Evet, evet;

Yanlış okumadınız…

Aynen okuduğunuz gibi…

Ordu’nun Korgan ilçe kaymakamı Miraç Akbulut, cumhuriyet bayramı töreninde Atatürk’ün vasiyetname tadından söylediği;

“Türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz” diye bir söz söylemişti ya hani…

İşte Atatürk’ün bu sözünü Korgan kaymakamı, cumhuriyet töreni sırasında yaptığı konuşmada dile getirdiği için, Ordu valisi hemen harekete geçiyor…

Ve 3 Kasım tarihinde görevden alıyor..

Hey Allah’ım hey!

Ne günlere kaldık be!

Acaba biz ne günah işledik!?

Ne günah işledik de, bugünlere geldik…

Atatürk’ün bu topluma uyarı niteliğinde söylediği;

“Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz.” sözünü söylemek;

Üst yöneticileri tedirgin edip, bir kaymakamı görevden alacak kadar tehlikeli ha!?

Yahu bu sözü ilk kez Korgan kaymakamı söylemiyor ki…

Biz bu sözü bir zamanlar ilkokulda okuttuğumuz öğrencilere altını çize-çize…

Üstüne basa-basa söylerdik be!

Demek;

“Bu ülke şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz” sözünü kullanmak bu kadar tehlikeli ve bu kadar sakıncalı ha!”

Bu sözlerden o kadar fazla korkmayın beyler korkmayın…

Bu duyarsız toplum var olduğu sürece siz hiç tedirgin olmayın…

Üstelik niye korkup, tedirgin olacaksınız ki;

Ülkenin dört-bir yanı şeyhlerle, dervişlerle dolu değil mi?

Yoksa efendilerinin önünde yaka ilikleyip biat eden…

Önünde iki-büklüm olup takla atan…

Ellerini oğuştura-oğuştura cemaat liderleri ve siyaset erbabının karşısında el-pençe divan duran ‘mürit’ sayısında bir azalma mı var!?

Niye tedirgin oluyorsunuz ki?

Atatürk’ün veciz sözlerinden neden ürperiyorsunuz ki!?

Onun gölgesinden hala niye korkuyorsunuz ki!?

Korkmayın beyler korkmayın…

Üç yıllık bir meslek yaşı olan bir kaymakamdan bu kadar korkulur mu hiç!?

El-alem duyarsa vallahi size türkü yakar…

Peki kim bu yaptığı konuşmayla ‘üstlerine’ korku salan kaymakam?

Çok kısaca onu da tanıyalım;

1994 İstanbul-Üsküdar doğumlu…

Aslen Rize ilinin Çayeli ilçesinden…

2017 yılında Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oluyor…

Kaymakamlık sınavını kazanarak;

2018 yılında göreve başlıyor..

Tekrar konunun özüne geri dönecek olursak;

Ordu valisinin, kaymakamı görevden alması kamuoyu tarafından yadırganıyor…

Ve bu kez vali çark ederek şöyle diyor;

“Korgan ilçesi kaymakamı görevin sorumluluğu ile bağdaşmayacak şekilde tutumu nedeniyle soruşturmanın selameti açısından görevden alınmıştır.”

“Yersen” diyeceğim ama diyemiyorum…

Çünkü kaymakamın yanında değil de, valinin yanında duracakların bir hayli çok olduğunu adım gibi biliyorum…

Bu can sıkıcı sohbetimizi özetleyerek sonlandıracak olursak;

Korgan kaymakamının açığa alınması bir ilk değildir…

Atatürk döneminden sonra bu tür olumsuz vakalar tüm idealist kaymakamların başından geçmiştir…

Bilenler bilir;

Ünlü roman yazarımız Yaşar Kemal ‘TENEKE’ isimli öyküsünü ve tiyatro oyunu olarak da yazmıştır…

Bir zamanlar;

Bir Anadolu kasabasında bir kaymakam vardır.

Toprak ağaları yönetmenliklere karşı gelerek ektikleri çeltik sıtmaya neden olur…

İdealist ve genç kaymakam tüm tecrübesizliğiyle, sıtmaya tutulan kasaba halkı adına ağalarla mücadeleye girişir.

Kaymakam halkın sağlığı ve çıkarları için halkın yanında durmasına rağmen, ağaların siyasi gücü üstün gelir ve kaymakam kasabadan sürdürülür…

Ve kaymakam ilçeden ayrılırken, haklarını savunduğu halk, idealist kaymakamın tarafında yer alacağı yerde, ağaların talimatıyla ilçeden ayrılan kaymakamın ardından TENEKE çalar…

Şimdi de var mıdır bilmiyorum…

Eskiden ‘çoğu kaymakamlık makamında’ Atatürk’ün şu sözleri asılıydı;

“Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin.

Hiç kimseyi aldatmayacaksın…

Ülke için gerçek amaç neyse onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin.

Herkes senin aleyhinde bulunacaktır..

Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır.

Fakat sen buna karşı direneceksin…

Önüne sonsuz engeller yığacaklardır;

Kendini büyük değil, küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.

Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin…”

Son söz;

Cumhuriyet bayramı töreninde ‘cumhuriyetin özüne yakışan’ bir konuşma yaptığın için senin önünde saygıyla eğiliyorum…

Ve senin gibi kaymakamların, yöneticilerin çoğalmasını diliyorum…

Ki, sizin gibilere çok büyük gereksinimi var bu ülkenin…

Siz ki mesleğinizin daha ilk basamaklarında kocaman yüreğinizi korkusuzca öne çıkardınız…

Sönmeye yüz-tutmuş umutlarımızı tekrar alevlendirip yaktınız…

Gericiliğe ve yobazlığa karşı çıkarak;

Bizi yaşama dair yeniden umutlandırdınız…

İyi ki varsınız…

Hoş kalın…

Hoşça kalalım,

Sağlık ve esenlik içinde olalım…

Sohbet konumuzla ilintili olarak da;

Korku duvarının dibinde oturuyorsanız…

Yani “aman başıma bir iş gelmesin” endişesi taşıyorsanız;

Kaymakamı destekleyici yorumlar yapmayabilirsiniz!