Tamam;

Tarihi eserleri yıkma konusunda uzmanızdır…

Evvel-Allah bu konuda elimize kimse su dökende olmaz!

Nerede tarihi bir eser görsek;

Gecenin zifiri karanlığında ya define ararız…

Ya da duvarlarındaki taşları söker, tarlamızın, bahçemizin kenarına duvar yaparız…

Yok, eğer tarihi eser Kiliseyse;

Bu seferde en hızlı bir biçimde ‘camiye’ çevirmeye çalışırız…

Vesaire, vesaire…

Kısacası…

Velhasıl-kerim…

Tarihi eserleri yıkıp-yağmalama konusunu bir tarafa bırakalım…

Yüzyıllar ötesinden miras kalan tarihi emanetleri restore etmek ve onarım konusunda da “aslına uygun olmasını” asla düşünmeyiz…

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Şebinkarahisar’a yaptığım bir günlük gezide gördüklerimi sizlerle paylaşmayı sürdürüyorum…

Bugünkü sohbet konumuz;

Üst-Başlıkta da belirttiği gibi TAŞHANLAR üzerine olacak…

Ancak;

Taşhanlar’ı bilmeyenler için kısa bir bilgi özeti geçmek isterim…

Şebinkarahisar ilçe merkezinde bulunan tarihi TAŞHANLAR;

17. yüzyılda Şebinkarahisar Sipahi Reisi Taban Ahmet Ağa tarafından yapılmış…

Yapılırken, o günün mimarisine göre ‘iki katlı’ olarak düşünülmüş olup ve karataş kullanılarak altlı-üstlü kemerli dükkanlar yapılarak, ortaya birde alan açılmış… (1. Görselde görülüyor)

Yani, adına ‘bedestan’ da denilen bu küçük çarşı veya alışveriş merkezi, 1939 depreminde bir hayli zarar görmüş…

Ve dükkanlarla birlikte, çarşının birçok yeri çökmüş…

1939 depreminden sonra da, kendi haline bırakılan tarihi Taşhanlar, bugünlerde restore ediliyor…

Yani, belediyenin yaptığı öncülükle onarılmaya çalışılıyor…

Şimdi sizlerde haklı olarak diyeceksinizdir ki;

“E, ne güzel işte, geçte kalınsa onarılmaya başlanmış.”

Başlanmış, başlanmasına da…

Ancak, sizden ricam, burada okumaya bir nokta koyun…

Ve görselde paylaştığım (2. görsele) bir kez daha bakın lütfen…

1. Görsel; 300 küsur yıl öncenin yapılmış hali…

2. Görsel ise; günümüz teknolojisine uygun yapılmış bir mimari…

Yani demem o ki;

Birinci görseldeki tarihi eserle, ikinci görseldeki yapıyla hiçbir ilintisi var mı Allah aşkına?

Siz bu konuda ne düşünürsünüz onu bilemem ama…

Şahsen ben tarihi ‘Taşhanlar Çarşısı’ ile hiçbir bağlantı kuramadım…

Yani, bu iş neyin-nesidir anlamadım…

Efendim;

Cümle-alem ve herkeste çok iyi bilir ki…

Şebinkarahisar, tarihi eserleriyle dolu bir kent olduğu kadar, bir o kadarda tarihsel şahsiyetlere ve ünlü kişilerin baba ocağı ve dede ocağıdır…

Örnek mi istiyorsunuz?

Alın size aklıma gelenlerden birkaç isim;

Aziz NESİN

Kemal TAHİR

Ara GÜLER

İdil BİRET

Rahşan ECEVİT

M. Emin YURDAKUL

Muharrem ÖZKAN

Hüseyin Hüsnü TEKIŞIK

Ve bu isimlerin eksenini dolduran ve daha niceleri var…

Ancak;

Birçok ünlü şahsiyeti ‘var’ var olmasına da…

Bu şahsiyetlerin eserlerini ve kimliklerini hafıza olarak saklayacak bir Müzesi yok henüz…

“Acaba” diyorum;

Tarihsel dokusuna uygun olarak değil de…

Çağın kolaycılığına uygun onarımı yapılan; TAŞHANLAR mekanı…

Baba ocağı ve kökeni Şebinkarahisarlı olan ünlüler için bir MÜZE şekline dönüştürülse iyi olur diye düşünüyorum…

Bu konuda sizler ne düşünürsünüz onu bilemem ama…

Eğer Şebinkarahisar’a bu tarihi şahsiyetlerin ‘bal mumu maketiyle’ birlikte eserlerini saklayacak bir MÜZE yapılsın…

En ileri derecede iddia ediyorum ki;

Salt, yurt içinden değil, bütün dünya gezginlerinin akın-akın Şebinkarahisar’a doluşacağını görür gibi oluyorum…

Ve şimdi de sözü size bırakıyorum…

Ne dersiniz?

Bu konuda siz ne düşünürsünüz?

Buyurun;

Şimdi söz sırası sizin…

Bu konuda söyleyeceklerinizi sizlerde söyleyin…