Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
OKULA NAMIK KEMAL ADINI VERİYORUZ PEKİ ÖĞRENCİLERE NASIL ANLATIYORUZ
  • 0
  • 409
  • 22 Kasım 2022 Salı
  • +
  • -

Örneğin;

“Namık Kemal, Osmanlı döneminin en önde gelen aydınlarından birisiydi…

O dönemin devrimcisiydi…

Tek kişilik saltanat ve yönetimlere karşıydı…

Çoğulcu düşünceye sahip, anayasal bir düzenden yanaydı” diye;

Özgürlükçü ve bağımsızlıkçı” olduğunu öğrencilerimize göğsümüzü gere gere korkusuzca anlatıp öğretmek istiyor muyuz?

Örneğin;

Okullarımızın adını ‘Yunus Emre’ ismini veriyoruz da…

Sınıflarda öğrencilerimize Yunus Emre’nin günümüzde daha da çok geçerli olan;

“Bir kere gönül yıktın ise

Bu kıldığın namaz değil,

Yetmiş iki millette

Elin-yüzünü yumaz değil” sözünü öğrencilerimize anlattık mı, veya anlatmayı düşünüyor muyuz?

Kısacası;

Okullara ismini verdiğimiz bu isimler Mithat Paşa, Necati Bey, Hasan Ali Yücel ve Zübeyde Hanım gibi tarihi şahsiyetler içinde geçerli..

Biz tekrar konu başlığımız olan Namık Kemal’e geri dönecek olursak…

Namık Kemal;

Osmanlı ‘Tanzimat Döneminin’ en önde gelen aydınlarından (bugünün tabiriyle) ele-avuca sığmaz devrimcilerinden biridir…

Sivri dillidir…

1840 yılında dünyaya gözlerini açan Namık Kemal;

Daha 19 yaşlarındayken gazeteciliğe başlamıştır…

25 yaşlarına geldiğinde, ilan edilen ‘Islahat Fermanın’ yetersiz bulmuş ve Osmanlı döneminin ilk gizli siyasi örgütü olan;

‘Yeni Osmanlılar Cemiyetini’ kurmuştur…

Daha sonrada;

Anayasayı ilan etmezse, Sultan Abdülaziz’i tahtan indireceklerini sesli sesli cümle-aleme duyurmuştur..

Eh, bunu duyan Abdülaziz de;

Hürriyet ve Anayasa isteyen Namık Kemal’i tutuklayıp kodese tıkmak istemiş…

Ancak bunu sezen Namık Kemal, düşünsel birliktelik yaptığı arkadaşı Ziya Bey ile yurt dışına kaçmıştır…

Yurtdışında kaldıkları yıllarda;

‘Cumhuriyet’ kavramını da öğrenirler…

Ve bu konuda daha da çok bilenirler!

Takvim yaprakları 24 Kasım 1870 yılını gösterdiğinde;

(24 Kasım Öğretmenler Günüyle karıştırılmasın)

Padişah tarafından affedilerek yurda tekrar geri dönerler..

Ancak bir türlü uslanmayan Namık Kemal;

Bir yandan gazetelerde toplumu uyandırıcı makaleler yazar..

Bir yandan toplumu heyecanlandırıp, cesaretlendirici ‘vatan sevgisi’ içerikli toplumcu şiirler yazar…

Bunlarla da yetinmez;

Salt o günlerde yaşayanların değil, günümüzde de değerini hala yitirmeyen ‘VATAN YAHUT SİLİSTRE’ oyununu yazar…

Yazılan Oyun;

1 Nisan 1873 tarihide Gedikpaşa Tiyatrosunda sahnelenir…

Ve oyunu izleyenler;

“Yaşasın Vatan” nidalarıyla salonu inletirler…

Oyunun yazarı Namık Kemal’i;

“Kemal Bey Çok Yaşa” yüceltirler…

Üstelik bu kadarla da yetinmezler;

Oyun bitiminde sokağa çıkan halk ve gençler ellerinde meşaleler ‘hürriyet’ istekli coşkulu bir yürüyüş başlatırlar…

Eh, sokak harekatı başlayınca;

Yani, bir şekilde uyanışa geçip başkaldırınca…

Saltanat koltuğunda oturanların da boş duracak halleri yok ya…

Başkaldırının müsebbibi olan Namık Kemal;

Tekrar derdest-edilip tutuklanır…

Sürgün olarak Magosa Kalesindeki zindanlara postalanır…

Hapsedildiği Hücre;

Adeta taş bir mezara benzer…

Soğuk olduğu kadar rutubetlidir..

Ve hapsedildiği hücrenin kapısında da her gün iki nöbetçi asker beklemektedir…

Gündelik içtiği su;

İçinde her türlü bakteri ve mikropların barındığı ‘Kuyu’ suyudur…

Doğru-dürüst yiyecek yoktur…

Üstelik ‘tek tip gıda zehirlenmesinden’ ölsün diye, her gün rafadan haşlanmış yumurta verilir…

Bunlar yetmezmiş gibi;

Yattığı rutubetli ve karanlık hücrenin içerisinde yılanlar, akrepler, fare ve pirelerle doludur…

Yani, Namık Kemal çok kısa sonra bu canlıların en yakın dostu ve vazgeçilmez arkadaşı olur…

Hatta ve hatta bunula da yetinmez;

38 Ay yapayalnız kaldığı bu hücrede -yalnızlığını gidermek için- karıncada beslemeye başlar Namık Kemal…

Yıl; 23 kasım 1876

Tahta çıkan 5. Murat 101 pare top atarak ‘Anayasayı’ ilan eder…

Ve bununla birlikte Namık Kemal’in Magosa Zindanı cezası biter…

Fakat aradan çok zaman geçmez;

Sultan 2. Abdülhamit tahta çıkınca anayasayı tekrar rafa kaldırır…

Vatan ve özgürlük sevdalısı Namık Kemal’i tekrar tutuklatır…

Önce Midilli’ye ve daha sonra da Rodos’a sürgüne gönderir…

Yıl: 1888

Namık Kemal 48 yaşında bu dünyaya veda etmiştir…

Ve daha sonra onun yolundan giden Tevfik Fikret;

Namık Kemal’in mezarının tasarımını yapmış ve mezar taşına da vatan şairinin sözleri olan;

“Ölürsem görmeden millette ümit ettiğim feyzi;

Yazılsın seng-i kabrimde; vatan mahzun, ben mahzun.”

24 Kasım Öğretmenler Haftasında;

Böyle bir sohbet yapmayı neden mi yeğledim?

Sorunun gerekçesi gayet basit;

Okullarımıza bu tarihi şahsiyetlerin adını vermeyi veriyoruz da, acaba onları öğrencilerimize yeteri kadar anlatabiliyor muyuz? konusunda pek emin değilim de onun için anlatıyorum…

Yarın da;

Mithat Paşa üzerinde sohbet etmeyi düşünüyorum…

Kalın sağlıcakla..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM