Kimden veya kimlerden mi söz etmek istiyorum?
Protokol alışkanlığına sevdalı üst düzey muhterem zevatlar’dan söz etmek istiyorum.
Yani;
Halkı çok sevmelerine rağmen;
“Ben halkım için seve seve canımı veririm” demelerine rağmen;
Ve halkında aynı şekilde…
Ve aynı cömertlikte;
“Bende senin kulun-kölen olurum”
“Bende senin yolunda can veririm” demelerine rağmen;
Yinede birbirini çok seven bu iki kesimden protokol tarafı;
“Ne olur, ne olmaz” tedirginliğini öteleyemiyor..
Araya ‘dokunulmaz’ mesafeler koyduruyor…
Yüksek duvarlar ördürüyor!
Yani kısacası;
Protokol denilen zatı-muhteremler;
Düne kadar birlikte ve yan-yana yürüdüğü halkıyla (her nasıl hızlı bir değişiklik oluyorsa) birdenbire araya mesafe koyuyor.
Sözü şuraya getirmek istiyorum;
Şu sıralar Giresun’da sel felaketine maruz kalıp ve mağdurları ziyarete gelen üst düzey ‘bakan’ ve milletvekilleri ‘geçmiş olsun’ ziyaretine geliyorlar…
Hoş gelsinler,safalar getirsinler..
Kapılarımız ve sofralarımız sonuna kadar açık…
Ancak ne olur; ziyaret sırasında protokol kuralları uygulanmasın.
Kara yoluyla felaket bölgesine giderken trafiğin akışı eskiden olduğu gibi sağlansın..
Yani; “Bakan geliyor, arabalarınızı kenara çekin” diyerek,diğer arabalar yol kenarına çektirilip yeni bir mağduriyet yaratılmasın.
Salt ‘Bakan geçecek’ diyerek,.yol kenarına çekiler arabalar 3-4 saat yol kenarında bekletilmesin…
Hele helede;
Şov yapmak için Helikopterle gökyüzünde sürekli tur attırılıp, caka satılmasın!
Çünkü;
Uzaklardan, gurbet ellerden gelip, anasına-babasının durumunu öğrenmeye gelenlerin ‘bakan geçecek’ diye arabasını yol kenarına çektirip mağdur ederek,ikinci bir mağduriyet yaratmaya hiç kimsenin hakkı yoktur diye düşünüyorum…
Şimdi durup-dururken bunları niye mi dile getirmek istiyorum?
Eğer böyle düşünüyorsanız yanıtım peşinen “hayır” olur…
Çünkü böyle bir konuyu durup-dururken ‘sohbet konusu’ olsun diye yazmıyorum…
Bu mağduriyeti ‘sel felaketinin’ 3. günü (eski bakanlardan) Sayın Nurettin Canikli beyefendi Dereliyi ziyarete geldiği gün bizlerde aynı mağduriyeti yaşadıkta oradan biliyorum…
Hatta “Bakan gelip geçecek” diye…
Trafik ve polis yolu Duroğlu Belde yerleşkesinde değil, Çalca köyü yerleşkesinde de trafikte seyir halinde olan araçları yol kenarına çektiriyordu…
Ve bu mağduriyet en az 2-3 saat sürüverdi..
Ve ayrıca Dereli yerleşkesinde bulup da, Giresun gitmek isteyen araçların sahipleri “gidişe izin verilmediğini’ öğrenince nereden Giresun’a gittiler biliyor musunuz?
Yayla yoluna girip; Kulakkaya üzerinden..
Kuzca mahallesi ve Hisar köyü- Ayı tepesinden Giresun’a giden bir sürü insan vardı…
Nasıl böyle iyi mi?
İyidir iyi…
“Haktır Musa’nın küsküsü İsa’ya”
Sonuç;
Beyler geldiğiniz yer mağduriyet bölgesi..
Onun için;
“Geçmiş olsun” dileklerinizi iletmeye geldiğiniz halktan korkmayınız ..
Yani ‘şov yapacağız’ diye ‘oy deponuz olan’ halka protokol kuralları uygulamayınız..
Daha doğrusu;
Kaş yapayım derken, halkın gözünü çıkarmaya kalkmayınız.
Ve bu önerilerle siz değerli dostlarım ise şimdilik;
Hoş kalınız,
Hoşça kalınız,
Sağlıkla kalınızç
En önemlisi de;
Size kim gösteriş yapıyorsa; ona fazla kulak asmayınız!