Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Bugünkü sohbetimiz;
Birazcık dar-alan milliyetçiliği!
Yadırgayan yadırgayabilir;
Birazcık da şovence olacak!
Neden böyle bir sohbet konusu seçtim?
Hemen söyleyeyim;
7 Eylül tarihli Karadeniz Bölge Gazetesinde bir haberin başlığı şöyleydi;
“RİZE-TRABZON KARDEŞTİR”
Bu büyük manşetin altbilgilerinde şöyle diyor Trabzon-Ortahisar Platform Başkanı Murat Zeki Solak; (özet olarak veriyorum)
(…)
“Erzincan-Trabzon demiryolu projesinin Rize’ye kaydırıldığı, tarihi İpek yolunun en önemli ayağı olan Trabzon’un demiryolundan mahrum kalacağı öne sürülmüştür.
Açıklamanın başında özellikle buradan siyaset yapmaya çalışan isimleri uyarıyorum.
Geçmişte futbol ile iki şehir arasındaki kan bağını, kardeşliğini zedelemeye çalışanlara çanak tutanlar, bugün görüyorum ki aynı şeyi, iki ilimize de gelecek olan yatırımları yarıştırarak yapıyorlar.
İki kardeş şehrin, Rize ile Trabzon’un birbiriyle yarıştırılması, ilişkilerin zedelenmesi bu iki şehre de zarar verir.
Bu nedenle siyasiler konuşurken iki kez düşünerek konuşmalıdır.”
Vallahi bana soracak olursanız;
Doğru diyor Platform Başkanı…
Siyasiler konuşmak istiyorlarsa;
İki kez değil, tam tersine üç-dört kez düşünerek konuşmalı..
Üstelik yüksek sesle düşünerek, uyuyan yılanı uyarmamalı!
Hatta yapılacak projeyi çevre illere asla ve asla duyurmamalı!
Gerçi duysalar ne olacak?
Duyunca ayağa kalkıp;
“Yahu yapacağınız hizmetlerin dörtte-birini de ne olur bizim ilimize yapın” diyecek halleri yok ya!..
Yeni yapılacak hizmetlerden vazgeçtim…
Elimizde olan değerlerimizi kaybederken ‘çıtı’ çıkmayanlar şimdi kalkıp da niye ‘elde edemeyecekleri’ bir fantezinin peşinde koşsunlar ki!
Örneğin ilimiz Giresun’u ele alalım;
SEKA Kağıt Fabrikası satılıp, elden giderken hiç gıkı çıktı mı?
Çıkmadı..
ADEL Kalem Fabrikasının kapılarına kilit vurulurken hiç sesi-soluğunu çıkardı mı?
Çıkarmadı…
SUNTA Fabrikası kapatılırken; “niye kapatılıyor?” diye soruldu mu?
Sorulmadı…
Bu ilde bir zamanlar ‘Silah Fabrikası’ vardı…
Nereye taşındığını ve nereye götürüldüğünü bilen var mı?
Yok…
Bu küçücük ilde bir zamanlar;
Et-Balık Kurumu vardı..
Fiskobirlik Entegre Tesisleri vardı.
PETMA (Barit Maden Ocakları) vardı.
Liman Baş Müdürlüğü vardı.
PTT Bölge Müdürlüğü vardı..
Bu ilde bir zamanlar özel sektörlerden;
FATOĞLU Un Fabrikası vardı.
Başkanlar Gıda diye bir sektör vardı..
Bulancak’ta hamsi unu yapan fabrika vardı.
Tuğla ve kiremit üreten atölyeler vardı…
Vesaire, vesaire..
Bu kurumlar ortadan kaldırılırken hiçbir kimsenin gıkı çıktı mı?
Çıkmadı..
Bu konunun üzerinde toplum bir araya gelip hiç düşünüp, sorgulama yaptı mı?
Şahsen ben hiç duymadım..
İzniniz olursa…
Geriye yönelik iki örnek daha vermek istiyorum…
Şöyle ki;
1965 yılında Süleyman Demirel başbakan olduğunda…
İran-Türkiye ortaklığında…
Doğu Karadeniz sahilinden ve en kestirmeden Giresun-Dereli Aksu Vadisi üzerinden; Doğu Bölgemize açılan ve oradan da İran’a ulaşan Transit Yol projesi vardı..
Ve Giresun’un bu hayalleri yarım kaldı..
Çünkü zamanın Trabzon milletvekilleri ağır bastı!
Bizim milletvekillerimizi de yanlarına aldı…
Doğu Karadeniz-İran ‘Transit Yolunu’ Zigana tarafına çevirdiler..
Ve Dereli üzerinden giden yolun adını da; 3.Ordu Çıkarma Yolu dideler..
İkinci örneğim ise;
Tirebolu-Torul yolunun yıllarca geciktirilmesi üzerine olacak..
Şöyle ki;
Taaaa 1975 yılında…
Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk Giresun’u ziyaret ettiğinde;
“Limanın daha verimli çalışabilmesi için Tirebolu-Torul üzerinden Doğu Anadolu ve İran’a bir ‘transit yol’ yapılırsa iyi olacağını” söyler…
Ve her nedense araya giren MC (Milliyetçi Cephe) Koalisyon Hükümetleri bu planı geciktirir..
Ardından 12 Eylül Darbesi gelir…
Ve 1983 yılında ANAP Hükümeti iktidara gelince bu proje tekrar gündeme gelir…
Ve yapılmasına karar verilir…
Ancak, aradan onlarca yıl geçer yol bir türlü bitirilemez…
‘Neden bitirilemediğini’ de kimseler bilemez…
Ta ki, Trabzon’da yapılan ANAP Kongresinde (dönemin milletvekili) Eyüp Aşık’ın gerçeği söylediği güne kadar…
Ve o sözü edilen kongrede “hiçbir şey yapmadın?” diyen muhaliflerine kızarak şöyle yanıt verir Eyüp Aşık;
“Yıllardır Tirebolu-Torul yolunu engelledim yetmez mi?”
Şimdi bu sözlerden sonra insan şunu düşünemeden edemiyor;
“Acaba” diyorum;
“Dereli yolu ve Eğribel Tünelinin yapımını engelleyen ve geciktiren yine birileri mi var?” diye düşünmekten kendimi geri alamıyorum…
Son söz;
Erzincan üzerinden Rize ve Trabzon’a yapılması düşünülen ‘Tren Yolu’ bu illerimize kadar gelmişken, bir zahmet Giresun-Ordu üzerinden Samsun’a kadar bağlantı kuracak şekilde düşünülsün…
Yani;
Rize ve Trabzon sayesinde biz Giresunlu ve Orduluların da yüzü gülsün!