Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
YASAKLARA MUHALİF SANATÇILAR YASAKÇIYA GERİ ADIM ATTIRDILAR
  • 0
  • 494
  • 29 Eylül 2023 Cuma
  • +
  • -

İnançlı direnişleriyle;

Koyulan yasağı ortadan kaldırdılar…

Direnişlerini zaferle sonuçlandırdılar…

Toplumun aynası olduğunu kanıtladılar…

Kimlerden mi söz etmek istiyorum?

Bunda anlamayacak ne var canım;

Tabi ki, yasakçılardan ve yasakçı anlayıştan söz etmek istiyorum…

Eğer bende ‘yazdım’ diye bir yasak yemezsem;

Antalya Altın Portakal Film Festivalinde ‘yasak koyulan’ bir filmin trajikomik öyküsünü paylaşmayı düşünüyorum…

Şimdi ben ikide-bir ‘yasak’ sözcüğünü kullandığım için bazıları da diyecektir ki;

“Düşünce özgürlüğünün serbest olduğu ve cirit attığı bu çağda hala yasakçı anlayış mı var?”

“Hem de ‘3-Y’ formülü olan; ‘Yasak-Yoksulluk ve Yolsuzluk’ ortadan kalkacaktı, hala kalkmadı mı? diye düşünenlerde olabilir…

Ama görünen köy kılavuz istemediğine göre;

Demek ki ne ‘Yoksulluk, ne Yolsuzluk ve ne de ‘Yasaklar’ ortadan kalkmış…

Tam tersine yükselte yükselte daha da yukarılara çıkartılmış…

Ancak, eğri oturup, doğru konuşacaksak bu araya çok kısa bir bilgi notu düşmek istiyorum o da şu;

Biz bu ‘yasakçı’ uygulamayı sadece son yıllarda yaşamıyoruz…

Bu ‘yasaklara sevdamız’ bizim çok çok gerilere gider…

Bunu şöyle de ifade edebiliriz;

Bundan 70-80 yıl önce ‘birinci vitesle’ yola giren ‘yasak anlayışı’ günümüzde ‘son vites’ olarak yol almaktadır…

Ve yine günümüz ‘yasakçılarına’ haksızlık etmeyelim;

Geçmişte de ‘müstehcen’ sayılan resimlerin ve heykellerin üzerine havlu örtülür ve peştamalla kapatılırdı, günümüzde de aynı gelenek devam ediyor…

Tıpkı günümüzde olduğu gibi;

Eskiden de -sistemin değil- toplumun sorunlarını dile getiren tiyatro oyunları yasaklanır ve halkın türkülerini söyleyen ‘Halk Ozanlarının’ konserleri yasaklanırdı, günümüz de de aynı ‘yasaklamalar’ sür-git devam edip gidiyor…

Bu konuda bir örnek verecek olursak;

2022 yılından bu yana tam 17 Konser yasaklandı…

32 Belgesel ve sinema filmi yasaklardan nasibini aldı…

43 Edebiyat eseri sansüre uğradı…

26 Radyo ve sistemin sesi olmayan ‘kapatma ve karartma’ cezası aldı… Vesaire, vesaire…

Daha çok varda, bu kadar örnek yeter diye düşünüyorum…

Ve şimdi de asıl anlatmak istediğim konuya girmek istiyorum…

Efendim, sinema sanatını sevenlerinde çok iyi bildiği gibi;

Bu sene ‘Antalya Film Festivalinin 60.sı’ yapılıyor…

Ve festivaline 14 kategori de uzun metrajlı ve belgesel film katılıyor..

Ancak ne var ki;

Kültür Bakanlığı yetkilileri ve uzmanları ‘KANUN HÜKMÜNDE’ isimli bir filmi festivalde yer almasına karşı çıkıyor…

Filmin konusu ve karşı çıkma gerekçesiyse;

15 Temmuz FETÖ olayları sürecinde bir doktorla, öğretmen ‘açığa’ alınıyor…

Ve;

Açığa alınanlar uzun erimli bir hukuk mücadelesi veriyor…

Ve bu yaşanan gerçek öyküyü de, bir film şirketi ‘belgesel’ olarak sinema filmi yapıyor…

Ve yaşanan bu olayı cümle-alem izlesin isteniyor….

Gördüğünüz gibi;

Gizli-saklı ve illegal hiçbir şey yok…

Tam tersine yaşananların alenen herkesin görmesi, bilmesi ve eğer bir yanlış varsa ‘eleştirilmesi’ düşünülüyor…

Bu konuda Kültür Bakanlığı ‘Nuh diyor, Peygamber demiyor;

“Bu film festivalde yer almayacak” diye gözdağı ve talimat veriyor…

Ancak film seçicileri olan Jüri Üyeleri;

Kültür Bakanlığının bu gözdağına ve yasakçı anlayışına bütün jüri üyeleri ve festivale katılan film yapımcıları ‘tek yumruk olup’ Kültür Bakanlığının bu ‘yasakçı’ anlayışına karşı çıkıyorlar…

Yarışmada ve seçici kurulda yer almayacaklarını bildiriyorlar…

Sonuçta ne mi oluyor?

Tabi ki, haklı davalarında bir araya gelip direnen ve yasaklara muhalif olan sanatçılar bu işten galip çıkıyor…

Ve ‘Kanun Hükmünde’ belgesel film, tekrar yarışma kapsamına alınırken, Kültür Bakanlığı geri adım atıyor…

Yaptığı desteği de geri çekiyor…

Özetlersek…

Kültür Bakanlığı demek istiyor ki;

Film yapacaksanız, bizim olurlarımızı alacak şekilde yapacaksınız…

Yani, sistemi eleştiren filmler değil, çark yanlışta dönse övgüler yağdıracaksınız…

Sistem yanlışta olsa destekleyeceksiniz ki;

En yüksek makamlarda oturanların övgülerine mazhar olup ‘Devlet Sanatçısı’ unvanlarına sahip olmalısınız…

İster inkar edin, ister etmeyin;

Yaşadığımız bu çağda birçok dünya ülkesi ‘yasakların duvarını’ yıkıp, düşünme eyleminin keyfini sürüp, bayramını yaparken; ne yazık ki bizler hala ‘yasakçı’ anlayışı sürdürüp gidiyoruz…

Ve gittikçe de ‘yasaklar duvarını’ daha da yüksek örüyoruz;

Sistemin yanlışlarını yazar-çizersen YASAK…

Eleştirel kitap ve belgesel film yapsan YASAK…

Yoksulluğu dile getiren türküler YASAK…

Yolsuzlukları anlatan tiyatro oyunları YASAK…

Mini etekli konser veren sanatçıya YASAK…

Son söz;

O yasak bu yasak…

Acaba bu durumda ne yapsak?

Yapılacak tek şey var;

‘Yasakları’ YASAKLAMAK…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM