Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
CUMHURİYETİ YADIRGAYANLAR YENİLİKLERİNE ALIŞAMAYANLAR
  • 0
  • 187
  • 29 Ekim 2021 Cuma
  • +
  • -

Dünde vardı;

Bugünde var…

Çünkü;

Karanlıkta yaşamaya alışık yarasalar,

Aydınlıkta yaşamayı hep yadırgarlar…

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Bundan tam 98 yıl önce;

Takvim yaprakları ’29 Ekim’ tarihini gösteriyordu..

Ve bu tarihte aile Saltanatına son veriliyor;

Halkın kendi iradesini öne çıkaracağı Cumhuriyet kuruluyordu…

Ve bu konuda kurucu irade;

“Arkadaşlar, efendiler, ey millet biliniz ki; Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, mürşitler, meczuplar devleti olamaz.” diyordu…

Ve o kurucu irade ki;

“Cumhuriyet, fikri serbestliğin yanındadır.”

“Herkes düşüncesini özgürce söyleyip anlatmalıdır” dediğinde kimler rahatsız olmuştu?

Saltanatın kaldırılmasından bugün kimler istemiyor ve sür-git devam etmesini istiyorsa;

O günde aynı saltanat severler ve onların eksenini dolduran çıkarcı kesimler istemiyordu…

Ve;

Cumhuriyet yönetiminin öne çıkarmak istediği bütün yeniliklere ve devrimlere karşı çıkıyordu…

Karanlıklara meşale tutmak isteyenlere karşı çıkanlar ise şunlardı;

Derebeyliğini ‘toprak ağası’ olarak sürdürmek isteyenler…

Topraksız köylünün sırtına binip, emeğini sömürenler…

Halkın kutsal inançlarını sermaye yapıp;

Cemaat çoğaltma yarışına giren Şeyhler, Şıhlar, Dervişler…

Geleneksel kör alışkanlıklarını sürdürmek isteyen gericiler…

Geçimini ‘muska yazmakla’ sağlayan mollalar ve yobazlar;

Oldum-olası toplumun uyanmasını ve aydınlanmasını yıllar önce olduğu gibi bugünde istemezler…

Ve bu nedenle de;

O büyük insan Mustafa Kemal Atatürk’ü oldum olası sevmezler…

Manevi değerlerine küfrederler…

Adının yazılı olduğu mekanlarda ismini silip süpürürler…

Kısacası;

Onun bu ülkeye sağladığı kazanımlardan bir an önce kurtulup, yeniden kendi ‘saltanatlarını’ kurmak ve sürdürmek isterler…

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Bugün ‘cumhuriyetin’ kuruluşunun 98. yılı…

Bugün, Cumhuriyet Bayramı…

Bugün bu ‘bayramı’ kimileri yürekten, inanarak ve büyük bir istençle kutluyor…

Kimileri de -kutlarmış gibi yapıp- içten-içe küfrediyor…

Ve Cumhuriye Bayramını her-kim nasıl kutlarsa kutlasın;

Ben bugünkü ‘cumhuriyet bayramı’ sohbetimizi -herkesin bildiği- şu öyküyü bir kez daha anımsatarak bitirmek istiyorum…

Yıl; 1924

Mevsim İlkbahar…

Erzurum Pasinler’de büyük bir deprem meydana gelir…

Ve birçok ev, bina yerle-bir olup, yıkılır…

Mustafa Kemal Atatürk, hem felaketi bizzat yerinde görüp ve hem de halkı teselli etmek için deprem bölgesine gider…

Ve yaşlı bir ihtiyarın yanına giderek;

“Depremde çok zarar gördünüz mü baba?”

“Vallah çok görmüşik babo”

“Hükümet kaç lira verirse zararın karışlanır?

“Vallah padişah bilir”

Atatürk hafiften gülümseyerek;

“Baba artık padişah yok, onu siz kaldırmadınız mı?”

“Vallah onu da padişah bilir”

Atatürk bu kez şunu sorar;

“Baba, padişahlıkta, saltanat da ortadan kaldırıldı, şimdi sizin söz sahibi olduğunuz Cumhuriyet kuruldu, ondan haberin yok mu” der.

Yaşlı ihtiyar yine aynı şeyi tekrar eder;

“Vallah onu da padişah bilin babom”

Atatürk bu kez kaymakama dönerek;

“Siz, cumhuriyeti ve yeniliklerini, devrimlerini bu halka anlatmadınız mı?”

Kaymakam;

“Bütün köylere genelge yolladık paşam” der-demez Atatürk’ün yüzü birdenbire değişir ve kaşlarını çatarak, sinirli bir şekilde;

“Oğlum genelgeyle devrim olmaz.”

Son sözü yine Mustafa Mustafa Kemal Atatürk’ün iki veciz sözünü bırakalım…

Mustafa Kemal Atatürk, ülke sorunlarına uzaktan bakan…

Bir türlü kış uykusundan uyanmayan…

Ve toplumsal sorunlara duyarsız kalanlar için der ki;

“Uyuyan milletler ya ölür,

Ya da köle olarak uyanır.”

Ve çoğulcu, demokratik katılımcı düşünceyi bir kenara bırakıp ve kendisine mutlaka bir ‘çoban’ arayanlar için ne der;

“Eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen, ben size hiçbir şey öğretememişim demektir.”

Buyurun;

Şimdi bu sözleri ister bundan 98 yıl öncesine uyarlayın…

İsterseniz günümüzün yönetim anlayışına bağlayın…

Karar sizin…

Önemli not;

Görselde paylaştığım yaşlı kadın 110 yaşın üzerinde olup ve yüreği hala Atatürk sevgisiyle dolu alan Hakkari-Yüksekovalı bir anadır…

İkinci görselde;

Herkesin çok iyi bildiği bir fotoğraftır…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM