PATRON MADEN OCAĞINI KAPATIYOR EMEKÇİLERİ AÇLIK GREVİNE GİDİYOR

PATRON MADEN OCAĞINI KAPATIYOR EMEKÇİLERİ AÇLIK GREVİNE GİDİYOR

Nerede mi?
Amasya’nın Suluova ilçesinde…
Yeni Çeltek Maden Ocağında;
Patron maden ocağını kapatmak istiyor…
Hangi patron mu?
Hani şu bir zamanlar Manisa’nın Soma ilçesinde 301 yeraltı maden emekçisini yüzlerce metre toprağın altına diri diri mezara gömen bir şirket vardı ya; Soma Holding diye…
İşte bu holdinge bağlı olan Gürmin Enerji A.Ş. ismindeki bir şirket kilit vurmak istiyor Amasya Suluova ilçesi -Yeni Çeltek Maden İşletmesinin- kapılarına…
Patron niye mi kapatmak istiyormuş?
Vallahi güldürmeyin adamı!
Bunda anlaşılmayacak ne var…
“Fazla kar getirmiyor” diye kapatmak istemiştir herhalde…
Başka gerekçe ne olabilir ki?
Bu sözünü ettiğimiz Yeni Çeltek Maden Ocağı ki; 1955 yılında devlet gücüyle işletmeye açılmış ve (ne kadar kar ediyordu ve ne kadar zarar ediyordu?) onu pek bilemeyiz ama taa özelleştirilene kadar o yörenin insanı (zaman-zaman göçük altında cesetleri çıkarılsa da) çoluğunun-çocuğunun geçimini buradan sağlıyordu.
İşte bu sözünü ettiğimiz ‘maden ocağını’ mülkiyet sahibi patron, geçtiğimiz 2018 yılının Aralık ayında ‘kapatma kararı’ verince…
Maden emekçileri de -ister istemez- panikliyor!
Ve;
“Yahu dur ne yapıyorsun?” diyor…
“Bu kapattığın yer benim ekmek kapım” diyor…
“Ben yıllardır çoluğumun-çocuğunun karnını azda olsa doyurmak için yüzlerce metrenin altına giriyorum” diyor…
“Üstelik her zaman yeryüzüne sağlam çıkamıyorum”
“Bazen dirim, bazen sedyeler üzerinde ölüm çıkıyor” diyor…
Ancak bütün bu yalvarıp-yakarmalar; patrona sinek vızıltısı gibi geliyor!
Yani maden emekçisinin söyledikleri bir kulağından giriyor, öteki kulağından çıkıyor!
Kısacası patron; Amasya-Suluova Çeltek Maden emekçilerinin haykırışlarına kulak asmıyor!
Eh, ne yapsın çaresiz kalan maden emekçileri de?
Üyesi oldukları Maden İşçileri Sendikasının aldığı bir kararla belki işe yarar diye ‘direnişe’ geçiyor ama; tıs yok!
Yani patron tarafından gösterilecek insaf yok!
Bu seferde yerin 1200 metre altına girerek “açlık grevi” yapmayı düşünüyor Amasya-Suluova Yeni Çeltek Maden emekçileri…
Yani inanılacak gibi değil ama 1200 metre yerin altına giriyorlar.
İster dikine düşünün, isterseniz yatay;
12 Metre değil…
120 metre değil..
1200 metre 1200 metre…
Yahu bir kilometrenin üstünde bu rakam be!
İnsan nasıl yatar yüzlerce metre yerin altında açlık grevine?
Buna ‘açlık grevi’ değil, buna; dense-dense ‘ölüme meydan okuma” denir…
Ancak bu eylem biçimimin adına ne derseniz deyin;
1200 metre yarin altında -hiç dışarı çıkmadan yapılan- eylem biçimine (bırakın aç kalarak direnmeyi) tok insan ne kadar, kaç gün direnebilir ki?
Zaten pek fazla da direnemiyorlar…
Yılbaşından bir hafta önce 1200 metre yerin altında başlattıkları (sadece şekerli su içerek) ‘açlık grevine’ gider ve yılbaşını bizler yer-üstünde şen şakrak eğlenerek geçirirken, onlar yüzlerce metre yerin altından-yer üstüne seslerini duyurmanın hesabını kitabını yapıyorlardı…
1200 metre yerin altında ‘açlık grevine’ giden bir babanın küçük çocuğu da eline bir pankart alarak sesini duyurmaya çalışıyordu;
Ve elinde tuttuğu pankartta şöyle yazıyordu:
“Babam ölmesin-302. kişi olmasın”
Acaba bu sözle ne demek istiyordu?
Öte yanda 9 yaşındaki bir kız çocuğu da şöyle haykırıyordu;
“Bizim babalarımız öldükten sonra mı sahip çıkılacak?”
“Tüm yetkililerden bize, ailemize, babalarımıza sahip çıkılmasını istiyoruz”
“Onlar yerin altında haklarını ararken, bizde buradan onlara destek vermeye devam edeceğiz.”
Ne dersiniz; üstünde düşünmeye değer mi?
Hani demek istiyorum ki; yılbaşı gecesi bir yandan bizler yer üstünde göbek atarken…
Öte yanda -bu zamana kadar-yollarına 40 milyon döktüğümüz kutsal Suriyeli konuklarımız, Taksim meydanında “Suriye, Suriye” diye bir yandan haykırırken, bir yandan da halay çekip renkli havai fişeklerle dans ederken!
Acaba bu iki konu arasında bir kıyaslama yapıp, bir kez olsun birlikte düşünemez miyiz? diye düşünüyorum…
Bence düşünelim…
Çünkü üzerinde düşünmeye değer…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?