Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
REGÜLATÖR KAPAKLARI AÇILIYOR BOZKURT KASABASI SELE GİDİYOR
  • 0
  • 156
  • 12 Ağustos 2021 Perşembe
  • +
  • -

Tarım ve Orman Bakanımız çıkmış;

“Bana göre bu felakette HES’ler mağdur oldu” diyor…

Şaşırdık mı?

Tabi ki şaşırmadık!…

Üstelik niye şaşıralım?

Şaşırmamız için bunun bir ilk olması lazım…

Örneğin;

Daha geçen hafta ormanlarımız cayır cayır yanarken…

Uçan kuştan medet umup;

Söndürmeye uçak ve helikopter ararken…

Ne demişti Tarım ve Ormanlardan sorumlu Bakanımız;

“Envanterimizde yangın söndürme uçağımız ve helikopterimiz yok. Bu ezelden beri böyle” dememiş miydi?

Demişti…

Bizlerde;

“Koskoca bakanımızın yalan konuşacak hali yok ya” deyince, hep birlikte cümbür-cemaat inanmamış mıydık?

İnanmıştık…

Daha doğrusu inanmak zorundaydık!…

Peki, daha bizim yangınlarımız söndürülmeden…

Ve daha aradan üç-beş gün geçmeden…

Komşumuz Yunanistan’da çıkan yangınlar için ne söyledi muhterem bakanımız;

“Yunanistan’daki yangınları söndürmeye katkı yapmak için 2 Adet yangın söndürme uçağı gönderebiliriz.” diye demeç verince;

İçimizde hiç şaşıranımız oldu mu?

Bence pek fazla şaşıran olmadı…

Olduysa da çok az sayıda oldu…

Yani, kısaca demem o ki;

Bu gibi olaylar artık sıradan olaylar…

Gündelik yaşanan sıradan vakalar!…

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

İster;

“Mezarda yatan atalarımızdan-dedelerimizden beddualı mıyız nedir? deyin…

İster;

“Yaşadığımız bu felaketler, dünyanın sonunun geldiğini işaret eden kıyamet günlerinin ön belirtileri” deyiverin…

Kısacası;

Ne derseniz deyin…

Nasıl yorumlarsanız yorumlayın…

Son yıllarda felaketler -sanki sıraya girmiş- biri bitmeden, ardından bir diğeri yetişiyor…

Tıpkı ‘Orman Yangınlarını’ söndürmeden ‘sel felaketlerinin’ hemen yetiştiği gibi…

Her neyse..

Akdeniz’den başlayan ‘orman yangınları’ felaketi, ardından Ege bölgesine ve Marmara bölgesine kadar çıktı…

Ve dün felaket şekli -aşırı yağan yağmurlar sonucu- Kastamonu da, Bartın’da ve Sinop’ta ‘Sel Felaketlerine’ dönüşerek görevi devretti…

Ve Kastamonu-Bozkurt ilçesinde HES Kapaklarının açılmasıyla birlikte yağmur ve HES havuzundaki sular buluşunca, Bozkurt ilçesi sele-suya karıştı…

Ve bu yaşanan felaket karşısında Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Ekrem Pakdemirli, kendine özgü görüşünü şöyle açıkladı;

“Sosyal medyada ve çeşitli haber kaynaklarında Kastamonu Bozkurt’taki HES’le ilgili problem olduğu söyleniyor.

Burada HES’le alakalı bir problem yok.

Regülatör kapakları taşkın esnasında açılıyor, ondan patladı diyorlar ama böyle bir durum söz konusu değil.

Genelde HES’ler bu işin sebebi yerine genelde bana mağduru oluyor.”

Sayın bakanımızın bu tespitinden sonra sizler nasıl düşünürsünüz orasını bilemem ama…

Bu ‘aydınlatıcı’ açıklamalardan sonra benim HES’ler için yüreğim sızlıyor!!!…

İçim yanıyor!!!…

Ve sayın bakanımızın -kendince doğru- bu tespitine nasıl bakarsınız ve nasıl düşünürsünüz onu bilemem ama…

Ben ‘eşyanın tabiatına uygun olduğunu’ düşünerek çok yerinde ve isabetli buluyorum…

Neden böyle düşünüyorum?

Neden böyle düşündüğüm gayet açık;

Çünkü Sayın bakanımız bizim beklentilerimiz olan ‘toplumun ortak kazanımlarını’ değil, apaçık bir şekilde bir avuç azınlığın ve bir avuç özel şirketlerin kazanımını ön planda tutuyor…

Ve buna da inkar etmeden, iki-yüzlülük yapmadan açık açık alenen hepimizin yüzüne karşı söylüyor…

Hani şöyle bir özdeyişimiz vardır ya;

“Gavurun ekmeğini yiyen, kılıcını sallayacak” diye…

Sayın ‘bakanımızda’ sermaye sınıfını ve özel şirketlerin çıkarlarını temsil ettiğine göre…

Elbette onların kılıcını sallayacak…

Üstelik sadece ‘Tarım ve Orman Bakanımız’ sermaye sınıfını ve özel şirketleri savunsa eyvallah…

Öp de başına koy!…

Diğer ‘bakanlıklar’ Tarım ve Orman Bakanından farklı değil ki…

Al birini, vur ötekine…

Hepsi aynı tavanın balığı!..

Efendim…

Unutmadan son günlerde yaşanan tüm felaketzedelere ve afetzedelere geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum…

Ve bu trajedi dolu sohbetimizi yine büyüklerimizin ‘teselli şeklini’ gözümün önüne getirip ve onların bizlere ezberlettiği şu sözlerle bitirmek istiyorum;

“Mağdurların en kısa zamanda yaraları sarılacaktır.”

“Hükümetimiz ve devletimiz her zaman mağdurların yanındadır.”

(Ve yaşanan acıları bir bardak demli çay içerek unutsunlar diye felaketzedelerin üzerine torba çaylar atıldıktan sonra da;)

“Mal kaybı olanların zararları karşılanacak.”

“Evi sele gidenlerin veya evinin bir duvarı yıkılanlara en kısa zaman dilimi içerisinde (sıfır faizlerle) 20 yıllık vadelerle TOKİ tarafından evleri yapılacaktır.” diyerek, afetzedelerin gönülleri alınacaktır!…

Hoş kalın,

Hoşça kalalım,

Olabildiğimiz kadar;

Sağlık ve esenlik içinde olalım…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM