Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
İNSAN HAKLARI GERÇEKTEN VARMIDIR YOKSA MÜSADE EDİLDİĞİ KADARMIDIR
  • 0
  • 191
  • 10 Aralık 2021 Cuma
  • +
  • -

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Daha önceki söyleşilerimizde de ifade ettiğim gibi;

Her ne kadar emekli bir ‘eğitimcide’ olsam, yıl içinde kutlanan ‘özel günleri’ takip etme alışkanlığından hala kurtulamadım…

Sözü uzatmayalım…

Bugün günlerden 10 Aralık…

Yani ‘İnsan Hakları Günü’

Böyle bir ‘günün’ olduğunu bilmeyenler için özetliyorum;

  1. Dünya savaşı bitiyor…

Savaş kışkırtıcıları ve bizzat içinde olanlar bir araya geliyor;

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu kuruyor…

Dünyanın birçok ülkesi 10 Aralık 1948 tarihinde toplanıyor…

Ve bir ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ hazırlanıyor…

Bizim ülkemizde içinde olmak üzere;

Bu ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini’ 48 ülke onaylıyor…

6 Sosyalist ülke imzalamıyor…

Çekimser kalan sosyalist ülkelerin temsilcileri diyor ki;

“Tamam…

Beyannamenin 1. Maddesinde ifade ettiğiniz gibi; bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar- doğmasına da…”

İnsan Hakları Beyannamesinin 17. Maddesinde dediğiniz gibi;

“Kimse mülkiyetten keyfi olarak yoksun bırakılamaz, diyorsunuz demesine de…” derler…

Ve ‘çekincelerini’ şöyle gerekçelendirirler;

“Her insanın ekonomik olarak eşit doğmadığını…

Ve bundan yoksun bir durumun özgürlük ve hak sayılmayacağını…

Dolayısıyla bunun bir kandırmaca olduğunu…

Kapitalist sistemin bu kavramların içini boş bıraktığını…

Dolayısıyla;

Dünyaya egemen olan emperyalizm ve sınıflı toplumlara sahip devletler, bir taraftan ne kadar ‘İnsan Hatlarına’ saygılı olduğunu belirterek, kitleleri ‘insan hakları’ yanında olduğunu inandırmaya çalışırken” derler..

“Diğer taraftan yoksulluk verici politikalarına…

Gözaltında kayıplarına…

Hak ve Özgürlük taleplerine saldırılarına devam ederler” diyerek, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini, çekimser kalıp imzalamazlar…

Siz ne düşünürsünüz bu konuda bilemem ama…

Benim fikrimi soracak olursanız…

Ve günümüz dünyasında yaşanan olaylara da bir bakacak olursanız;

Sanırım sosyalistler haklı çıktılar…

Bu ‘haklı çıkmalarını’ aklımıza gelen birkaç belgesel verilerle ifade edecek olursak;

1948 yılında imza altına alınan ‘İnsan Hakları Beyannamesinden’ bu yana 73 yıl geçmiş…

Ve bu 73 yıllık süre içerisinde;

Gücü-kuvveti olan emperyalist, sömürgeci ülkeler birçok ülkenin kanını iliklerine kadar emmiş…

Bugüne kadar çıkardığı kirli savaşlarla 3,5 milyar insanı eceli gelmeden mezara göndermiş…

Dünya nüfusunun en az 3-4 milyar kişisini aç ve yoksul bırakmış..

Sömürmek isteği ülkenin vatandaşları arasında ırk ve mezhep ayrımı yapmış…

Cebini doldurduğu ve beynini kiraladığı insanları kullanarak, kutsal inançları pazarlamış…

Etnik kökenleri tetikleyerek;

Aynı ülkenin vatandaşlarını birbirine kırdırmış…

Mış-mış da mış mış…

Vesaire, vesaire..

Neymiş efendim;

Bundan 73 yıl önce birçok ülke bir araya gelerek İnsan Haklarına saygı beyannamesi imzalamış…

Tamam da…

Peki o tarihten sonra çıkarılar kirli ve haksız savaşları kimler çıkarmış?

Yemeye ekmek bulamayan ülkeler mi çıkarmış?

Yarasına mehlem bulamayan ‘kabileler’ mi çıkarmış?

Yoksulluğu kapılarından öteleyemeyen halklar mı çıkarmış?

Sahi kimler çıkarıyor bu savaşları?

Özetleyerek sonlandıracak olursak;

Günümüz dünyasında birçok ülke hala Ortaçağ karanlığını yaşıyor…

Birçok ülke hala ilkel geleneklerini sürdürüyor…

Günümüzde birçok ülkenin insanı;

Altın kaplamalı kaşıklarla sofra kurarken, nüfusun yüzde-doksanı yemeye ‘yemek’ bulamıyor…

Çatal-kaşık nedir adını bilmiyor…

Birçok ülkenin kaymak tabakası;

Kendisi gibi olan kendi sınıfının ve kendi aralarında ‘insan hakları, demokrasi, özgürlük, eşitlik çok iyi biliyorlar ve aralarında çok iyi paylaşıyorlar ama…

Diğer tarafta, nüfusun yüzde-doksanını oluşturan çoğunluğun ne eşit paylaşımdan haberi var…

Ne özgürlükten…

Ne demokrasiden…

Nede insan gibi yaşamaktan haberi var…

Yani;

Bin yıl, ikibin yıl, beşbin yıl öncekiler nasıl yaşamışlarsa, onlarda çok küçük bir değişimle eski ataları gibi yaşıyorlar…

Son sözü ‘çocuk hakları’ ve ‘insan hakları’ konusunda bir konuşma yapan Küba’nın efsane lideri Fidel Castro’ya bırakıyorum…

(Ve özetleyerek veriyorum)

Fidel Castro diyor ki;

“Bizler çoğu kez ‘İnsan Hakları’ üzerine konuşuyoruz…

Ama insanların hakları üzerine de konuşmalıyız.

Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorunda?

Diğerleri 70 yıl yaşasın diye, neden bazı insanlar 35 yıl yaşamak zorunda?

Diğerleri müthiş derecede zengin olsun diye neden bazıları berbat bir şekilde yoksul olmak zorunda?

Ben, bir parça ekmeğe bile sahip olamayan dünya çocuklarının adına konuşuyorum” der…

Hoş kalın,

Hoşça kalalım.

Sağlık ve esenlik içinde olalım.

En önemlisi de;

İnsan Hakları çok güzel ‘güzel’ olmasına da…

Ancak bu dünyada sınıfsal farklılıkların ve çelişkilerin var olduğunu ve hala sürdüğünü de unutmayalım…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM