Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
ŞEBİNKARAHİSARLIYDI VE 68 KUŞAĞINDANDI
  • 0
  • 426
  • 27 Mart 2022 Pazar
  • +
  • -

Çalmadı;

Çalanlara karşı çıktı…

Kimseyi sömürmedi;

Sömürü düzenine karşı mücadele verdi…

Hiçbir zaman burjuva yaşamanı özenmedi;

Halkına hiçbir zaman sırt çevirmedi…

Hep, ezilen halkının ve emeği çalınan emekçinin yanında olmak istedi…

Adı: Veli Yılmaz’dı…

İli: Giresun

İlçesi; Şebinkarahisar…

Köyü; Ovacık’tı..

Resmi kayıtlara göre; 1953 yılında doğdu..

(Ancak 68 kuşağının tam ortasında yer almak istediğinden)

O, hep; “1950 doğumluyum demeyi seviyordu…

Beş kardeştiler…

Sıralama yapıldığında;

Veli Yılmaz, 3. sırada yer alıyordu…

Veli Yılmaz;

Dedesi Şükrü Efendiyle birlikte yaşıyordu…

Aile ‘alevi inancına’ sahip olduğu için, dedesine;

‘Kızılbaş Şükrü’ denildiği gibi ‘Bakkal Şükrü’ diyenlerde oluyordu…

Dedesi, Birinci Cihan Harbine katılmış;

İsmet İnönü’nün ulaklığını yapmış…

Ve savaş dönüşünde de ‘İstiklal Madalyasına’ sahip birisiydi…

Kim bilir;

Belki de yurt sevgisi ve vatan aşkı dedesinden ileri geliyordu…

Ki, gelmesi muhtemel;

Dedesi onun Ortaokul dahil, Lisede okuduğu ‘sol içerikli kitapların’ hiçbirisine itiraz etmiyordu…

Hatta itiraz etmeyi bir tarafa bırakın;

Veli Yılmaz’ın liseli yıllarında dedesinin Şebinkarahisar’da bulunan bakkal adresine gelen kitapların ederini ve posta ücretini dedesi ‘Kızılbaş Şükrü’ seve-seve ve büyük bir memnuniyetle ödüyordu…

Sohbet konumuz olan Veli Yılmaz;

İlkokul, Orta ve Liseyi Şebinkarahisar’da okudu…

1970 yılında liseden mezun olunca;

Girdiği sınavlarda İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesini kazandı…

Ancak, okulu daha birinci sınıftayken bırakmak zorunda kaldı…

Çünkü o’da sahip olduğu devrimci ve sosyalist düşüncenin içinde yer aldı…

Sosyalist düşünce demişken (geriye yönelik) buraya küçük bir not daha düşmek istiyorum…

O da şu;

Veli Yılmaz, daha Şebinkarahisar lisesinde okurken yazdığı bir kompozisyondan dolayı ‘Sosyalist fikirleri savunduğu’ gerekçesiyle bir hafta okuldan uzaklaştırma cezası almış…

Ve uzun süreli ceza almanın devamı da;

Üniversiteyi yarım bıraktığı yıllardan sonra aralıksız bir şekilde sürüp gitmiş…

Örneğin;

Üniversite birinci sınıftayken katıldığı siyasi faaliyetleri nedeniyle tutuklanıp ve 2,5 yıl Askeri Cezaevinde yatmış…

Uslanmamış!!!

Tam tersine;

Cezaevinden çıkar-çıkmaz daha da azgınlaşmış!!!

Ve Halkın Kurtuluş Ordusu (THKO) ya katılmış…

1976 yılında ‘Halkın Kurtuluşu’ gazetesinde çalışmaya başlamış…

Ardından sırasıyla:

Devrimci Yol, Halkın Birliği ve Kurtuluş gazetelerinde çalıştığı gibi, birçok sosyalist ‘Dergilerde’ editörlük görevi yapmış..

12 Eylül faşist darbesinin yaklaştığı yıllarda da;

Halkın Kurtuluşu Gazetesinin Genel Yayın yönetmenliğini yapmış…

Ve 35 milyonluk nüfusa sahip bir ülkede ‘Halkın Kurtuluş’ gazetesi 40 binle 50 bin arası satış rekorlarına ulaşmış…

Ve sonra;

Amerikalıların “bizim çocuklar” dediği komutanlar kapıyı tıklatmış ve; “Tamam!”

“Devrimcilerin, yurtseverlerin ve sosyalistçe düşünenlerin yolculuğu buraya kadardı” denilerek, tıpkı diğer devrimciler gibi Veli Yılmaz’da tutuklanmış…

Yıl;

Bir başka Şebinkarahisarlı Erdal Eren’in ‘yaşaması ve beslenmesi’ istenmeyip, darağacına çıkarılarak asıldığı yıllardır…

Tamam;

Erdal Eren’i asarak, kurtulmayı kurtuldular da!!!

Veli Yılmaz denilen şahsa nasıl bir ceza verilmeli?

Nasıl bir ceza verilmeli ki; bu tehlikeyi de ötelemeli!?

Ve ‘ceza kesiciler’ düşündüler-taşındılar;

Dünyanın hiçbir ülkesinde bir gazeteciye verilmeyen cezayı layık buldular…

Yani; 43 yıllık ömre 748 yıl mahkumiyet vermeyi kararlaştırdılar…

Ve hiç zaman geçirmeden de ‘Kodese’ tıktılar!…

Hapishane-Hapishane dolaştırılan…

Farklı-farklı altı Hapishanede yatan…

Ve 10,5 yıl yattıktan sonra Hapishaneden çıkarılan Veli Yılmaz;

İster ilahi bir yere yaslayın…

İsterseniz bir rastlantı sayın…

748 yıl cezaevinde yaşamaya mahkum edilen Veli Yılmaz;

10,5 yıl yatıp salıverildikten sonra ancak 748 gün yaşıyor…

Ve; 27 Şubat 1993 tarihinde ve 43 yaşında Beşiktaş iskelesinde geçirdiği kalp krizi sonucu dünyadan ebediyen ayrılıyor…

Ayrılıyor dedimse;

Sadece fiziki beden olarak aramızdan ayrılıyor…

Ama düşünceleriyle;

Verdiği mücadeleyle o hala aramızda yaşıyor…

Verdiği onurlu mücadele;

Unutulmadı…

Unutulmayacak…

Her zaman olduğu gibi hep aramızda kalacak…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM