Vallahi öyle…
Aynen üst-başlıkta dediğim gibi;
Gün oluyor; doğru dürüst yazmaya konu bulamıyorsun…
Gün geliyor; ardı-ardına çılgınlaşarak gelen haberlerin hangisine öncelik verip, yazacağını şaşırıyorsun!

Allah’a çok şükür, şu sıralar üzerinde sohbet edeceğimiz konu çok!
Hem de o kadar çok ki; ister ‘doların’ hızlı yükselişi üzerinde konuş!
İstersen bütün işini-gücünü bırak; papaz Brunson’un peşinden koş!
Daha da olmadı, hani şu; “çılgın kanal projesi” vardı ya, onu konuş!
Konu çok yani…

Sahi şu ‘Çılgın Kanal Projesi’ demişken, bilenlerden rica etsem bu konu üzerinde beni bilgilendirirler mi acaba?
Hani, ne zaman bu konu gündeme gelse ‘aklım çatallaşıyor’ da onun için bu konuda doğru bilgilenmek istiyorum…
Ancak;
İsterseniz ve eğer izniniz olursa, ben kafamın içinde dolaşan çelişkileri size anlatayım da; sizler ondan sonra bana doğruları ve bilmediklerimi anlatın…
Çünkü ben zihin çengelime takılan şu çelişkilerden kurtulamıyorum…
Örneğin kendi-kedime düşününce diyorum ki;
Türkiye’ye nüfusunun beşte-biri İstanbul’da yaşıyor; tamam…
Günden-güne nüfusu daha da çoğalıyor; ona da eyvallah!
İstanbul yerleşkesinin; Avrupa ve Anadolu Yakası olarak iki yakadan ibaret olduğunu bilmeyende yok…
Eh, haliyle ‘iki yakayı’ birbirine bağlayacak olan köprülere de hiç kimsenin bir itirazı olamaz…
Çünkü yıllar önce büyük tartışmalar ve büyük paralar harcanarak;
Birinci Boğaz Köprüsü yapıldı…
Ardından yetmiyor gerekçesiyle ikinci köprü; Fatih Sultan Köprüsü yapıldı.
Ve bu iki köprüde yetmiyor, ihtiyaca karşılık vermiyor diye, milyonlarca dolar harcanarak; Üçüncü Köprüde yapılıp hizmete girdi…
Hatta ‘Köprüler’ yetemeyince, denizin altından ‘tüp geçitlerde’ yapıldı…
Eeeeeee?

E’si şu ki; şimdi ben ister-istemez ve elimde olmadan şöyle düşünüyorum;
“Yahu biz Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana İstanbul Boğazından üç köprüyü borç-harç zor yaptırdık da; şimdi birde kalkıp 56 Km. uzunluğunda ve 150 metre genişliğinde ve Trakya topraklarını ikiye yarıp, yeni bir ‘Yapay Boğaz’ daha yaparsak, karşıdan-karşıya geçmek için bu yeni yaptığımız ‘yapay boğaza’ en az üç-dört köprü daha gerekmeyecek mi?”
Hani aklım ermediği gibi, merak ediyorum da ondan soruyorum!
Yoksa herhangi bir art-niyetim yok!

Ha, birde açıkçası şunu çok merak ediyorum;
Hani İstanbul Boğazının ikiye ayırdığı, batı tarafında kalan kara parçasına;
Trakya Bölgesi veya Avrupa Yakası deniliyor..
Doğu tarafına düşen kara parçasına ‘Anadolu Yakası deniliyor…
Acaba ‘çılgın kanal projesi’ gerçekleşirse, Trakya bölgesinde arada kalan kara parçasına hangi ismi vereceğiz? bunu da açıkçası çok merak ediyorum!
Her neyse…
Biz şimdi çılgınlığı bir tarafa bırakalım ve yavaş-yavaş sizi de çıldırtmadan ve iyice çırpıdan çıkarmadan konuları daha fazla birbirine karıştırmadan, günlük sohbetimizi özetleyerek sonlandıralım…

Üstelik sımsıcak güncel konularımız varken, kalkıp da bayatlamaya yüz tutmuş konulardan;
“Yahu şu Suriye konusu ne oldu?”
“Savaşmalar, dalaşmalar, didişmeler bitti mi, yoksa devam ediyor mu?”
“Membiç taraflarında yapılan operasyonlar devam ediyor mu?”
“Adı; IŞİD’miydi, DAİŞ’miydi neydi? Onların hali-keyfi ne alem de?”
“Şu ünlü Papaz Brunson olayı kapandı mı, kapanmadı mı?”
“Kapanacak mı, kapanmayacak mı?”
Papazın yüzünden papaz olduğumuz Amerikalı dostlarımızın bize karşı koyduğu ‘Ambargodan” kurtulacak mıyız, kurtulamayacak mıyız?”
Bunları biz bilemeyiz…
Bunları bilse-bilse büyüklerimiz bilir…
Birde hiç kuşkusuz yandaş medyalar ve yalakalar bilir!

Gördünüz mü konular nasılda birbirine giriverdi…
Birini anlatalım derken; ötekilerde sıraya girdi…
En iyisi daha dallandırıp-budaklandırmadan bitirmek…

Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın,
Bu gidiş iyi gidiş!
Küçük bir tavsiye;
Sakın büyüklerin işine karışmayın!