktu” demeciyle yetinmiştir…

 

Mesut Yılmaz ise; “Fikir özgürlüğü halkımızın mukaddes değerleri için kullanılmasına hiçbir şekilde kayıtsız kalamayız.”

(Cümle yapısının bozukluğu bana ait değildir biline)

 

Necmettin Erbakan; “Bunları yapanlar gene bulunmaz. Çünkü arkasında CIA çıkar… Tıpkı Uğur Mumcu cinayetinde olduğu gibi katilleri bulunamaz.”

(bulunmasını istemediğinden midir orasını bilemeyiz!)

 

Muhsin Yazıcıoğlu; “Aziz Nesin’i Sivas gibi hassas ilimize getirerek, zehrini kusmasına sebep olanlar, olayın birinci derecede sorumlusudur… Halkımız kışkırtılmıştır, tahrik edilmiştir.”

 

O dönem Sivas Belediye Başkanı olan Temel Karamollaoğlu;

“Belediye olarak üzerimize düşeni yaptığımız kanaatindeyim. Ben adeta teşekkür beklerken suçlandım..”

 

Dönemin Sivas Emniyet Müdürü, gelişen olaylar karşısında sorar;

“Saldıralar karşısında ne yapalım?”

Sorulan taraf; “Müdahale etmeyin” yanıtını alır…

Ve 8 gün sonra da Emniyet müdürü görevden alınır…

 

Sivas Valisi Ahmet Karabilgin; “Birçok yerden yardım istedim… Yardım iş-işten geçtikten sonra geldi..” demecinden 7 gün sonra sayın vali Ankara’ya merkeze çağrılır!..

 

Ve son olarak;

Aradan 19 yıl geçtikten sonra;

Ankara 1 Nolu DGM’de 124 sanıkla başlayan yargı sürecinin sonunda 2012 yılında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin; “zaman aşımı” başlığı altında verdiği karar için; Sayın Recep Tayyip Erdoğan’da görüşünü şöyle belirtmiştir: “Hayırlı olsun”

 

Bugün: 2 Temmuz 2018

Bundan 25 yıl öncenin 2 Temmuz’unda “Pir Sultan Şenliklerine” giden 33 kişiyi Sivas-Madımak otelinde cayır-cayır yaktılar…

Yüzyıllar öncesi aynı bölgede Pir Sultanı da asmışlardı…

 

Ve yine de inadına ne diyordu Pir Sultan Abdal dizelerinde;

“Dost elinden dolu içmiş deliyim,

Üstü kan köpüklü meşe seliyim.

Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim,

Bende bu yayladan şaha giderim.

 

Alınmış abdestim aldırırlarsa,

Kılınmış namazım kıldırırlarsa,

Sizde şah diyeni öldürürlerse

Bende bu yayladan şaha giderim.

—————————

Güzel ve güneşli günlere selam olsun…

Ve bu çağda hala gericiliği destekleyenler ve savunanlar varsa; rica ediyorum, onlar benden uzak dursun…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?