Ortadoğu coğrafyası öylesine karıştı ki;

Hangi ülke, hangi ülkenin yanında durmak istiyor?

Hangi ülkelerin yönetimi patronundan izin almadan düşüncesini açıklayamıyor?

Vallahi hepsi birbirine karıştı…

Hem de öylesine karıştı ki;

Ortadoğu yeniden fokur fokur kaynıyor…

Çölde su sıkıntısı çekilmesine rağmen, oluk oluk kan akıyor…

Savaş kuralları rafa kaldırılıp;

Hastaneler, okullar, ibadethaneler ve yoldan geçen Ambulanslar bombalanıyor…

Yani;

İnsan hakları konusunda mangalda kül bırakmayanlar, utanmazlığı erdemlik sayıyor…

Ve insanlık onurunu ayaklar altına alıp ‘katledilenlerin’ değil, tam tersine ‘katledenlerin’ saflarında yer alıyor…

Örneğin, kendini dünyanın patronu ilan eden Amerika Birleşik Devletlerinin -Siyonizm yanlı- Başkanı, utanıp sıkılmadan İsrail’in faşist başkanını kucaklayıp tebrik ediyor…

Hatta bununla da yetinmeyip, açık açık desteklediğini söylüyor…

Ve bütün bunlar alenen olurken öteki ülkeler ne yapıyor?

Yapılan bu tarafgirlik karşısında başta Ortadoğu coğrafyasındaki ülkeler olmak üzere ne gibi bir tavır takınıyor?

Diyeceksiniz ki;

Filistin’i tamamen ortadan kaldırmaya niyetli İsrail’i protesto eylem ve mitingleri yapılıyor ya, daha ne yapılsın? diye düşünenlerde vardır mutlaka…

Hatta bu konuyu İslami inanç birlikteliğine yaslayıp ve ‘İşaret Parmaklarını’ hep birlikte havaya kaldırarak;

“Tekbiiiiirrr!

“Allahüekbeeeerr!”

“Kudüs’e gitsin Mehmetcikleeerrr!” diye sokakları doldurup slogan atıp, güya İsrail’i protesto ettiğini sanan bir kesimde var…

Hatta bu kadarla da kalmıyorlar;

Şu sıralar yaşadığımız Filistin-İsrail savaşını Müslümanlarla, tekrar Haçlıların geçmişte yaptığı savaşlara yaslayanlar da var…

Ve böyle düşünüldüğü içindir ki;

Gerçeklerden uzaklaşarak, duygusal ve inançsal davranışlarla tüm Müslüman ülkelere ‘birlik’ olma çağrısı yapıyorlar…

Yapıyorlar yapmasına da;

Ortadoğu coğrafyasında ne kadar Müslüman ülke varsa, baş patron ABD’nin izni olmadan, ne bir demeç verebiliyorlar?

Ne korkudan ‘gıkını’ çıkartabiliyorlar…

Ne de ‘işbirlikçi’ ve ‘çıkar’ ilişkilerini öteleyip, bir araya gelebiliyorlar..

Halbuki önemli olan ve sorulması gereken sorular şunlar;

Yüzyıldır doyumsuz bir şekilde neyin mücadelesini veriyor İsrail?

Filistin topraklarına çöreklendiği günden bu yana neden Ortadoğu coğrafyasında savaşlar bir türlü bitmiyor?

Ve en önemlisi de;

Bu küçücük nüfusa sahip ülke, tüm Ortadoğu ülkelerine bu kadar cesur ve kafa tutacak cesareti nereden buluyor?

Geçelim…

Ve de özetleyelim;

Şu an Ortadoğu coğrafyasında Filistin-İsrail arasındaki kirli savaş, ne dinler ve mezhep farklılıkları dolayısıyla yapılıyor…

Ne de ırk, dil, cins farlılıklarından dolayı savaşılıyor…

Bugün İsrail’in yaptığı savaş;

Dinci, faşist bir anlayıştan hareketle, kutsal kitaplarında yazılı olan ‘Vaat edilmiş toprakları’ elde etmek için savaşılıyor…

Ki, bu alanda bizim Güneydoğu topraklarımıza kadar uzanıyor…

Bunu da geçelim…

Baş patron ABD İsrail’i açıktan desteklese de;

Şu sıralar dünyanın dört-bir yanında İsrail’in yaptığı toplu katliamlar protesto ediliyor…

Hatta ABD’de yaşayıp ve kökenleri ‘Yahudi’ olanlar bile Amerika’nın Kongre Binasının kapısında ‘barış sağlanana’ kadar oturma eylemi yapıyor…

Komşumuz Yunanistan bile tavrını açıktan koyuyor ve İsrail’in yaptığı katliamları şu sloganlarla protesto ediyor;

“Filistin’e Özgürlük”

“Kahrolsun İsrail”

“Katil Amerika”

“Filistin Halkı Kazanacak, Tarih Doğruları Yazacak..”

“Bu Katliamın altında NATO, Amerika, Avrupa ve İsrail’in İmzası var.” diyerek protesto yapıyorlar…

Peki bizim ülkemizde -bir avuç solcunun ve sosyalistin dışında- bu tespitleri yapıp, sloganlaştıranlar oldu mu?

Dini inançları ve duygusal hamasetleri bir tarafa bırakıp;

Bu işleri karıştıranın ABD, NATO ve Avrupa’nın bazı ülkelerinin de içinde olduğunu bas-bas bağırarak, İsrail’i protesto erdenler oldu mu?

Son sözler;

Kahrolsun yaşadığımız bu uzay çağında huzur bırakmayanlar…

Kahrolsun emperyalizmin ağababaları ve onların işbirlikçileri…

Kahrolsun kendi mutluluğu için bu dünyayı kan ve gözyaşlarına boğan savaş tüccarları…

Kahrolsun faşistler, diktatörlükler, Sultanlıklar ve Emirlikler…

Yaşasın barışseverler…

Yaşasın yeryüzündeki bütün renkler…

Yaşasın tüm dünya halklarının kardeşliği…

Yaşasın Mustafa Kemal’in ölümsüz özdeyişi;

“Yurtta Barış Dünya da Barış” dilek ve temennileri..