Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
EVİN KAPISINDA MADEN ARAYANLAR DESTEKLEYENLER VE KARŞI ÇIKANLAR
  • 0
  • 236
  • 04 Kasım 2021 Perşembe
  • +
  • -

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

İlgi alanınıza ne kadar girer, ne kadar girmez onu bilemem ama…

Bugünkü sohbetimiz;

Yine bir doğa tahribatı planlaması üzerine olacak…

Yani ‘Yavuz Türker’ isimli bir şirket;

Tirebolu’nun Harkköy merkezli ve hinterlandında, bağının bahçesinin içine girerek ‘altın, gümüş, bakır, kurşun’ gibi ne kadar değerli maden varsa hepsini dışarıya çıkaracak…

Nasıl mı çıkaracak?

Vallahi söylenildiğine göre;

Çevreye zarar verecek olan siyanür filan kullanılmayacakmış!…

Ancak;

(Bu konunun detaylarına biraz sonra gireriz)

İzniniz olursa, ben bu ‘maden çıkarma’ işine kimlerin desteklediğini ve kimlerin karşı çıktığını anlatmak isterim…

Doğanın ve yaşam alanlarının altını-üstüne getirerek;

Maden çıkarılması düşünülen arazinin üzerinde ne kadar yeşil varsa tırpanlanacak olan…

Yüzlerce, binlerce ağaç kesilerek tıraşlanan;

Yeraltında ve yerüstünde ne kadar canlı varsa, yuvaları dağıtılan…

Ve doğanın tahribatından sonra İklim dengesi bozulacağını hesaba katanların;

Bu ‘doğa tahribatına’ kimlerin ve hangi kurumların karşı çıktığını kısaca paylaşmak isterim…

Ancak şunu da peşinen belirtmeliyim ki;

Doğanın tahribatını ve canlıların yaşam alanlarının kaybolmaması için ve her zaman, her yerde olduğu gibi kadınlarımız yine işin en başında geliyor…

Ve yine en başta, yine en önde yürüyor…

Tıpkı;

Tirebolu Çevre Kültür Derneğinin en önde yürüdüğü gibi…

Bu derneğin başkanı olan sayın Sibel Arslan ve yönetimindeki kadın yöneticilerin öncülüğünde ‘yaşam alanlarımızdaki doğa tahribatına karşı çıkıyoruz’ başlığı altında karşı çıktıkları ve yürüdükleri gibi…

Ve bu ‘doğa tahribatının’ olmaması için destek verenlerin birisinin de TEMA Vakfı Giresun Temsilcisi Ömer Hacıahmetoğlu olduğunu da unutmadan söylemeliyim…

Ayrıca, çevre ve köy derneklerinden;

Dokuzkonak Dernek Başkanı…

Kuskunlu Köyü Dernek Başkanı…

Hasköy muhtarı da yörede doğa tahribatını önlemek istemeyenlerdi.

Ve birde hakkını teslim etmeliyim ki; (o gün tanıştığım)

Tirebolu İl Meclisi üyesi Ömer CEBECİ olağanüstü çevreci birikimiyle halkı en anlaşılır şekilde bilgilendirenlerdendi..

Ve her zaman olduğu gibi ‘zirai mühendislik’ bilgisini de öne çıkararak ve bilimsel bilgileri en anlaşılır şekilde halkı bilgilendiren Kutsi YAŞAR’ı da unutmamız gerekir…

Özetleyerek son düzlüğe girecek olursak;

3 Kasım günü ‘Harkköy’de yapılacak olan ‘Halkı Bilgilendirme’ toplantısından bir gün önce;

TEMA ve Tirebolu Çevre Kültür Derneğinin öncülüğünde 2 Kasım tarihinde;

Tirebolu Belediyesinin düğün salonunda bir küçük ön toplandı yapıldı…

Yapılan toplantıda;

3 Kasım tarihinde yapılacak olan ‘Bilgilendirme Toplantısında’ hangi konular dile getirilecekse bir-bir not alındı…

Ve 3 Kasım günü Tirebolu-Harkköye gidiyoruz…

Köye yaklaştığımızda jandarma kolluk güçleri tarafından çok sıkı bir denetlemeye tabi tutuluyoruz..

Belki görmeyenler ‘abartı’ sayacaklardır ama;

Her 20-30 metre aralıklarla kimlik yoklaması yaptırıyoruz…

Ve yine inanın bana;

Toplantı alanında 200 kişi varsa, yarısı jandarma ve sivil polis…

Biz katılımcıların güvenliğini sağlamak için mi orada bulunuyorlar?

Yoksa şirket yetkililerini korumak için mi oradalar? orasını bilemem.

Her neyse…

Harkköy (eski) bir İlkokulunun bahçesinde yapılan;

Halkı Bilgilendirme toplantısında yaklaşık 200 kişi var…

Ve bu katılımcıların çoğu 50, 60 ve 70 yaşın üzerinde…

Genç katılımcıların sayısı yok denecek kadar az…

Ve bu durumu görünce insanın şöyle düşünesi geliyor;

“Eğer, yörede bu yeraltında maden arama işi gerçekleşirse, işsiz gençlerin hepsine iş olanağı sağlanacağına göre, en çok bu işsiz gençlerin bu alanı doldurmaları gerekmez miydi?”

Demek ki bu köyde ve yöre köylerde işsiz genç yok…

Diplomalı-diplomasız bütün gençler iş-güç sahibi öyle ya…

Her neyse…

Geçelim…

Tekrar şu alanda yapılan konuşmalara geri dönelim…

Efendim;

Her zaman ve her yerde olduğu gibi şirket yetkilileri yine bol keseden umut pompaladı…

Ve maden aranacak arazilerde doğaya hiçbir zarar verilmeyeceği üzenine nutuk atıldı..

Karşıt düşüncelerde olanlar ise;

Düşündüklerini belgelerle, fotoğraflarla ve bilimsel verilerle açık açık söylemelerine karşın (çıkar sağlamaya çalışan beş-on kişi) şirketten yana olduklarını ifade etmek için;

Yüksek sesle, bağıra-bağıra konuşarak ajitasyon yaptı…

Ama yaptıkları bu yapay ajitasyonlar hiçbir işe yaramadı…

Yani;

Sessiz çoğunluğun duruşu, yaşam alanlarını yok edecek olan şirkete karşı olmaktan yanaydı…

Bakalım bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?

Daha doğrusu ‘yaşam alanlarının’ ve ‘doğanın yok olmaması’ için, bundan sonra yöre halkı ve çevreciler nasıl kenetlenecek?

Bunu da zaman gösterecek…

Kalın sağlıcakla…

Bir başka sohbette tekrar görüşmek üzere…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM