ŞAİRLERDEN KISA SEÇKİLER YAPALIM VE DÜNYA ŞİİR GÜNÜNÜ KUTLAYALIM |
Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Daha öncede söylediğim gibi;
Mart ayının neredeyse tamamı ‘özel gün’ kutlamalarıyla geçiyor…
Ve bu nedenle de insan hangisine öncelik vereceğini şaşırıyor…
Yani başka bir ifadeyle;
21 Mart tarihinde üç ‘özel gün’ aynı tarihte kutlanıyor..
Bunlardan birisi de ‘Dünya Şiir Günü’ oluyor…
Onun için gecikmeli olarak ‘Dünya Şiir Günü’ kutlamasını bugün sizlere gelişigüzel seçki yaptığım bazı şairlerimizden ‘tadımlık’ seçkiler yaparak bu özel günü kutlamak istiyorum..
Ve şairlerimizden yaptığım ‘seçkileri’ de herhangi bir protokol sıralaması yapmadan veriyorum…
Dünden-bugüne;
Bakalım şairlerimiz yaşadığı döneme nasıl bakmış?
Toplumsal düşüncelerini ve duygularını nasıl öne çıkarmış?
YUNUS EMRE DİYOR Kİ; (Dini inancını çıkarı için kullananlara)
Bir kez gönül yıktın ise, kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil.
PİR SULTAN ABDAL; (Dönekliği reddediyor)
Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte başım keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.
TEVFİK FİKRET; (Suyun başındakilere sesleniyor)
Efendiler, pek açsınız, bu çehrenizden bellidir;
Yiyin, yiyemezseniz bugün yarın kalır mı kim bilir?
Şu nimetler sofrası bakın, gelişinizle övünür
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hakta elde bir…
Yiyin efendiler yiyin; bu iş açıcı sofra sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
AŞIK VEYSEL; (Hoşgörüyü tanımlıyor)
Kim okurdu, kim yazardı?
Bu düğümü kim çözerdi?
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa…
AHMET ARİF; (Unutulan Anadolu insani için yazıyor)
Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar hamaklar,
Havva anan dünkü çocuk sayılır
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun?
BEDRİ RAHMİ EYÜPOĞLU; (Anadolu ozanının yüceliğini anlatmak için)
Şairim,
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım.
ENVER GÖKÇE (Turan Emeksiz için yazıyor)
Bir yürüyüş eylediler sabahtan
Ilgıt ılgıt kan gider loy loy!
Dayan dizlerim dayan!
Ağla gözlerim ağla!
Namlu puşt olmuş, atayağı puşt.
Yine düşman elindeydi vatan.
NAZIM HİKMET; (Vatanını emperyalistlere satanlara)
İnsan olan vatanını satar mı?
Suyun içip ekmeğini yediniz
Dünyada vatandan aziz bir şey var mı?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
CAN YÜCEL; (Deniz Gezmiş için yazıyor)
En uzun koşuysa elbet
Türkiye’de devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak…
En hızlısıydı hepimizin
En önde göğüsledi ipi…
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Aşk olsun sana çocuk aşk olsun….
CAN AKENGİN; (Yobazlara)
Sarığın değirmen gibi
Yüzünse umacı tipi
Papellere derin hocam!
Güler, dersin;
Ya habibi!
AŞIK MAHSUNİ; (Soygun düzenini ve yoksulu anlatmak için)
Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi?
DADALOĞLU; (Saltanata başkaldırarak)
Belimizde kılıcımız Kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet vermiş fermanı
Ferman padişahınsa dağlar bizimdir.
RIFAT ILGAZ; (Duyarsız ve yorgun aydınlar için yazıyor)
Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Tel örgüler çevirmiş yöreni
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yana
Korkuluk ol.
AŞIK İHSANİ; (Baskılardan yılmadığını anlatmak için)
Yazacağım bu can tende
Durana dek yazacağım
Eşitsizlik zincirini
Kırana dek yazacağım.
————————–
Sayfam yeterli olmadığı için daha birçok değerli şairlerimizin ve ozanlarımızdan alıntılar yapamadım…
Onu da sizler paylaşmak istiyorsanız;
Yorumlar bölümünde paylaşarak katkıda bulunabilirsiniz…
Hoş kalın,
Hoşça kalalım,
Bununla birlikte;
Şiir dünyasından fazla uzak kalmayalım…